Kılıçdaroğlu'ndan Metin Feyzioğlu'na destek
Abone olCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'la Danıştay
toplantısında tartışan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na,
destek geldi. Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a sert sözlerle yüklendiği
sırada salonda 'yuuuh' sesleri yükseldi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup
toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından
önemli satırbaşları:
"Ekonomi iyi durumda değil önce bunu bir görelim. Geçen hafta bu
konuda çok somut rakamlar vermiştim. O rakamları tekrar sunacağım
kredi kartı borcu alan vatandaşımızın sayısı 847 bin, ekonomi çok
iyi durumumuz çok iyi her şey parlak diyen 3 milyon 81 bin kişi var
demek ki bir sorunumuz var. 2003 yılında borç miktarı, 13 milyar
lira. Vatandaş borç batağında, hali perişan hiç iyi değil. Fatura
hep Ayşe hanıma çıkıyor çünkü onun tükettiği mal pahalılaşmış
durumda. İkinci emekliye çıkıyor çünkü zam 3.3 oranında. emekli
kardeşim senin bütün sorunlarına sahip çıkan kişiyim. Sana %3 zam
verdiler enflasyon %5. Bu iktidar senden yana mı bu iktidar senden
yanaysa git oyunu ver.
'MEMUR-SEN'LE HÜKÜMET MEMURLARA KUMPAS
KURDU'
Üçüncü fatura asgari ücretlilere çıkıyor asgari ücretliler de
bilsin ki fatura onlara çıkıyor. Hükümet 'bize kumpas
kurdular' diyor MEMUR-SEN'le hükümet memurlara kumpas kurdular
bunun farkına varın.
Günümüzde devlet adamı kavramı var bu kavramı çok iyi bilmeliyiz.
Devlet adamı kimdir devleti yöneten kişi olmalıdır. Dürüst
olmalıdır devlet adamı paraları sıfırlayın dememelidir, öfkeyle
kinle hareket etmemelidir bütün yurttaşları kucaklamalıdır. Acaba
bu ülkeyi yönetenlerin devlet adamı kimliği var mı?
ŞEYH EDEBALİ'NİN ÖGÜDÜ
Devleti 700 yıl önce kuran Osman bey neleri miras bırakmış? Bir kaç
metre bez, at için zırh takımı, bir tuzluk, bir kaşıklık, bir
çizme, bir kaç sancak, bir sade kılıç, bir mızrah ve bir kaç da
koyun. Şeyh Edebali Osman'a "Ey oğul beysin. Bundan sonra
güceniklik bize, gönül almak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana.
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana. Ey oğul öfken aklını
mağrur eder. Bu yüzden sabırlı ol. Bir bey sabretmesini bilmelidir.
Cahiller arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlıyken
itibarını kaybedene acı. Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar
emniyette değildir. Nereden geldiğini bil ki gideceğin yeri
unutma" diye öğütlemiştir.
Kin ve öfkeyle devletin yönetilemeyeceğini dünya göstermiştir.
Şimdi biz Şeyh Edebali'nin öğütlerini okuyoruz. Keşke herkes ondan
gerekli dersleri alınabilmiş olsaydı. Keşke devleti yönetenler
akılla mantıkla devleti yönetebilseydi. O zaman bunlar
yaşanmazdı. 21. yüzyılda mutlak güç diye bir kavram yoktur artık,
güçler ayrılığı ilkesi vardır. Yasama, yürütme yargı bunun üzerine
inşa edilmiştir. Dördüncü güç, medya vardır. Akılla yönetilmeyen
toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir. Biz 21.yüzyılın Trükiye'sinde
ağır bedeller ödemek istemiyoruz. Biz birinci sınıf demokrasi
istiyoruz. Bu ülkenin insanı birinci sınıf demokrasi istiyor ve ona
layıktır.
Siyasetçi her eleştiriyi dikkatlice dinlemek zorundadır. Biz
akıllıca davranacağız eleştiriyi dikkatlice dinleyeceğiz. Eğer siz
öfkeyle kalıp öfkeyle hareket ederseniz, bütün toplumu ateşe atmış
olursunuz. Biz milletvekili dokunulmazlığına hep karşı çıktık.
Kürsü dokunulmazlığına iktidar gerekli özeni gösteriyor mu?
'DEVLETİ YÖNETEN BİR DİKTATÖR
BOZUNTUSU...'
Sayın Kamer Genç meclis kürsüsünde konuşurken onlardan birisi geldi
bir omuz darbesiyle sesini kesmeye çalıştı. Bunun adı demokrasi
değil arkadaşlar. Sözden korkulur mu düşünceden korkuyorlar.
Kürsüde yapılan her konuşma saygıdeğer bir konuşmadır. Biz neden
medya özgürlüğünü savunuyoruz temel amacı işte bu. Biz şimdi
düşüncesini açıklayana tahammül edemiyoruz. 'Sen konuşamazsın'
diyoruz. Kim söylüyor bunu? Devleti yöneten bir diktatör bozuntusu
söylüyor. Bunu asla kabul edemeyiz. Bizi destekler desteklemez her
düşünceye bizim saygımız var."
Danıştay'da kriz yaratan o anların öncesini anlatan
Kılıçdaroğlu, "10 Mayıs Danıştay’ın 146. Kuruluş yıldönümü. Törene
ben de gittim. Tören sırasında gittiğimde ön sırada oturan devlet
ricali vardı. Ben de onlara merhaba dedim. Saygı içinde ayağa
kalkıp tokalaştık. Bir kişiye de elimi uzattım. Hafif öne doğru
eğildi ama ayağa kalkmadı. Olabilir. O onun saygısının ne anlama
geldiğini gösterir. Bir şey demiyorum. Biraz sonra Genelkurmay
Başkanı da içeri girdi. Baktım bu esas duruşa geçmiş. Elini
uzatıyor, başını eğiyor. Beğenirsin beğenmezsin herkese saygı
duymak zorundasın. Birinin önünde esas duruşa geçebiliyorsun ama
eleştiriye tahammül edemiyorsun. İnsan kendi egosuna teslim
olursa böyle manzaralar çıkar. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama
herkes saygılı olmalıdır. Egosu bu kadar şişkin kişi nasıl topluma
saygılı olacak?" dedi.
'DÜNYANIN EN CAHİL
ADAMI'
Önce Danıştay Başkanı çıktı, sonra da Barolar Birliği Başkanı sayın
Feyzioğlu çıktı. Konuşmanın sonlarına doğru baktım birisi
koltuğunda duramıyor bir türlü. Sonra birden yanındakilerle
konuşmaya başladı, ama her seferinde ses tonunu arttırarak. Sonra
ayağa kalktı, kürsüde konuşan hatibe 'edepsizlik
yapma' diye bir söz söyledi. (Bu sırada CHP'li vekiller
Başbakan Erdoğan'ı yuhaladı) Devlet adamı demiştik değil mi? Şeyh
Edebali'nin öğüdünü okumuştuk değil mi? Bi de bu arada bir tarihten
bahseder. Tarihi de bilmiyor. Hayatımda gördüğüm dünyanın en cahil
adamı.
İşte o anlar:
‘BUNU DUYUNCA KULAKLARIMA İNANAMADIM’
Konuşmada edebi aşan tek bir cümle yok. Bizi de eleştirdi
muhalefet olarak. Biz de saygıyla dinledik,
dinleyeceğiz. Arkadan daha büyük bir şey söyledi, söyledikleri
için 'baştan aşağı yalan' dedi. Bunu duyunca
kulaklarıma inanamadım. Hukukun üstünlüğü onun için baştan aşağı
yalan tabi
AYM’de Başkan hukukun üstünlüğüne vurgu yaparsa, aynı benzer
konuşmalar Danıştay’da da yapılırsa demek ki Türkiye’de bir sorun
var 'Sen buna müdahale ediyorsun, hukukun üstünlüğü
yok' diyorlar ama o buna tahammül edemiyor.
'FEYZİOĞLU'NUN SEÇİLMESİ
MİLLETVEKİLLERİNDEN DEMOKRATİKDİR'
Anayasa mahkemesi başkanı hukukun üstünlüğüne atıfta bulunursa
demek ki bir sorunumuz var. Ama o buna tahammül edemiyor.
Vesayetten söz ediyor bunlar diyor atamayla gelenler diyor.
Feyzioğlu'nun Barolar Birliği Başkanlığı'na seçilmesi,
milletvekillerinin seçilmesinden daha demokratikdir.
'SEN DİKTATÖR DEĞİL, DİKTATÖR
BOZUNTUSUSUN'
Kim seçiyor milletvekilllerini bu diktatör bozuntusu seçiyor. Darbe
hukukunun arkasına saklanıyor. Çünkü o da darbeci. Diktatör diyorum
ama kusura bakma sen diktatör değil, diktatör bozuntususun.
Bir baro düşünün İstanbul Barosu Avrupa'nın en büyük barosu.
Yöneticilerini yargılamaya çalıştı. Kusura bakma CHP olduğu sürece
senin gerçeklerin gerçekleşmeyecek. Gazetecileri hapse attılar,
'Sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım' dedi.
Ve yetinmediler havuz medyası oluşturdular. Asıl bunun üzerinde
durmamız gerekiyor. Fezlekeler görüşülürken TBMM'de fiili yasak
uyguladılar. Neden korkuyorsunuz, neden çekiniyorsunuz?
Anayasa Mahkemesine 'gayrimilli' diyeceksin, işadamlarına 'vatan
haini' diyeceksin, çiftçiye 'al ananı da al git' diyeceksin
gazeteciye boynundaki tasmaları çıkardık diyeceksin sonra da bu
ülkede darbe yapılıyor diyeceksin.
'MENDERES'İN TIRNAĞI
OLAMAZSIN'
Menderes kim, sen kim? Menderes'in tırnağı olamazsın sen?
Menderes'in adını ağzına alamazsın. Menderes oğlunu arayıp paraları
sıfırla demedi. Sen kendini Menderes'le kıyaslayamazsın. 17
Aralık'ta darbe diyor. Allah aşkına neyin darbesi?
'DARBE FALAN YOK'
Darbe paranoyasının arkasına saklanmasın. Ortada darbe falan yok. Sen bu milletin cebine darbe yaptın. Senin çocukların, bakanların köşeyi döndü.
Senin bakanın Zafer Çağlayan'ın rüşvet aldığını darbeciler mi
iddia ediyorlar? Muammer Güler'in, Egemen Bağış'ın rüşvet aldığını
darbeciler mi iddia ediyor?
Her kuruşun hesabını soracağız hiç endişemiz yok. Darbe
paranoyasının ardına saklanmasın. Senin oğlunun bakanlarının yatak
odalarında o kasaların ne işi var. Bunların hesabını vereceksin.
Bizim umudumuz halktır, halka güveniyoruz. Halkın vicdanına, dürüst
insanların vicdanına sesleniyoruz.