Kılıçdaroğlu'ndan koalisyon için adres
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon için en iyi tercihin AK Parti- MHP seçeneği olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümet kurma
görevinin kendisine verilmesi halinde Saray'a gitmeyeceğini
söyledi. Kılıçdaroğlu, hükümet konusunda AK Parti ile MHP
koalisyonunun daha güçlü bir olasılık olduğunu
söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan gazetesinden Murat Çelik'in sorularını cevapladı. İşte o röportajdan bazı satır başları;
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili hep, “Kaçak Saray” ifadesini kullanıyorsunuz ve “Oraya gitmem” diyorsunuz... Bu da, Erdoğan’a tepkiniz olarak görülüyor ve koalisyon görüşmelerinin atmosferini etkiliyor. Bu durum, yarınki görüşmeye de etki eder mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan gazetesinden Murat Çelik'in sorularını cevapladı. İşte o röportajdan bazı satır başları;
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili hep, “Kaçak Saray” ifadesini kullanıyorsunuz ve “Oraya gitmem” diyorsunuz... Bu da, Erdoğan’a tepkiniz olarak görülüyor ve koalisyon görüşmelerinin atmosferini etkiliyor. Bu durum, yarınki görüşmeye de etki eder mi?
- Bunu, bir Erdoğan karşıtlığı üzerinden görmemek lâzım.
Hukukun üstünlüğü kuralının geçerli olduğu bir ülkede, ki
Türkiye’de de bunun geçerli olduğunu düşünüyoruz; devlet kendisini
gecekonduda inşa etmez, gecekonduda görmez, göstermez, görmemeli,
göstermemelidir. Dolayısıyla, Saray’a gidip gitmemeyi Erdoğan
karşıtlığı olarak görmemek gerekiyor. Erdoğan, diyelim ki Dışişleri
Konutu’nda kabul ettiği zaman gidiyorsunuz zaten. Buradaki olay şu:
Sizin devletin saygınlığına gölge düşürmemeniz gerekir. Eğer
birileri gölge düşürüyorsa da, sizin o düşen gölgeye ortak
olmamanız gerekir. İşin özü bu.
"GÖREVİ SARAYDAN ALMAM"
Bir şekilde, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti kuramazsa
ve görev sırası size gelirse?..
- Cumhurbaşkanı, Sayın Baykal’ı Dışişleri Konutu’nda kabul
etmişti mesela... Ben öyle bir durumda görevi almaya, benzer bir
çağrı olursa tabii giderim. Saray’da değil, başka bir yerde
yani.
İlk tur pazartesi (yarın) başlıyor. Şeffaf bir süreç
işliyor. Herkesin kartları açık... Sizin 14 şartınız var
mesela...
- ‘Şart’ demeyelim de, kuralımız var, 14 ilkemiz var diyelim.
Üç aşağı - beş yukarı konuşulacakları kamuoyu biliyor.
Görüşme baş başa mı olacak, heyetler arası mı? Format,
katılım belli oldu mu?
- Tercih tümüyle Sayın Davutoğlu’na ait. Bire bir mi görüşmek
ister, heyetler halinde mi görüşmek ister, onun tercihi. Randevu
talebinde bulunan o, görüşmenin içeriği de kendisine ait. Bizim şu
an için bildiğimiz; heyet olarak gelecekler. 1 + 4 şeklinde bir
heyet. Ama yanındaki arkadaşlar kimler olacak onu bilmiyoruz.
Bildireceğiz dediler ama isimleri şu ana kadar bildirmediler. Biz
de ona göre bir heyet belirleyeceğiz ve oturup konuşacağız.
Müzakere masasına koyacaklarınız arasında, ‘Erdoğan’
başlıklı bir dosya olacak mı?
- Biz koalisyon görüşmelerinde ‘Erdoğan faktörü’nün tümüyle
devre dışı tutulmasını istiyoruz. Bu, Cumhurbaşkanlığı makamına
duyduğumuz saygının gereği. Diyoruz ki, Sayın Erdoğan
Cumhurbaşkanlığı makamındadır. Dolayısıyla koalisyonun nasıl
kurulacağına, hangi koşullarda kurulacağına kararı Davutoğlu ve
koalisyon ortağı verecektir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu koalisyonun
belirlenmesinde bir aktör olarak devreye girmesini doğru
bulmuyoruz. Hem hukuk açısından, hem etik açısından doğru
bulmuyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın Anayasal sınırları içinde kalması ve 17
/ 25 Aralık konuları bu süreçte çok konuşuldu. Bu konular, ilk
planda masanın dışında mı duracak? Böyle mi anlamalıyız?
- İçeriği konusunda Sayın Davutoğlu’ndan bir şeyler
bekleyeceğiz tabii. Biz kendisine “Hoşgeldin” diyeceğiz, kendisi de
içerik konusunda bilgi verecek bize. Biz tabii Türkiye’nin
hükümetsiz kalmaması düşüncesinden hareketle, CHP olarak elbette
bir koalisyonun içinde yer alabiliriz ama bunun nasıl olacağını,
hangi koşullarda yer alacağımızı da oturup konuşmamız gerekiyor.
Onlar neleri, hangi koşulları düşünüyorlar... Sayın Davutoğlu,
“Önyargısız olarak görüşmeler yapacağız” diyordu, biz de önyargısız
bir görüşme yapacağız ama nasıl bir görüşme olur, nasıl sonuçlanır,
doğrusunu isterseniz bugünden bir şey söylemek mümkün değil.
"ÇOK DA KOLAY GÖRÜLMÜYOR"
Sizle, iki hafta kadar önce yaptığımız röportajda “Kamuoyu
kendini çok da hazırlamasın, hayal kırıklığı yaşanmasını istemem”
demiştiniz. O günden bu güne, sanki biraz daha olumlu bir noktada
mısınız?
- 14 ilkemize bakıldığı zaman, Ak Parti ile bir koalisyonun
çok da kolay olmadığı çıkıyor ortaya. 13 yıllık bir uygulamanın
sonuçları var ve bu 13 yılda tahrip edilen, devletin hukuk düzeni
var. Bunların tamamının onarılması gerekiyor. Yani bir onarım
hükümetinin oluşması gerekiyor. Böyle bir onarım hükümetine AK
Parti ne kadar hazır, bunu bilmiyoruz. Ama ben bütün açık
yürekliliğimle bunları Sayın Davutoğlu’na aktaracağım.İlkelerimiz
güzel ilkeler ama AK Parti bunu ne kadar içselleştirebilir, ne
kadar kabul edebilir onu bilmiyorum.
“Bu iş bizimle zor” diyorsunuz bir anlamda, öyle
mi?
- Açık söyleyeyim... Bütün bunları önlerine koyduğumuz zaman,
bizimle koşulların çok rahat uyuşmayacağını, uyuşamayacağını ben
zaten ifade ediyorum. Bu nedenle, CHP – AK Parti koalisyonu
olasılığını düşük görüyorum ben.
MHP ile bir koalisyon ihtimaline göre mi daha düşük
görüyorsunuz?
- Tabii... Türkiye’nin hükümetsiz kalmaması açısından açıkça
söylüyorum: MHP – AK Parti koalisyon ortaklığı olasılığını daha
güçlü görüyorum. MHP ile koalisyon kurmalarının daha kolay olduğunu
düşünüyorum. Seçmen kitleleri arasında geçişkenlik olduğunu. Üç
aşağı - beş yukarı benzer dünya görüşlerine sahip olduklarını...
Meclis Başkanlığı seçiminde MHP’nin verdiği bir destek olduğunu,
bunun da koalisyon görüşmeleri sırasında bir artı olarak
düşünüleceğini görmemiz gerekiyor. ben AK Parti - MHP
koalisyonunun, CHP – AK Parti koalisyonuna göre daha rahat
kurulabileceği kanısındayım.
O zaman, bu değerlendirmenizi de mi söyleyeceksiniz Ahmet
Davutoğlu’na?
- Bu şekilde bir yol göstermemiz şık olmayabilir ama görünen
tablo öyle bir seçeneğin daha güçlü olduğunu gösteriyor bize.
MHP Lideri’ne “Sen Başbakan ol” dediniz, Bahçeli tepki
gösterdi. Son olarak da, “Hükümet ortağı olsak da benim Başbakan
Yardımcısı olmam şart değil” dediniz. Şahsen kabine içinde yer
almamak gibi bir tercihiniz mi var?
- Koşullara bakmamız lâzım. Koşulların kendi içinde gerçekten
tutarlılığı varsa niye olmasın? Olur tabii. Ama o koşullar bizim
arzu ettiğimiz tarzda olmazsa, bizim arzu ettiğimiz tarzda bir yapı
oluşmuyorsa, o zaman başka bir arkadaş o görevi üstlenebilir. Bizim
koltuk peşinde koşmamız gibi bir durum yok, bunu herkes bilsin.
Bundan daha önemlisi, bizim en büyük arzumuz, Türkiye’nin
sorunlarını kararlılıkla çözecek, 4 yıl süreyle görev yapacak,
kararlı, net bir irade ortaya koyabilecek bir hükümet
kurulabilmesi.