Kılıçdaroğlu'nu susturacak ses kaydı
Abone ol11 bin hakim ve savcının seçtiği HSYK üyelerine militan diyen Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin kadrolaşma tarihinden yüzü kızaracak mı?
CHP ile yüksek yargı arasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun "militan yargı" sözleriyle başlattığı tartışma, CHP'nin bu konudaki sabıkasını da akıllara getirdi.
1994 yılında Mehmet Moğultay yargıda kadrolaştıklarını nasıl itiraf etmişti?
İşte Bugün'den Adem Yavuz Arslan'ın ses getirecek yazısı...
Şike tartışmaları nedeniyle gündemde yer tutmadı ama anamuhalefet partisi ile yüksek yargı arasında enteresan bir tartışma var.
CHP, uzun süre HSYK ve yüksek yargının mevcut yapısını ve seçim sistemini korumak için direndi. Kendisiyle çelişip Meclis'i bile boykot etti. Fakat halk oylamasında yüzde 58'lik bir kabul gelince ilk kez seçimle yüksek yargıya üye atandı. İsminde halk olan ama halkın tercihlerine itibar etmeyen Kılıçdaroğlu yönetimi o gün bugündür HSYK ile kavgalı. Her fırsatta yüksek yargıya hakarete varan ifadelerle yükleniyor.
İPUCU OLSUN DİYE...
Bu konuda 'nirvana'yı pazar günü İzmir'de yaptı. Gündoğdu Meydanı'ndaki kalabalığın da etkisiyle coşan Kılıçdaroğlu 11 bin hakim savcının oyuyla seçilen yeni HSYK üyelerine 'militan' dedi. Danıştay ve Yargıtay'a seçilen üyelere de. Hatta yüksek yargıyı 'iktidarın arka bahçesi' olmakla itham etti. Doğal olarak HSYK böyle bir ithama sessiz kalmadı ve özür beklediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu ise bugün yapılacak bütçe görüşmelerine atıf yapıp "Perşembe konuşacağım, herkes dersini alacak" dedi.
SEYFİ OKTAY VE MEHMET MOĞULTAY'IN KADROLAŞMA İTİRAFLARI
Nasıl bir ders verecek bilmiyoruz ama ipucu olması açısından arşivlere bakarsak bambaşka bir tablo görüyoruz. İçinden yargı, kadrolaşma ve 'arka bahçe' geçen tüm tartışmalarda ilk hatırlanan şey Seyfi Oktay ve Mehmet Moğultay'ın Adalet Bakanlıklarıdır. Yargıda siyasallaşma iddiaları 1993'te Tansu Çiller'in başbakanlığındaki DYP- SHP koalisyonunda başladı. İki bakan döneminde, yazılı ve sözlü mülakat yöntemiyle 2 bine yakın hakimve savcı alındı. 1994'teki hakimlik ve savcılık sınavında dereceye girenlerden yarısından fazlası 'subjektif nedenlerle' elendi. O günlerde basına yansıdığı şekliyle adaylara 'namaz kılmak' gibi özel sorular da yöneltilmişti.
SEÇİM USULÜ CHP'NİN
Ne Barolar Birliği'nin ne de siyasi partilerin itiraz ettiği seçimde şunlar yaşandı:
Yazılı sınavda ilk 10'a giren 4, 50'ye giren 27 ve ilk 100'e giren 57 hakim ve savcı adayı mülakatta 'başarısız' bulundu. Ne gariptir ki sınav sorularını hazırlayanda cevap kağıtlarını okuyanda bakanlık bürokratlarıydı. Üstelik sınav klasik usülle yapıldı. Şaibe çıkınca sonraki yıllarda sınav ÖSYM'ye devredildi. Moğultay ise 'kadrolaşma' eleştirilerine cevap verirken, 'siyasallaşma itirafı'nda bulundu:
"Elbette kendi partililerimi alacağım. Sınavda MHP'lileri mi alacaktım?"
Moğultay'ın bu sözleri büyük tartışmalara neden oldu ancak 'rejim krizine' dönüştürülmedi. Balyoz Darbe Planları'nda Mehmet Moğultay'a cunta hükümetinde devlet bakanlığı düşünülmüştü. Kaldı ki son dönemde yapılan operasyonlarda o dönemin Bakanı Seyfi Oktay'ın yüksek yargıyı nasıl yönettiği telefon kayıtlarında açıkça gözüktü. HSYK ve yüksek yargı üyelerinin mevcut Bakan Sadullah Ergin'i değil de 15 yıl önceki Bakan Oktay'ı dinledikleri görüldü.
ÜYE SEÇİM USULÜNÜ CHP BELİRLEMİŞTİ
Ayrıca hatırlatmak gerekir ki HSYK ve yüksek yargıya üye seçim usulünü CHP belirledi. Çünkü hükümetin hazırladığı anayasa değişikliği öncesindeki oylama maddesini AYM'ye götürüp iptal ettiren CHP'ydi. Yani HSYK'daki üyelerin dağılımı CHP'nin eseridir.
Diyor ki Kılıçdaroğlu: "160 militan aldılar, blok oy kullanıyorlar." Meclis'te en fazla hukukçu CHP'de. Eğer kendi grup başkan vekillerine ve üyelerine sorarsa yüksek yargıda blok oy kullanılmasının gelenek olduğunu görürdü. Bugüne kadar 50. turda ancak seçilebilen daire başkanları gördük.
TARHAN'I OKTAY MI ÖNERDİ?
Ayrıca hatırlatmak gerekir ki HSYK ve yüksek yargıya seçilenlerin hiçbiri AK Parti döneminde mesleğe başlamış hukukçular değil. Bugün Grup Başkanvekili olan Emine Ülker Tarhan 30 Ağustos 1994'te Seyfi Oktay tarafından bakanlığa alınmıştı. Üstelik de Oltu Orman İşletmesi'nde çalışırken. YARSAV Başkanlığı'na oradan da CHP'ye hızla yükselen Tarhan'ı acaba Seyfi Oktay mı önerdi Kılıçdaroğlu'na?
Çünkü Kılıçdaroğlu, Oktay için "Görüşlerine çok saygı duyduğumuz bir hukukçu" demişti. HSYK eski Başkan Vekili Kadir Özbek ve bazı HSYK üyelerinin ortaya çıkan tapelerindeki ifadeleri de Kılıçdaroğlu'nun yanlış analiz yaptığının delili. Özetle Kılıçdaroğlu'nun, bugün TBMM'de 'ders verme'den önce dersine çalışıp kendi partisinin tarihine bakmasında fayda var
SİYASETTE TERCİHLERİ CHP OLUYOR
Öte yandan, Kılıçdaroğlu yargı için 'iktidarın arka bahçesi' iddiasında bulunurken, yargı mensuplarının CHP'den siyasete atılmaları dikkat çekiyor. Örnekler, yargı mensupları arasında siyaseti tercih edenlerin CHP saflarında ter döktüğünü ortaya koyuyor.
Erzincan eski Başsavcısı İlhan Cihaner, Yargıtay eski tetkik hakimi ve YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan son seçimlerde görevlerinden ayrılarak CHP'den aday oldular ve milletvekili seçildiler. Tarhan, CHP'de grup başkanvekilliği görevine kadar yükseldi.
Eski HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, 22 Haziran seçimlerinde CHP'den adaylık için Yargıtay üyeliğinden istifa etmiş ancak listelere girememişti. Eski Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Yusuf Kenan Doğan da Malatya'da CHP'nin 2. sıra adayı olmuş ancak seçilememişti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi eski Başkanı Mustafa Kıcalıoğlu ise, CHP kontenjanından İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmişti.