Kılıçdaroğlu'ndan türban yorumu
Abone olCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Danıştay'ın türban kararını değerlendirdi...
CHP Lideri Danıştay 8. Dairesi'nin başörtüsüyle ilgili
aldığı kararı, "Yargı kararlarına herkes saygı duymalı, biz de
saygı duyacağız." sözleriyle değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Erzurum'a hareketinden önce
Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
cevapladı.
Kılıçdaroğlu, Danıştay 8. Dairesi'nin üniversitelerde görev yapacak akademik personel için yapılan ALES sınavına başörtüsü ile girilemeyeceği kararını değerlendirdi. Yargı kararlarına herkesin saygı duyması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz de saygı duyacağız." dedi.
Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal'ın önceki gün odasında
yapılan aramalar hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu,
"Sayın Başbakan'ın, hükümet yetkililerinin kendilerine
sorması gerekir, acaba yoğun bakımda yatan hastanın odası 6.5 saat
aranır mı aranmaz mı? Bu odaya doktor denetiminde bir kişinin
girmesi doğru mudur, değil midir? Eğer bunlara doğrudur diyorlarsa,
yapılanlar da doğrudur. Eğer hayır bunlar yanlıştır, öyle bir şey
olmaz, yoğun bakıma herkes elini kolunu sallayarak, yoğun bakıma
giremez diyorlarsa o zaman en azından yoğun bakım ünitesinin
gerektirdiği koşulların sağlanması lazım. Öyle anlaşılıyor ki
bunların hiçbirisine uyulmadı. Türkiye zaten bir hukuk devleti
olmaktan süratle uzaklaşıyor. Bunları da artık olağan karşılamaya
başladık." diye konuştu.
Bir gazetecinin, 'Öğrencilerle bir araya gelecek
misiniz?' sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Öğrenciler
kabul ederlerse büyük bir zevkle." karşılığını verdi.
O STADIN İHALESİ KİME VERİLDİ?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzurum’da NTV’den Miray
Akdağ Uluç’un sorularını yanıtladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, kısaca şunları söyledi:
“Galatasaray taraftarına eleştiri getirmek politikacılar tarafından
hiç doğru değil. Demokrasiye inanıyorsanız insanların karşı
düşüncelerini dile getirmelerine protestolarına saygı duyacaksınız.
Sadece beni alkışlayacaksınız gibi bir anlayış hangi demokraside
olabilir? Tek gücün olduğu bir yerde kimse protesto edemez ve biz
buna demokrasi diyeceğiz. O yüzden hele hele Galatasaray stadını
biz size yaptık, lütuf mantığı ile bunu söylüyorlarsa bu hiç doğru
değil. Milletin parası ile yapacaksınız, millete satmaya
kalkacaksınız. Millet bunu yutmuyor. Konuşma yaparken de
aşağılayacaksınız, sizin bürokratınız aşağılayacak o insanlar da
protesto edip ‘Sen bunu yapamazsın’ diyeceklerdir.
O stadyumun ihalesi kime verildi, kim var bunların arkasında, orada
çalışanlarla o ihaleyi alanlar arasında bir bağlantı var mıdır, yok
mudur. Bunu ileriki günlerde arkadaşlarımız ayrıntılı olarak
kamuoyuyla paylaşacaklar.
Bir ihalenin sağlıklı olması lazım. TOKİ’deki ihaleler,
usulsüzlükler ve yolsuzluklarla ilgili kitaplar yazıldı. TOKİ
başkanı doğrudan Sayın Başbakan’a bağlı. Bir ihale organı niye
doğrudan Sayın Başbakan’a bağlı olur? Bizim bildiğimiz kadarıyla
sadece MİT doğrudan doğruya Sayın Başbakan’a bağlıdır, bu da
doğaldır. Bu iktidar döneminde en ballı kaymaklı ihalelerin
yapıldığı kuruluşun yöneticisi doğrudan niçin Başbakan’a bağlı?
Sayın Başbakan TÜSİAD’ın Genel Kurulu’na katıldı, yine güzel
tablolar çizdi ama ne yazık ki o konuşmaların yapıldığı sırada
Adana’da polis bir operasyon yapıyordu. İnsanlar taksitle
böbreklerini satıyorlar. Sayın Başbakan kendine sordu mu bu
insanlar niye taksitle böbreklerini satıyorlar.
Başbakan gerçekleri görmüyor. Sayın Başbakan ana muhalefet
partisinin taahhütleri 200 katrilyonu buluyor. Ben Sayın Başbakan
rakamlardan biraz anlar diye tahmin ediyordum. Samimi söylüyorum;
ne rakamdan ne bütçeden, ne hedeflerden, ne ilkelerden... Hiçbir
şeyden anlamıyor. Hele 200 milyar rakamını veren bir Başbakan’ın
Türkiye'nin gerçeklerinden de haberi yoktur. Sayın Başbakan’ın
üstelik bürokrasi deneyimi de yok. Sayın Başbakan ihalelerle
uğraşana ihaleler dağıtan ülkeyi pazarlayan bir konumda.
Başbakan’ın ülkenin gerçekleri ile ne ilgisi var bu ülkede ne kadar
vergi hangi koşullarda toplanıyor, nerelere nasıl harcanıyor diye
Sayın Başbakan biliyor mu? Bizim yoksulluğu önlemek için yaptığımız
taahhütlerden korktu Sayın Başbakan. Yoksul sayısı artıyor ve bu
yapıyı genişletmek istiyor Sayın Başbakan.
Her siyasal partinin temel hedefi tek başına iktidar olmaktır,
bizimde öyle. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına bu ülkenin
ihtiyacı var. Çiftçisi memnun değil, esnafı memnun değil. Ekonomisi
iyi değil, emeklisi ne durumda, uluslararası ilişkilerde iyi değil.
Bütün bunlara baktığımız zaman Türkiye yeniden rayına oturan bir
ülke konumuna gelmek zorundadır. Bunu yapacak olan da sosyal
demokrat bir partidir. İnsanların inançlarına, etnik kimliklerine
saygı gösteren, onların sorunlarına talip olan kararlılıkla
mücadele eden; Erzurum’a gelen Ağrı’ya, Hakkari’ye Trakya’ya giden
bir partiye, güçlü bir partiye ihtiyacı var. O nedenle biz CHP’ye
bu ülkenin tek başına iktidara gelmesine ihtiyacı var.
İnsanlık Anıtı’nı ziyaret etmek gibi bir planım yok ama Kars’a
gittiğim zaman anıt büyük zaten görünüyor. Anıt tartışmaları
aslında toplumun gündemini çalmak demektir. Bu ülkenin başka derdi
yok mu? 2.5 aylık bir çocuk açlıktan öldü, Türkiye'nin bunu
tartışması lazım. İşsizlik almış başını gidiyor, esnaf şikayet
ediyor siftah yapamıyoruz diye. Biz bunları unutmuşuz, bu ülkenin
derdi Kars’taki heykel. Başbakan gündemi saptırmak halkın gözünü
boyamak başka yerlere çekmek için yapıyor bunu. Heykelin olmaması
olması çok önemli değil; heykellerin, güzel sanatların gelişmesi
halkın karnının doyduğu ortamda daha güzel olur. Türkiye'de
özgürlük yok. Bir kişinin özgürlüğü var o da Recep Tayyip Erdoğan.
Onun dışında kimsenin yok, kimsenin konuşmaya neredeyse hakkı da
yok. Halkımızın, aydınların, sanayicinin, esnafın ve çiftçinin bunu
görmesi lazım. Türkiye'de halkın iktidarının olması gerekiyor.”