Kilisede ayine Diyanet'ten vize
Abone olKültür Bakanlığı'nın bir gün ayin izni verdiği Van'daki Akdamar kilisesine Diyanet İşleri Başkanı'ndan da onay geldi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ''Farklı din mensupları inançlarının gereğine göre ibadetini yapabilmeli, kiliseleri varsa kiliseler ibadete, ayine açık olmalı. Bunlar tabii haklarıdır'' dedi.
Bardakoğlu, Türkiye'deki dini azınlıkların kendisini ikinci sınıf vatandaş olarak hissetmemesi gerektiğini belirterek, kendi dinlerine göre ibadetlerini yerine getirebilmelerinin ve kendi dini eğitimlerini verebilmelerinin önemini vurguladı.
Dini özgürlüklerin kısıtlanmasının huzursuzluğa yol açacağına işaret eden Bardakoğlu, toplumsal huzurun temel bir ayağını özgürlüklerin oluşturduğunu, özgürlük ortamında sevgi ve saygının geliştiğini söyledi.
Tarih boyunca bu topraklarda yaşayan dini azınlıklara hiçbir zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmadığını belirten Bardakoğlu, ''Türkiye farklı din mensuplarının kendi dini özgürlükleri açısından sıkıntı yaşadığı bir ülke olmamalı, zaten böyle de değiliz'' diye konuştu.
Herkesin dini özgürlüğünü savunduklarını, Doğu'da da Batı'da da Avrupa'da da Türkiye'de hep bunu söylediklerini belirten Bardakoğlu, ''Ama bu konuda tek karar verici merci biz olmadığımız için sadece toplumu aydınlatıyoruz'' değerlenmesinde bulundu.
Dini azınlıklara, ibadet ihtiyaçlarına uygun mekanların tahsis edilmesi gerektiğini dile getiren Bardakoğlu, ''Farklı din mensupları inançlarının gereğine göre ibadetini yapabilmeli, kiliseleri varsa kiliseler ibadete, ayine açık olmalı. Bunlar tabii haklarıdır'' dedi.
''AVRUPA VE BALKANLAR'DAKİ MÜSLÜMANLARA DA İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ''
İbadet özgürlüğünün Avrupa'da ve Balkanlar'daki Müslümanlar için de sağlanması gerektiğine işaret eden Bardakoğlu, şunları kaydetti:
''Avrupa'da, Balkanlar'da da Müslümanların camileri eşit derecede saygı görsün, korunsun. Tahrip olmuşsa onaralım. İspanya için de Yunanistan için de geçerli. Biz nasıl Anadolu'da bugüne kadar kiliseleri ve diğer dinlerin mabetlerini korumuşsak, gönlümüz ister ki aynı şekilde Yunanistan'da, Rodos'ta, Atina'da Müslümanların mabetleri korunmuş olsun, korusun. İsteyen kendi dinine göre ibadetini özgürce yerine getirsin, kendi dininin gereklerine göre davranabilsin.''
Son yıllarda dinlere özgürlük ve özgüven çerçevesinden değil, güvenlik çerçevesinden bakılmaya başlandığına dikkati çeken Bardakoğlu, bunun bir takım sorunlara neden olduğunu kaydetti.
Bardakoğlu, ''Dinlerimizi hep olumsuzlukların kaynağı ve mutlaka güvenlik tedbirleri alınması gereken bir risk alanı olarak görmek yerine özgürlük, özgüven bireysel ve toplumsal huzur imkanı olarak görmeli ve o yönünü geliştirmeliyiz'' diye konuştu.