Kılıçdaroğlu'ndan Soner Yalçın'a ziyaret
Abone olCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün tahliye edilen Oda TV davası sanığı Soner Yalçın’ı ziyaret etti.
Yaklaşık 25 dakika süren ziyaretin ardından CHP Lideri
Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri'ye 'akademi' benzetmesi
yaptı.
Fatih Camii'de Asım Kocabıyık'ın cenazesine katılan Kemal
Kılıçdaroğlu, buradan ayrılarak Soner Yalçın'ın Levent'teki evine
hareket etti. Kılıçdaroğlu, saat 14.15 sıralarında Yalçın'ın evine
geldi. Soner Yalçın'ın yakınları tarafından kapıda karşılanan
Kılıçdaroğlu'na CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de eşlik
etti. Görüşme 25 dakika sürdü.
KARAKOLDA İMZA ATMAYI İÇİNE SİNDİREMİYOR
Kemal Kılıçdaroğlu, Yalçın’ı ziyaretinin ardından kısa bir
değerlendirmede bulundu. Yalçın’a geçmiş olsun dileklerini
ilettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ”Soner Yalçın bir konudan
şikayetçi. ‘Ben neden her Çarşamba günü karakola gidip imza
atacağım? Ülkemi seviyorum. Ülkem ve halkım için çalıştım. Onların
sağlıklı bilgi edinmeleri için çalıştım. Her Çarşamba karakola
gidip imza atmayı içime sindiremiyorum.’ diyor. Kendisi Silivri
Hapishanesi’nden çıktı. Evine dönmesi ise kapalı cezaevinden çıkıp,
yarı açık cezaevine dönmesi gibi bir şey.” dedi.
Türkiye’de baskı olduğunu öne sürülen Kılıçdaroğlu, “Baskı hemen
hemen toplumun her kesimi tarafından hissediliyor. İşçisi,
işvereni, sanayicisi, sanatçısı, sade yurttaşı, herkes telefonla
konuşmaktan korkuyor. Dolayısıyla Türkiye’de demokrasiye, özgürlüğe
ihtiyacımız var. Soner Yalçın mücadele edeceğini söyledi. Bir
mücadele adamı zaten o. Samizdat büyük bir olasılıkla yabancı
dillere çevrilecek ve okutulacak.” diye konuştu.
ÇÜNKÜ ORADA DEĞERLİ AKADEMİSYENLER VAR
“Espri olarak Silivri’ye 'toplama kampı' diyordum. Ama bundan sonra
‘Silivri Akademisi’ diyeceğim.” diyen Kılıçdaroğlu, “Çünkü orada
akademisyenler var. Son derece değerli hocalar var. Eski rektörler
var. Bilim insanından yararlanmak gerekirken, onları hapislerde
çürütmenin akılla, mantıkla, demokrasiyle, özgürlükle bağdaşır bir
tarafı yoktur. Türkiye çağdaş bir ülke olacaksa, cezaevlerinde
bilim adamı olmamalı. Onlar bizim çocuklarımızı yetiştirmeli. Onlar
ülkemizin geleceği için önemli bir teminattır.” ifadelerini
kullandı.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının gündemle ilgili
sorularını cevapsız bıraktı.