Kılıçdaroğlu'nun sözü kanını dondurdu
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Londra'daki sözleri Kılıç'ın kanını dondurmuş!
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun Londra'daki temasları sırasında
söyledikleri, AK Parti Grup Başkanvekili ve Samsun
Milletvekili Suat Kılıç'ın kanını dondurmuş. Kılıçdaroğlu'nun her
gittiği ülkede, Türkiye aleyhine propaganda yaptığını ileri süren
Kılıç, tutuklanan gazeteciler için de "eğer suç işlemişlerse bunun
hesabını vermelidirler" diye konuştu. İşte Kılıç'ın gündemi
değerlendirdiği o ilginç sözleri;
Kılıç, Samsun'da, TRT Haber'in canlı yayınında, Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken'in sorularını cevaplandırdı.
Kılıç, Samsun'da, TRT Haber'in canlı yayınında, Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken'in sorularını cevaplandırdı.
''Gazetecilerin tutuklanmaları ve bu konuda iktidara yöneltilen eleştirilere'' değinen Kılıç, Türkiye gerçek anlamda laik, demokratik sosyal hukuk devleti ise herkesin, yargının yaptığı işlemler noktasında sorumluluğu yargıda görmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de yargının, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre bağımsız
ve tarafsız olması gereken bir kurum olduğunu ve 3 temel erkten
biri olduğunu vurgulayan Kılıç, ''Dolayısıyla Cumhuriyet
savcılarının yapmakta olduğu işlemler, mahkeme heyetlerinin
vermekte olduğu kararlardan dolayı AK Parti Hükümeti'ni hesaba
çekmek büyük bir haksızlık, hukuk bilmezlik, hukuk
tanımazlık'' diye konuştu.
''GAZETECİ DE SUÇ İŞLEDİĞİNDE HESABINI VERMELİDİR''
Gazetecilerin tutuklanmaları ile Hükümet'i ilişkilendirmenin yanlış olduğunu ifade eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Gözaltına alınan gazeteciler var, doğru. Bu gazetecilere yöneltilen sorular var. Bu sorulara alınan cevaplar sonrasında bu gazeteciler içinden yapılan tutuklamalar var. O da doğru. Bunları Hükümet'le ilişkilendirmek yanlış. Bu işlerin arkasında Başbakan'ın talimatı, Adalet Bakanı'nın talimatı varmış gibi, bir algı yaratmaya çalışmak kesinlikle yanlış. Türkiye'de bu kavram iğdiş edildi. 'Basın hürdür, sansür edilemez, gazetecilerin yazma özgürlüğü vardır, basın özgürlüğü vardır'. Ama basın özgürlüğünü, basın dokunulmazlığı gibi değerlendirmek, yeni bir dokunulmazlık zırhı yaratmak, kesinlikle yanlış şeylerdir. Evet; gazeteciyseniz, yazma hakkınız vardır. Hükümet'i eleştirebilirsiniz, Başbakan'ı, bakanları, iktidar partisi yöneticilerini kınayabilirsiniz. Bazı işleri beğenmeyebilirsiniz, beğenmediklerinizi köşenizde yazabilirsiniz. Burada bir problem söz konusu değil. Ama bir kişinin sırf gazeteci olmaktan dolayı dokunulmazlık zırhına büründürülmesi gibi bir şey söz konusu edilemez. Suç işliyorsa elbette ki gereği yerine getirilecek. Gazeteci de, asker de, öğretmen de, doktor da suç işleyebilir. Suç sıradan bir vatandaşa mahsus bir şey değildir. Nasıl ki vatandaş suç işlediğinde yargıya hesabını veriyorsa, siyasetçi de suç işlediğinde hesabını vermelidir. Gazeteci de suç işlediğinde hesabını vermelidir.''
''GİTTİĞİ HER BAŞKENTTE, KENDİ ÜLKESİNİ ŞİKAYET EDİYOR''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Kılıç, şunları kaydetti:
''Anamuhalefet lideri, birkaç aydır, yurt dışında Avrupa'yı, başkent başkent dolaşıyor ve gittiği her başkentte, kendi ülkesini şikayet ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Berlin'de Roma'da, Londra'da ve diğer Avrupa Birliği başkentlerinde, gittiği her yerde Türk Hükümeti'ni eleştiriyor, Türk yargısını eleştiriyor, Türkiye'deki hakim ve savcıları eleştiriyor. Türkiye'de gazetecilerle ilgili işlemleri eleştiriyor. Ergenokon davası sürecini yabancı başkentlerde eleştiriyor. Kılıçdaroğlu'nun en son Londra'da temaslarını takip ettiğimde adeta kanım dondu. Bir sömürge valisi edasıyla Türk Hükümeti'ni, Türk yargısını, Türkiye'nin hakim ve savcılarını İngiliz makamlarına şikayet etti. Bir basın toplantısı sırasında, bir basın mensubunun sorduğu soruya karşılık olarak, ''Bu soruyu siz Türkiye'de sormuş olsaydınız, Hükümet yetkilileri sizi gözaltına aldırırdı'' diyecek kadar kendi ülkesini karalama noktasında son derece bonkör davrandı. Anamuhalefet lideri demek, müstakbel başbakan demektir. Türkiye koşullarında bu belki mümkün değil ama ne olursa olsun, anayasal konumu bellidir anamuhalefet liderinin. Kendi ülkesini nasıl olur da Londra'da şikayet edebilir?''