KILIÇ’TAN ANAYASA AÇIKLAMASI
Abone olAnayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Dört siyasi partimizin önerilerini sunduktan sonra, müzakere imkanlarını zorlamamaları, ortak bir pa...
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Dört siyasi partimizin
önerilerini sunduktan sonra, müzakere imkanlarını zorlamamaları,
ortak bir paydada buluşmak için tıkanan noktada, yeni öneriler
ortaya koymamış olmaları sürecin yavaşlamasına yol açmıştır”
dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin 51. kuruluş yıldönümü ve yeni seçilen üye M.
Emin Kuz’un ant içme töreni Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nda
gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali
Babacan, Beşir Atalay ve Bekir Bozdağ, Danıştay Başkanı Hüseyin
Karakullukçu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ve yargı mensupları katıldı.
Yemin törenin ardından bir konuşma yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç, Türkiye’nin yeni bir anayasa arayışının bütün
ağırlığıyla gündemdeki yerini korumaya devam ettiğini söyledi.
Aslında bu arayışın 150 yıldır güncelliğini hiç kaybetmediğini
belirten Kılıç, “Anayasalar meşru temellere oturmadığı, değişime
açık tutulmadığı sürece, bu arayışın devam etmesi kaçınılmazdır”
dedi.
"TOPLUM, SORUNLARIYLA DEMOKRATİK BİR ORTAMDA İLK DEFA
YÜZLEŞİYOR"
2011 yılında yapılan genel seçimlerle birlikte yeni bir anayasa
yapılması ihtiyacı, tüm siyasi partiler tarından kabul görerek
dillendirildiğini kaydeden Kılıç, seçim sonrasında, Türkiye Büyük
Millet Meclisi’nde grubu bulunan her partinin eşit şekilde
katıldığı uzlaşma komisyonu kurulduğunu, meslek kuruluşları,
üniversiteler, işçi-işveren sendikaları, dernekler, vakıflar,
meclis dışındaki siyasi partiler büyük bir heyecan ve özveri ile
demokratik bir ortamda özgürce tartışmaların yapıldığını,
hazırladıkları öneri ve projelerini Meclis Başkanlığına
ilettiklerini ifade etti. Kılıç, “Uzlaşma Komisyonu’nun ileri
düzeyde radikal önerilere muhatap olmalarına rağmen, çalışmalarını
büyük bir sabır ve olgunluk içinde sürdürmüş olması demokrasimiz
adına ciddi bir kazanım olmuştur. Ancak, dört siyasi partimizin
önerilerini sunduktan sonra, müzakere imkanlarını zorlamamaları,
ortak bir paydada buluşmak için tıkanan noktada, yeni öneriler
ortaya koymamış olmaları sürecin yavaşlamasına yol açmıştır”
dedi.
Siyasi partilerin gayretleriyle yeni öneri ve çözüm yollarının
devreye girmesi halinde umutların tükenmeyeceğini belirten Kılıç,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Toplumun sarf ettiği bunca emeğin siyaset kurumlarınca anayasa
metnine dönüştürülmesi, ülke sevdası taşıyan her yüreğin dileğidir,
temennisidir, umududur. Toplumdaki her kesimin yeni anayasadan
beklentisinin farklı olması, kendi önceliklerine göre anlam
yüklemesi anlayışla ve doğal karşılanmalıdır. Toplum, sorunlarıyla
demokratik bir ortamda ilk defa yüzleşiyor, sorguluyor,
farklılıkları anlamaya çalışıyor ve yeni yapılacak toplum
sözleşmesinin kodlarını belirlemek istiyor. Bugüne kadar yapılan
anayasaların, devlet yöneticileri tarafından hazırlanarak halkın
onayına sunulmuş olması nedeniyle yönetilenler de ilk kez
iradelerini ortaya koyarak kendi yaptıkları sözleşmenin sahibi
olmak onurunu yaşamak istiyor. Bu güçlü iradenin karşılıksız
kalması halinde, toplum, yaşadığı anayasal sorunlara karşı ilgisiz
ve tepkisiz kalabilir. Bu sonuçtan, başta siyaset kurumlarımız
olmak üzere herkesin zarar göreceği açıktır. Korkmadan konuşabilme,
öfkelenmeden tartışma ortamı sağlanarak, farklı görüşler ve
öneriler arasında müzakere yolları usanmadan denemelidir.
Anlamaları ve tanımları derin ayrılıklar yaratan soyut kavramların
ön plana çıkarılması sorun üretmekte ve uzlaşma yollarını
zorlaştırmaktadır. Evrensel doğruluğu kanıtlamış açık, net
anlaşılabilir ‘ortak değerler’in referans alınması uzlaşma şansını
güçlendirecektir.”
Siyaset kurumlarının tam bir uzlaşma sağlamasının zaten
düşünülemeyeceğini dile getiren Kılıç, herkesin isteklerinin
anayasada yer alması gibi bir ütopyanın gerçeklerle
örtüşmeyeceğinin açık olduğunu belirtti. Önemli olanın referanduma
sunulacak anayasanın, yüksek bir katılımla kabulünü sağlayacak
ortak projelerin ortaya çıkarılması olduğunu kaydeden Kılıç,
“Toplumu, çoğunluğun ya da azınlığın dayatmasıyla karşı karşıya
bırakmak, sorunların derinleşmesine ve birlikte yaşama arzusunun
zayıflamasına neden olacaktır. Sivil toplum ile kurum ve
kuruluşlardan gelen hazırlıklarda uzlaşma imkanını kolaylaştıracak
yeteri kadar öneri ve alternatiflerin varlığı, siyasetin işini
kolaylaştırmaktadır. Kendi doğruları dışında öteki önerilere
kapıları kapatmak, siyaset kurumlarının anayasayı değiştirme
konusundaki samimiyetlerini sorgulama hakkını doğurur. Hızla
değişen dünyada çözümsüzlükte direnmenin getireceği hiçbir kazanım
olmaz. Çoğulculuğa dayalı geniş tabanlı bir uzlaşma süreci, ortaya
çıkan sorunlar nedeniyle çoğunlukçu anlayışla da anayasa
yapılabilir düşüncesine, haklılık kazandıran bir sürece dönüşmek
üzeredir. Bu yöntem de demokratik bir çaredir ancak, meşruiyet
sorununa ilişkin tartışmaları ortadan kaldırmayacaktır. Olumsuz
sona erecek bir sürecin, yeni anayasa yapımının ancak, demokrasi
dışı müdahaleler sonucu gerçekleşebileceği yönündeki temelsiz ve
yersiz düşüncelere haklılık kazandıracağı unutulmamalıdır” diye
konuştu.
(İHA)