Kılıçdaroğlu'ndan Sözcü Gazetesi'ne ziyaret
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü Gazetesi'nin Ankara bürosunu ziyaret ederek, hakkında dava açılan Emin Çölaşan ve Sözcü Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile görüştü.
Sözcü Gazetesi'nin Ankara bürosunu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında dava açılan Emin Çölaşan ve Sözcü Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’la görüştü. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Sözcü Gazetesi'nin Türkiye’nin en genç gazetelerinden birisi olduğunu belirterek, “Gazete cumhuriyete bağlı, Atatürk devrimlerine bağlı, demokratik, laik sosyal hukuk devletine bağlı, kadın-erkek eşitliğine inanan, insan haklarına inanan, bütün haksızlıklara karşı çıkan ve bu amaçla her gün onları satın alınan milyonların sözcüsüdür. Genç olmasına karşın bütün haksızlıklara karşı direnç gösteren ve geniş kitlelerin sözcüsü olan Sözcü’ye karşı bir kumpasın kurulduğunu biliyoruz. Haksız suçlamaların yapıldığını biliyoruz. Beni derinden üzen yargının içinde bulunduğu durum. Adalet dağıtması gereken bir kurum eğer adaletsizlik dağıtıyorsa, adalete olan güveni temelden sarsıyorsa hepimizin oturup düşünmesi lazım” dedi.
"Bu FETÖ'cüleri güçlendiren bir harekettir"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sözcü ne yaptı? Darbeye karşı çıktı. Sözcü ne yaptı? Cumhuriyeti
savundu. Sözcü ne yaptı? Kadın erkek eşitliğini savundu. Sözcü ne
yaptı? Herhangi bir vatandaş mağdur olduğu zaman onun sesi oldu.
Sözcü ne yaptı? Çalışanların sözcüsü oldu. Dolayısıyla bir gazeteyi
akılalmaz iddialarla suçlamak gerçekten de Türkiye’nin içinde
bulunduğu durumun ne kadar vahim olduğunu bize gösteriyor. Sözcü’ye
karşı yapılan bu hareketi içimize sindiremiyoruz. Bu FETÖ'cüleri
güçlendiren bir harekettir. Yargının Sözcü'ye yaptığı kumpas hiçbir
zaman Sözcü yazarlarının geri adım atması gibi bir süreci
başlatmayacaktır.”
“Liyakatı yok ederseniz yani işi ehline teslim
etmezseniz bu tür kazalar da kaçınılmaz olur”
Basın mensuplarının Ankara’da dün yaşanan tren kazasıyla ilgili
sorusu üzerine “Öteden beri söylüyorum. Devlette liyakat sisteminin
ne kadar önemli olduğunu, devletin kurumsal yapısının güçlenmesi
açısından liyakat sisteminin ne kadar önemli olduğunu her
konuşmamda ifade ettim. Eğer liyakatı yok ederseniz yani işi ehline
teslim etmezseniz bu tür kazalar da kaçınılmaz olur. Demiryollarını
düşünün, ulaşımda en güvenli araç Devlet Demiryolları. Nasıl oldu
da en güvensiz araç haline dönüştü? Yeni kazalar değil bunlar.
Geçmişte de benzer kazalar yaşandı. Liyakat sisteminin çöktüğünü
görüyoruz. Devletin iyi yönetilmediğini görüyoruz. Bütün bu
sağlıksız oluşumların faturasını insanlar ölerek ödüyorlar”
şeklinde konuştu.