Kılıçdaroğlu’ndan Gezi eleştirileri (1)
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı odaklı olayların içerisinde CHP olarak hiçbir zaman yer almadıklarını, sadece parti ...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim Gezi Parkı odaklı
olayların içerisinde CHP olarak hiçbir zaman yer almadıklarını,
sadece parti olarak halk hareketine destek vermeye çalıştıklarını
söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında
gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Türkiye’nin zor bir
süreçten geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’de baskıcı bir
yönetim anlayışı olduğunu ama CHP olduğu sürece kimsenin
demokrasinin önünde engel olamayacağını söyledi.
Taksim Gezi Parkı olaylarının iki yönü olduğunu ifade eden
Kılıçdaroğlu, “Birinci yönü şudur; 2010 referandumuyla başlayan,
2011’de Kanun Hükmünde Kararnamelerle devam eden bir süreç. Bu
süreç içinde yargı siyasal iktidar tarafından baskı altına alındı.
Parlamento açıkken, parlamento bir tarafa itilerek Kanun Hükmünde
Kararnameler çıkartılarak parlamentonun üzerine gölge düşürüldü.
Yine bu süre içerisinde defalarca uyarmamıza karşın, demokrasilerde
bunlar olmaz dememize karşın bilinç bir şekilde ben bildiğimi
okurum anlayışını bu ülkede egemen kılmaya çalıştılar. Kendilerine
yandaş sendikalar oluşturmaya çalıştılar. Yargıyı
siyasallaştırdılar. Özel yetkili mahkemelerle kendilerine karşı
duranların tamamını, yazarını, akademisyenini, avukatını hapislere
attılar. Toplumu susturmak istediler. Bütün baskıları kurdular
toplumun üzerinde” diye konuştu.
“BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA TAKSİM GEZİ PARKI OLDU”
AK Parti hükümetinin sendikaları susturduğunu öne süren
Kılıçdaroğlu, hükümetin medyayı da susturduğunu ileri sürdü. Bir
memur sendikanın AK Parti hükümeti döneminde üye sayısının yüzde
770 arttığını dile getiren Kılıçdaroğlu, bu anlayışı kabul
etmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.
Baskıyı kabul etmeyeceklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Taksim Gezi Parkı’nda bardak damla damla doldu, bardağı taşıran
damla Taksim Gezi Parkı oldu. İnsanlar kendi kentlerini sahip
çıkmak isteler, genç çocuklarımız. Umudumuz bu gençler. Geleceğimiz
olan çocuklar bunlar. Ama bu çocuklara devletin acımasız yüzünü
gösterdiler. Biber gazıyla, jopla, hata silahla, TOMA’larla ve
sopalarla üzerine yürüdüler. O gencecik çocuklar saldırı yapıldı ve
bütün Türkiye ayağa kalktı. Bardak taşmıştı artık. Öyle bir noktaya
Türkiye’yi getirdiler ki yargıyı kuşattınız, sivil toplumu yok
ettiniz, medyayı yok ettiniz, yazarlara sansür uyguladınız.
Aydınlar korktu köşelerine çekildi ve sonra bir başka sürece
geldiler. Doğrudan sokaktaki yurttaşa müdahale etmeye geldiler ve
ülkenin Başbakanı öyle bir noktaya geldi ki bu ülkede kadınların
kaç çocuk doğuracağına, bu çocukları da nasıl doğuracağına karar
verir noktaya geldi.”
“BÜTÜN DÜNYA TÜRKİYE GERÇEĞİNİ ÖĞRENMEYE BAŞLADI”
Baskıların üzerine halkın Taksim Gezi Parkı olaylarıyla birlikte
patladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, halkın baskıya dayanamadığını,
nefes alamadığını ve halkın Gezi Parkı’yla küçük bir alanda nefes
almaya çalıştıklarının altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, “Gezi Parkı eylemine 76 ilden destek geldi ve ilk kez
dünyanın gözü açıldı. Ne oluyor bu ülkede dendi. Neler oluyor bu
ülkede dendi ve dünya Türkiye gerçeğini öğrenmeye başladı. Biz
anlatıyorduk ama bize inanmıyorlardı. Baskı var diyorduk bize
inanmıyorlardı. Aydınlar hapiste diyorduk, ‘canım çıkaracaklar’
diyorlardı. Gazeteciler hapiste ‘yapmayın ya gazeteciler mi
hapiste’ diyorlardı. Doğru değil bu diyorlardı. Sonunda aşama aşama
bütün dünya gerçeği öğrendi” dedi.
“CHP OLAYLARIN İÇERİSİNDE HİÇBİR ZAMAN YER ALMADI”
Taksim Gezi Parkı’nda CHP olarak hiçbir zaman olayların içerisinde
olmadıklarını sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, bunun bir halk
hareketi olduğunu ve halk hareketine CHP olarak sadece destek
olmaya çalıştıklarını vurguladı. Parti olarak Taksim Gezi
Parkı’ndaki gençlerin dinlenmesini istediklerini dile getiren
Kılıçdaroğlu, “Bu çocuklar bir derdi var bir şeyler anlatmak
istiyorlar bu çocuklar. Bu çocuklarımızı dinleyin dedik. Ben
dinlemem diyor. Dinleyeceksin arkadaş sen. Nitekim onu dinleyen
noktaya getirdiler. Ama bu süre içerisinde bizim önerilerimiz oldu,
provokasyonlara gelmeyin dedik. En büyük büyük provokatörü
açıkladık. Bu ülkenin başbakanı… En büyük provokasyon. Üç haftadır
olaylar devam ediyor. Milletvekillerimiz göstericilerle polis
arasına girdiler, bir olay çıkmasın dediler. Valiyle konuştular.
Bakanlarla konuştular. Emniyet Genel Müdürüyle konuştular ve
yüzyüze geldiler. Konuştular, demokratik bir eylemi orantısız bir
güçle sonlandırmayın dediler. Yanlış yaparsınız dediler, Türkiye’yi
dünyaya rezil edersiniz dediler. Eski bir milletvekilimiz bir
provokatörle kavga etme noktasına geldi. Öyle bir mizansen
düzenlediler ki TOMA molotof kokteyli adan sivil giyimli polisler
çıktı. Ama o gençler yine de polis kardeşlerine ellerini uzattılar.
Onlara karanfil verdiler. Siz bizim kardeşimizsiniz dediler.
Sizinle çatışmak istemiyoruz dediler. Biz bu ülkede özgürlük ve
demokrasi istiyoruz dediler” diye konuştu.
(İHA)