Kılıçdaroğlu’nu ifadeye çağıran savcı konuştu
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ’sehven’ ifadeye çağırdıktan sonra soruşturmadan el çektirilen Savcı Mehmet Demir, "Sehven olan kon...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ’sehven’ ifadeye
çağırdıktan sonra soruşturmadan el çektirilen Savcı Mehmet Demir,
"Sehven olan konu, Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili sıfatının
gözden kaçmasıdır" dedi.
Savcı Mehmet Demir, hakim ve savcıların hukuki görüşlerini
paylaştığı Adalet.org adlı sitede Kılıçdaroğlu’nun sehven ifadeye
çağrılmasıyla ilgili bir yazı yayınladı. Sitede yer alan "Sehven
Çağrılmıştır" başlıklı yazıda Kılıçdaroğlu’nun ifade için
çağrılmasının birkaç gündür medyanın gündeminde olduğunu hatırlatan
savcı Demir, “Ben hiçbir gazeteciye özel olarak açıklama yapmadım.
Birkaç gazeteci beni telefonla aradı bir tanıdık gibi olayla ilgili
bir şeyler sordu. Bunu bir röportaj gibi kaydettiklerini veya not
ettiklerini söylemediler. Hatta söylemediğim sözleri de ilave
etmişler" şeklinde konuştu.
Savcı Demir tarafından kaleme alınan yazıda, “Olayın aslı şu, Bilal
Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nu hakaret ettiğinden bahisle şikayet
etmiş. Bu dilekçe müracaat savcılığına verilmiş. UYAP’a Kemal
Kılıçdaroğlu şüpheli olarak kaydedilmiş. Suç hakaret olduğu ve
uzlaşmaya tabi görüldüğü için ocak 2014 itibariyle Uzlaştırma
Bürosuna tevzi edilmiş. Dosya benden önce başka bir savcı arkadaşa
tevzi edilmiş. Daha sonra 30 Ocak 2014 itibariyle yeni işbölümü
yapıldı ve ben uzlaştırma büroda görevlendirildim. Bu görevlendirme
ile birlikte bana bu büroda önceden görevli olan ve son işbölümü
ile başka büroda görevlendiren iki savcıya ait 1700 dosya tevdi
edildi. Ben son iki buçuk ayda bütün bu dosyaları tek tek okudum
gereğini yaptım ve şu an dosya sayısını 650 ye düşürdüm. İşte bu
yoğunluk içinde diğer dosyalarda olduğu gibi bu dosyaya da ’şüpheli
ve şikayetçi davet’ yazarak kaleme vermişim. Çıkan davetiyeleri de
elektronik imza ile imzalamışım" ifadelerine yer verildi.
"Bu olayda sehven olan konu Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili
sıfatının gözden kaçmasıdır" diyen savcı Demir, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Kaldı ki bu husus davetiyenin Ankara’ya gönderilmesinden de
bellidir. Eğer bilerek olsa Ankara’ya talimat yazmak gerekirdi. Bu
olayda sehven olan konu Sayın Kılıçdaroğlu’nun milletvekili
sıfatının gözden kaçmasıdır. Kaldı ki bu husus davetiyenin
Ankara’ya gönderilmesinden de bellidir. Eğer bilerek olsa Ankara’ya
talimat yazmak gerekirdi."
Kılıçdaroğlu’nu konuyu abartmakla suçlayan savcı Demir, “Davete
muhatap olanlar tarafından konu fazlasıyla abartılıp kabartıldı.
Sehven de olsa bir davetiye gelmiş, gelinmez biter gider. Zorla
getirme çıkarmamışız, yakalama çıkarmamışız, sorgulama yapmamışız,
olmayan bir suçu biz isnat etmemişiz. Yani abartılacak hiçbir şey
yok ortada. Sehven gönderilen şey dahi sonuçta bir davetiyedir.
Bundan bu kadar fazla sonuç çıkarmanın hiçbir gereği yoktu"
dedi.
“ZEKERİYA ÖZ BENZETMESİ YANLIŞ”
Savcı Demir, "Yazdığım yazılar ne ’Mısır’daki olaylara darbe
demişim’, ’17 aralık bir darbe girişimidir karşı çıkalım demişim’,
’Emniyet konusu suç teşkil eden emre uymamakla demokrasiyi korudu’
demişim, ’Sayın Başbakana Gezi eylemleri hakkında açıklama yapması
için yazmışım’, ’Gezicilere eylemlere son vermesi için yazmışım. Bu
yazılardan benimle ilgili sonuçlar çıkarıp bir sürü yaftalama
yapılması hakkaniyete uygun değildir. Zekeriya Öz benzetmesi
yapılmış. Ben sehven de olsa en fazla davetiye çıkarmışım. Bu
Zekeriya Öz’ün uygulamalarına hiç benzememektedir" dedi.
“DAVETİYE SEHVEN ÇIKARILMIŞ”
Öte yandan, Demir yazısında “Teoride, kasten olsa dahi şikayete
maruz kalan bir vekile davetiye gönderilememesi mutlak değildir.
Prof. Erdoğan Teziç ve birçok Anayasa hocası şikayet edilen
milletvekiline davetiye gönderilebileceği görüşündedir. Lehine olan
delilleri ileri sürmesi ve hatta meclisin dokunulmazlık konusunu
görüşürken dosyanın tamamlanmış olması yönünden de bu hususun
gerekli olduğu ileri sürülmüştür. Davetiye sehven çıkarılmış, ancak
olay gündeme düştükten sonra yaptığım kapsamlı araştırma sonucunda
ben de yukarıda belirtildiği gibi uzlaşmaya tabi olsun veya olmasın
şikayet edilen bir milletvekiline davetiye çıkarılması gerektiği
kanaatine varmış bulunmaktayım. Davetiyede bir sakınca yoktur. Eğer
davetiyeden sonra zorla getirme gibi başka işlemler yapılırsa işte
bu dokunulmazlık kavramına aykırı olur. Davet edilmesi kaldı ki
uzlaşma için davet edilmesi milletvekili dokunulmazlığına ve
dolayısıyla anayasaya aykırı değildir. Bu görüşün aksi de sabit
değildir. Aksini söylemek de nihayetinde görüşlerden bir görüştür.
Olayın tamamı ve gerçeği budur. Bunun bu kadar abartılıp Anayasa
ihlali boyutuna kadar çıkarılması fazla işgüzarlıktır bence"
ifadelerine yer verdi.
(İHA)