Kılıçdaroğlu'nu kızdıran köstebek kim?
Abone olCHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MYK toplantısında konuşulanların dışarı sızmasına işte böyle isyan etti...
CHP'de referandum ateşi düştü. Kemal
Kılıçdaroğlu, dikkatini parti içine yöneltmeye başladı. CHP
Lideri, 'dışarıda' iktidarla, 'içeride'
muhalefetle uğraşıyor. Yani, yıllar sonra yeniden siyaset
lûgatının ön sayfalarına düşen Baykal hizibiyle...
Deyim yerindeyse, 'kaset zoruyla' koltuk değişiminin yaşandığı CHP'de, siyasi değişim talebiyle de parti içinde sancılar başladı. Bu değişime en çok direnenler ise Deniz Baykal ekibi...
KILIÇDAROĞLU'NUN ÖNÜNDE İKİ KRİTİK RAPOR
Partide, iki önemli rapor hazırlanıyor. Birincisi türban raporu. Kulağımıza çalınan bilgilere göre, 'Türban Ön Raporu', Genel Başkanlık katına sunulmuş. İkincisi ise 'Kürt Raporu'... Bu raporun da bütün ayrıntıları ile öne çıkarılması ve kamuoyuna açıklanması bekleniyor. Duyduğumuza göre, CHP, Kürt Raporu'nu Diyarbakır'da açıklayacakmış.
CHP'de bu konuda önemli bir hassasiyet var. SHP dönemindeki
rapora, yeni koşullarla ayak uyduran "konjonktürel
ekler" konulacak. Raporun ana temasını, Türkiye'nin üniter
birliğinin korunması ve kültürel özgürlüklerin sonuna kadar
savunulması oluşturuyor.
Ancak... Asıl problem burada başlıyor. CHP'nin siyaset masasında duran iki kritik rapor, yönünü demokrasiye çevirmeye çalışıyor. Parti içi muhalefet, bu raporlara 'karşı gibi görünmemekle' birlikte, Baykal Statükosu'nun siyasi cereyanlarıyla kıvılcımlar yaratıyor. İşin doğrusu, Baykal ekibi, Kılıçdaroğlu ile Önder Sav'ın şahsında öne çıkan bazı isimleri hedef tahtasına koymuş.
Bu, bir başka analizin konusu. Burada dikkat çekmek istediğimiz mesele, partinin yeni doğrultusu konusunda muhalefetin direnişi... Kılıçdaroğlu ve ekibine karşı direnç gösteren gruplar, zaman zaman CHP Lideri'ni de zora sokuyorlar. Son örnek şu;
KIIÇDAROĞLU KÖSTEBEĞE BÖYLE İSYAN ETMİŞ
Kılıçdaroğlu, son MYK toplantısında konuştuklarının dışarıya sızdırılmasını 'pek manidar' bulmuş. Hatta, isyanını bir adım öte götürerek, "Burada konuşulanları ertesi gün gazetelerde, köşe yazarlarında okuyorum. Eğer böyle olursa bir daha konuşmam" demiş.
Kılıçdaroğlu, yalnızca bu konuda muzdarip değil. Birlikte çalıştığı siyaset arkadaşlarıyla da kimi zaman ihtilafa düşebiliyor. Mesela...
RESEPSİYON KRİZİNİN PERDE ARKASI
29 Ekim resepsiyonu da MYK’da geçtiğimiz hafta birkaç cümle ile konuşuldu. Sonrasında Kılıçdaroğlu, Önder Sav ve grup başkanvekilleriyle birlikte özel bir toplantı yaptı. CHP Grupbaşkanvekillerinden biri, “Milletvekilleri soruyor, 29 Ekim resepsiyonuna gidilecek mi?" sorusuna yanıt istedi. Bunun üzerine resepsiyona gidilmemesi kararlaştırıldı.
ÖNDER SAV NE DEMEK İSTEDİ?
Ama ertesi gün Muharrem İnce, 'Katılmayacağız' diyerek, kamuyouna açıklama yapınca, olan oldu. Aynı akşam kılıçdaroğlu, İstanbul'da gazetecilerle buluşmasında, "Belli değil"sözleriyle 'müphem' bir açıklamada bulundu. Önder Sav da, Muharrem İnce’yi telefonla aradı ve "Sen haklısın, doğrusunu yaptın" sözleriyle, İnce'ye arka çıktı. İnce de Sav'ın desteğini alınca aynı yönde konuşmaya devam etti. Dedikodulara göre, İnce de yakın çevresine, "Ben haklıyım. Ben öğlen açıklama yaptım. Genel başkan hiç değilse beni akşama kadar arayabilirdi" demiş.
Anlayacağınız, CHP'de işler karışık. Bir yandan Baykal ekibi bir yandan Önder Sav ekibi, 'Demokles'in Kılıcı' gibi Kılıçdaroğlu'nun üzerinde sallanıyor. Kılıçdaroğlu, yeni süreçte başarılı olmak ve genel başkanlığını liderliğe dönüştürmek için bir hayli mücadele etmek zorunda kalacak gibi görünüyor.