Kılıçdaroğlu'ndan ultimatom gibi mesaj
Abone olKılıçdaroğlu, siyasette yeni bir sayfa açtıklarını belirtirken ''Bu ülkede bize oy veren, vermeyen bütün yurttaşlarımızı kucaklayacağız." dedi.
Partisinin Abant kampında konuşan CHP lideri
Kılıçdaroğlu, siyasette yeni bir sayfa açtıklarını belirtirken ''Bu
ülkede bize oy veren, vermeyen bütün yurttaşlarımızı
kucaklayacağız." dedi ve partinin yeni ilkelerini
açıkladı.
Kılıçdaroğlu, Abant'ta düzenlenen toplantının ardından geldiği
Mudurnu ilçesinde partililer ve vatandaşlarca karşılandı. Esnafla
görüşen Kılıçdaroğlu, ardından Belediye Başkanı Mehmet İnegöl'ü
makamında ziyaret etti.
Mudurnu Belediye Nikah Salonunda partililere seslenen Kılıçdaroğlu,
Abant'ta düzenlenen toplantıda 2011'de yapılacak seçimleri
değerlendirdiklerini belirtti.
İllerin sorunlarını masaya yatırdıklarını anlatan Kılıçdaroğlu
açıklamalarını şöyle sürdürdü:
''2011 seçimlerine 'nasıl hazırlanırız, nasıl daha iyi
sonuçlar elde ederiz' diye düşüncelerimize ortak aklı egemen kıldık
ve bir araya getirdik. Çalışırsak her şey olur. Buna kesinlikle
inanıyorum. Çalışacağız. Ama sadece benim, sadece sizin çalışmanız
da yetmiyor. Hepimizin çalışması, hepimizin çaba harcaması
gerekiyor. Güçlü olduğumuz zaman sesimiz daha çok gür çıkacak.
Türkiye'yi kucaklayacağız, insanımızı kucaklayacağız''
TEMİZ SİYASETİ GETİRECEĞİZ
Kılıçdaroğlu, siyasette yeni bir sayfa açtıklarını her seferinde
söylediğini kaydederek, konuşmasında şunlara yer verdi:
''Temiz siyaseti getireceğiz. Bu ülkeye temiz siyaseti
örnek yapacağız. Bu ülkede bize oy veren, vermeyen bütün
yurttaşlarımızı kucaklayacağız. Her yurttaşımızın sorununa
eğileceğiz. Emeklilerimiz var. Burada da çok sayıda emeklimiz var.
Büyük kentlere baktık, çok sayıda kapıcımız var. İstanbul'da
milyonlarca kapıcı var. Acaba onların sorunlarına ses getiren,
sorunlarına çözüm üreten bir siyasal parti çıktı mı? Şöyle
hafızanızı bir yoklayın. Merdiven altı üretim yapan yani
çalışan, yani sigortasız çalışan yüz binlerce insanımız var. Acaba
bu insanların dertleri ile birisi ilgilendi mi? 'Ya arkadaşlar,
sizin derdiniz nedir' diye sordu mu? Veya onlara dönüp de 'siz
sigortasız çalışıyorsunuz, sizi yasa dışı çalıştırıyorlar, sizin de
sigortalı olmanız lazım, sizin de kıdem tazminatı almanız lazım,
sizin de tatil hakkınız lazım, sizin de hastalandığınız zaman
hastaneye başvurup sağlık güvencesinden yararlanmanız lazım'
diyebildik mi? Yeteri kadar demedik. Bazen onları unuttuk, başka
konularla ilgilendik. Şimdi diyoruz ki halkla ilgileneceğiz, halkın
sorunları ile ilgileneceğiz, halkla iç içe olacağız ve onlarla
beraber olacağız.''
KENDİMİZİ YETERİ KADAR ANLATAMADIK
Gittiği her yerde emeklilerin hep şikayet ettiklerini,
''aldığımız aylıklarla geçinemiyoruz'' dediklerini
belirten Kılıçdaroğlu, ''Doğru, emekliler haklı, geçinemiyorlar.
Ama emekli kardeşlerimiz şunu unutmasınlar, kendi sorunlarını,
kendi sonlarını kendileri hazırladılar. 5510 sayılı yasa çıktı. Bu
yasanın bir maddesinde (emekliye milli gelir artışından pay
verilmez) der. Yani (emekli bu ülkenin ikinci sınıf vatandaşıdır)
der. Türkçesi o. Biz bunu protesto ettik. Meclis Genel Kurulunu
terk ettik. (emekliyi ikinci sınıf vatandaş konumuna
getiremezsiniz) dedik. Seçimler oldu yüzde 34 olan AKP'nin oyu
yüzde 47'ye çıktı. Şimdi emekli (geçinemiyorum) diyor. Şöyle bir
çelişkiyi yaşıyoruz. Biz emeklinin hakkını savunuyoruz, emekli
çıkışı başka bir yerde arıyor. Demek ki yanlışlık bizde. Emekliye
daha fazla gidecektik, gerçekleri daha fazla anlatacaktık.
Örgütlerimizle gidecektik, kahvelere girecektik, kahvede
anlatacaktık size 'böyle bir oyun oynandı, bilginiz olsun'
diyecektik. Yeteri kadar anlatamadık. Ama bundan sonra
anlatacağız'' diye konuştu.
TÜRKİYE'DE HER YERE GİDECEĞİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları
kaydetti:
''Hep denirdi ki (Efendim Başbakan şu kadar yere miting yapmaya
gitti referandumda) Onu üçe katladık. Bundan sonra hiç gözünün
yaşına bakmayacağız. Benim gittiğim yerlere o giremeyecek.
Onu söyleyeyim size. Her yere gideceğiz Türkiye'de, her yere
gideceğiz. O ve onun adamları cepleri için çalıştılar, vatandaş
için çalışmadılar. Bu kadar açık söylüyorum. Onlar zenginleşti,
vatandaş fakirleşti. Onlar zenginleşti, esnaf dükkan kapattı. Onlar
zenginleşti, çoluk çocuğu han hamam sahibi oldu. Dönüp
vatandaşa (size kömür veriyoruz) dediler. Üniversiteyi bitirmiş
genç çocuk (iş ver, iş) diyor. (Benim makarnaya, bulgura ihtiyacım
yok, iş vereceksin çalışacağım) diyor. (Alnımın teri ile
kazanacağım, evime helal ekmek götüreceğim. Ben bunu istiyorum)
diyor. Onun için söylüyorum hep beraber çalışacağız, halk için
çalışacağız. Siyasete temiz sayfa açtık derken, kendimiz için
çalışmayacağız, siyasette zenginleşmeye son. Siyasette dürüst
olacağız, siyasette halk için çalışacağız, halk
zenginleşecek.''
KEŞKE HEPİMİZİN VARLIĞI ÇOK İYİ OLSA
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Ama hiç bir ülkenin Başbakanı çıkıp şu lafı etmez, (her
üniversiteyi bitiren iş bulacaktır diye bir kural yoktur) demez.
Sizler çocuklarınızı üniversiteye ne diye gönderirsiniz?
Daha iyi okusunlar, daha iyi iş bulsun, daha iyi bir yaşam
standardı sağlasın, bizim çektiğimiz sıkıntıları onlar çekmesin,
onlar daha iyi bir hayat standardı yakalasın diye. Bunun için
çocuklarımızı üniversiteye gönderiyoruz. Ama bu ülkenin
Başbakanı çıkıp şunu söyleyebiliyor. (Her üniversiteyi bitiren iş
bulacaktır diye bir kural yoktur). Peki Sayın Başbakan herkesin
çocuğu senin çocuklarınla aynı şartlarda mı? Tabii eğer birilerinin
çocuğu senin çocuğun eşit şartlarda ise eyvallah söylediğin doğru.
Ama eşit şartlarda değilse kusura bakmayın. (Bir dönem yurt dışında
çalışacak) dedi. Sonra geldi. Valinin gözetiminde askerlik yaptı.
Uzun bir süre askerlik yaptı değil mi? Onun için vatandaşların
bütün gerçekleri görmesi lazım ve her yerde bunu anlatmamız
lazım.''