Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ı kızdıracak 15 Temmuz iddiası
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerin ardından kamuya açık yapılan ilk parti grubunda konuşmasında Erdoğan'ı hedef aldı. Kontrollü darbe iddiasını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan da darbenin olacağını biliyordu. Niye Marmaris'te saklanıyor?" dedi.
15 Temmuz mesajıyla ilgili eleştirilere yanıt veren CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "halkın ve sarayın
15 Temmuzu" ayrımı yaparak, "kontrollü
darbe" iddiasını tekrarladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini darbe girişimi
sırasında "Bakırköy Belediye Başkanının evinde
saklanmakla" suçlayan Erdoğan'ı da hedef alarak,
"Erdoğan da darbenin olacağını biliyordu. Niye Marmaris'te
saklanıyor? Darbe olacağını bildiği için. Darbeyi fırsata
dönüştürmek için ve yaptılar bunu" dedi. İşte
Kılıçdaroğlu'nun 15 Temmuz'un 2. yıl dönümünde iktidarla CHP'yi bir
kez daha karşı karşıya getirecek o açıklamaları:
15 TEMMUZ MESAJI ELEŞTİRİLERİNE YANIT
Gelelim ana konumuza... 15 Temmuz darbe girişiminin ikinci yılını
andık. Bir mesaj yayınladık, '15 Temmuz halkın destanıdır' diye
bazı çevreler eleştirdi: 'Kılıçdaroğlu düne kadar buna kontrollü
darbe diyordu, nasıl oldu da halkın destanı oldu'. Bilal'e anlatır
gibi anlatayım. İki 15 Temmuz var. Bir halkın 15 Temmuz'u, 2-
Sarayın 15 Temmuz'u. Halk, parlamento direnme hakkını kullandı.
Başta CHP milletvekilleri olmak üzere bu parlamentoda sabaha karşı
görevlerini yaptılar, direndiler darbeye karşı, darbe girişimini
püskürttüler. Gazi Meclis'in şanına uygun olarak hareket ettiler.
Bu 15 Temmuz halkın 15 Temmuzudur. Bu direnme hakkını kullanan
halkın bir destanıdır. Bizim destan dediğimiz budur. Bir de sarayın
15 Temmuz'u var. Sarayın 15 Temmuzu ise halkın direnme hakkını
kullanarak elde ettiği hakkı sarayın çıkarları için kullanmasıdır.
Ne zaman başlamıştır, 5 gün sonra 20 Temmuzda darbe yaparak. Bir
sivil darbe yaparak gerçekleşmiştir. İki konuyu halka çok iyi
anlatmamız lazım. Daha ayrıntılara geleceğim ama kimse unutmasın.
Halkın 15 Temmuzu, sarayın 15 Temmuzu. Sarayın 15 Temmuzu kontrollü
darbenin sonucu ortaya çıkandır.
ADİL ÖKSÜZ'ÜN FETÖ İMAMI OLDUĞU 2008'DEN BERİ
BİLİNİYOR
Niye kontrollü darbe dedik buna? Bilinen. Darbenin olacağı
biliniyordu. Aksini söyleyen bir kişi bile yok. Erdoğan dahil. İki,
önlenmedi darbe. Önlenebilirdi, önlenmedi. Darbe geleceği
biliniyorsa önlenmesi gerekirdi. Sonra sonuçlarından yararlanıldı.
Bakın değerli arkadaşlar Adil Öksüz adını TV'lerde ve pekçok yerde
en yaygın şekilde ben dile getirdim. Kim bu Adil Öksüz? 15 Temmuz
akşamı Adil Öksüz diğerleriyle beraber gözaltına alınmış. FETÖ'nün
imamı olduğu 2008'den beri, 8 yıl önceden biliniyor. Savcıların
iddianamelerinden öğreniyoruz bunu. Demek ki 2008 öncesi de var.
İddianamede var. Defalarca Amerika'ya gidip geliyor. Bir
üniversite hocası. Niye gider gelir bir üniversite hocası bu kadar
sık Amerika'ya? Hiç kimsenin dikkatini çekmiyor mu? Hepsinin
dikkatini çekiyor, devletin de dikkatini çekiyor. MİT 'Ben Adil
Öksüz'ün kim olduğunu bilmiyordum, o gece öğrendim' diyorsa o
teşkilatı hemen kapatmak lazım. Ben de adım gibi biliyorum ki,
onlar Adil Öksüz'ün kim olduğunu benden daha iyi biliyolar. Başka?
Herkese ters kelepçe takılmış, Adil Öksüz serbest, neredeyse baş
tacı ediliyor.
BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİNİN ORADA NE İŞİ VAR?
Ortalık toz duman bir Başbakanlık Müşaviri, Ali İhsan Sarıkoca
karakola gidip Adil Öksüz'le görüşüyor. Kimsen sen? Niye o gece
gidiyorsun? Kimse sokağa çıkamıyor. Ama sen Başbakanlık
Müşavirisin, istihbaratçı değilsin. Polis, jandarma, komutan
değilsin. Orada ne işin var? Gider ve Adil Öksüz'le görüşür.
Kim buna, nasıl izin verir? Neyi görüşüyorlar. Bunlar karanlık
noktalar. Sarayın 15 Temmuzunun ne kadar karanlık olduğunu
herkesin bilmesini isterim.
ADİL ÖKSÜZ İDDİALARI
Adil Öksüz'de bir GPS cihazı vardı, uydularla yönünü bulabilir.
İthal edilmiştir bu cihaz. Sayın Binali Yıldırım beni ziyaret
ettiğinde kendisine şunu sordum: 'GPS'i hangi kurum ithal etti? O
kurumu bulursanız, Adil Öksüz'ün kimin adamı olduğu ortaya çıkar'.
GPS cihazı ve 2 cep telefonu verilir, Adil Öksüz serbest bırakılır.
Herkes gözaltına alınır, Adil Öksüz serbest bırakılır. Hatta bir
telefonu yanlış verilmiş, Adil Öksüz kızmış, 'O değil, diğer
telefonumu getirin'. Yine o gece bir polis, söylediğim yine
iddianamelerde var. Emniyetteki istihbaratçı arkadaşına telefon
edip, 'Bu Adil Öksüz kimdir?' diye sorar, 'FETÖ'nün imamı' olduğunu
öğrenince de döner, herkesin ortasında 'Vay be FETÖ'nün Hava
Kuvvetleri İmamıymışsın' der. Bu da iddianamelerde var.
FİDAN VE AKAR ENGELLENDİ İDDİASI
Başka? Bütün bu gerçeklerin ortaya çıkmasını istedim. 'TBMM'de
araştırma komisyonu kuralım, millet bütün bu ayrıntıları öğrensin'
dedim. Meydanlarda çıkıp kutlama yapıyorsun. 250 kişinin kanı,
Recep Tayyip Erdoğan'ın yakasındadır. 250 şehidin ve binlerce
yaralının hakkını, hukukunu ben savunuyorum. Parlamentoda komisyon
kuruldu. Darbe nasıl oldu? Darbe Komisyonuna gelmesi gereken 2
önemli kişi var. MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı gelip bilgi
verecekler. Erdoğan talimat veriyor, 'Sakın gitmeyin'. Şimdi ben
özellikle bütün vatandaşlarıma sesleniyorum, o karanlık gecenin, o
kontrollü darbenin bütün ayrıntılarının ortaya çıkması için biz
mücadele ettik, engelleyen de Erdoğan'dır. Neden? Erdoğan'a
soralım. Neden Hakan Fidan'ın ve Hulusi Akar'ın TBMM'ye gelip bilgi
vermesini engelledin? Gelecekler, anlatacaklar. Milletvekili
sorular soracak.
BİR NUMARALI DARBECİ SENSİN
Savcı darbeyle ilgili soruşturma yapmak istedi. Ne Hulusi Akar ne
de Hakan Fidan savcıya gidip ifade vermediler. Peki savcı ısrarcı
olunca ne yaptı? Hatta savcının, 'Ben onları ayağıma
çağırmayayım, bulundukları makama gidip orada bilgilerine
başvuralım' diye karar almasına rağmen yaptıkları tek şey oldu:
Savcıyı görevden aldılar. Ben 250 kişinin hakkını savunmayacak
mıyım, bu savcıyı neden görevden aldın diye sormayacak mıyım?
'Darbeci' diyorsan, bir numaralı darbeci sensin.
3 AY ÖNCE DARBE YAPILACAĞI SÖYLENDİ İDDİASI
Darbeden 3
ay önce nisan ayında, Abdullah Kurt isimli birisi, İzmir'de
gidiyor, darbe yapacakların tamamının isimlerini veriyor.
Savcıya gidiyor, anlatıyor bunları. Bir devlet 'Benim bilgim yok'
diyebilir mi? Niye gereği yapılmıyor? Aslında darbe yapmalarını
bekliyorlar. Darbeyi fırsata çevirelim ve karşı darbe yapalım ve
Türkiye'yi bir darbe sürecinin içine sokalım. Son derece bilinçli
bir hareket. Darbe günü Okay adlı birisi, ismini biliyorum ama
açıklamayayım, MİT'e gidiyor, darbe yapılacağını söylüyor. Saat
14.00'da. Akşam darbe yapılacağını biliyorlar, niye önlem
almadılar? Savcı soruyor Okay'a 'Sen MİT'te darbe yapılacak lafını
kullandın mı?' 'Evet darbe yapılacağını söyledim ' diyor. Bütün bu
ayrıntıların herkes tarafından bilinmesi lazım.
SİVİL İMAMLARIN TOPLANTILARI
BİLİNİYORDU
Darbenin en önemli isimleri, sivil
imamları, Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç,
Harun Biniş bunlar takip ediliyor. Ben de biliyorum takip ediliyor.
Hangi evde toplandıkları da biliniyor. Hiçbir kişi çıkıp, 'Ben
darbecileri takip etmedim' diyemez. Takip ediyorsan, evde
toplanıyorlar, herhalde dinlemişsindir. Niye o tutanaklar
açıklanmıyor. Bütün bunlara bakınca sarayın 15 Temmuzun
ne anlama geldiğini çok daha iyi anlıyoruz. Halkın 15 Temmuzu
ile sarayın 15 Temmuzu arasında çok büyük fark var. Birisi
demokrasiyi savunmak için mücadele ediyor, öbürü demokrasiyi yok
etmek için mücadele ediyor. Her yerde bunları isim vererek,
gerekirse yer ve gerekirse zaman vererek bunları anlatmamız
gerekiyor.
ERDOĞAN DA DARBENİN OLACAĞINI BİLİYORDU
Erdoğan da darbenin olacağını biliyordu. Niye Marmaris'te
saklanıyor? Bir Cumhurbaşkanı saklanır mı, niye saklanıyor? Darbe
olacağını bildiği için. Darbeyi fırsata dönüştürmek için ve
yaptılar bunu."