Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan çıkışı Çok tehlikeli
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın 'sistem değişti' açıklamasına karşılık ' Artık anayasa dinlemem diyor. Çok tehlikeli' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'sistem değişti' sözleri hakkında önemli
açıklamalarda bulundu.
Hürriyet'e açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sözlerini 'darbe' olarak nitelendirerek “Kenan Evren’in darbe sürecinin aynısı. Artık yasa, Anayasa dinlemem, diyor. Çok tehlikeli bir süreç” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
"DARBECİNİN ÖZELLİĞİ ŞUDUR"
“Sayın Cumhurbaşkanı’nın Rize’de sivil toplum örgütleri
yöneticilerine konuşması kendisi tarafından yapılan darbenin
kabulüdür. Yaptığı bu darbenin meşru bir hukuki zemine
oturtulmasını istiyor. ‘Anayasa değişikliği yapılarak bunun
gerçekleştirilmesini istiyorum’ diyor. Darbeci Kenan Evren’in darbe
sürecinin aynısını hayata geçirmek istiyor. Darbecinin özelliği
şudur: Önce darbeyi yapar, sonra onun hukuki altyapısını oluşturur.
Şimdi Erdoğan da ‘Ben darbeyi yaptım, fiili bir durum oluştu, sıra
bunun hukuki altyapısını oluşturmaya geldi’ diyor. Bugün Anayasa
halen ortada duruyor. Bir değişiklik yok. Hepimiz ve her kurum bu
Anayasa’ya uymak zorunda. Ama Cumhurbaşkanı, fiilen Anayasa’nın
değiştiğini söylüyor. Bunu söyleyen kişi de bu Anayasa’ya sadakatle
bağlı kalacağına şerefi ve namusu üzerine yemin etmiş kişidir.
"HALKTAN ALDIĞI YETKİYLE..."
Bu ülkede 70 yıldır, 1946’dan beri, demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bütün hedefimiz daha derinlikli bir demokrasi; insan haklarına saygı, güçler ayrılığının dengeli olması, bir kişinin iki dudağına bir ülke yönetimin hapsedilmemesi... Demokrasinin varlık nedeni bunlar zaten. Halkın iradesine, onun verdiği oylara saygı duymaktır. Şimdi siz, halktan aldığınız yetki ile halkı baskılıyorsunuz, kendi söylediklerinizi halka zorla kabul ettirmeye çalışıyorsunuz.
"YÜZDE 51'DEN YÜZDE 40'A DÜŞTÜ"
Son seçimlerde doğrudan meydanlara çıktı Sayın Erdoğan, 400 milletvekili istedi, ‘Bana oy verin, başkanlık sistemini getireceğiz’ dedi. Ama bu kadar açık söylememişti. Aldığı oy yüzde 40 küsur. Bu, kendisinin kendi meşruiyetinin tartışılmasına, tartışmalı olmasına yol açtı. Çünkü seçim meydanlarına çıkarak, başkanlık istedi, vatandaş ise bunu vermedi. Vermeyince artık meşruiyeti tartışma konusu oldu. Yüzde 51 küsurdan yüzde 40 küsura düştü.
"ÇOK TEHLİKELİ BİR SÜREÇ"
Şimdi bu da yetmiyormuş gibi ‘Fiilen yönetim değişti’ diyor. Yani, ‘Ben artık yasaları, anayasayı, yargıyı, yürütme organlarını tanımıyorum, fiili bir durum oluştu, dolayısıyla artık sizin söylediğiniz demokrasi bizde yok’ diyor. ‘Anayasanın öngördüğü demokrasi bizde yoktur’ deyip kendi iradesini milli irade olarak tanımlıyor. Hiçbir vatandaşım bu tuzağa düşsün istemem. Bir kişinin iradesi milli irade olarak tanımlanamaz. Erdoğan ise kendi iradesini milli irade olarak tanımlıyor. Çok tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Demokrasiye açıkça darbe yapılmıştır. Bu tehlike süreci umarım sağduyu ile atlatırız.
"AKP’NİN SESSİZLİĞİ ÜZÜYOR"
Beni üzen temel nokta, bu darbe söylemine iktidar partisinin yanıt vermemiş olmasıdır. 12 Eylül’den, 28 Şubat’tan, 12 Mart’tan, yani darbelerden şikâyet ederek iktidar olan bir siyasal hareketin Türkiye’ye yaşatılan bu darbe karşısında sesiz durması, bir anlamda kabulü, demokrasi konusunda AKP’nin sorgulanmasını zorunlu kılmaktadır. Millet de seçimlerde demokrasiye sahip çıkmalı, insan haklarına, özgürlüğüne sahip çıkmalı, hukuk üstünlüğünün yanında durmalı. Yani, bu ülkeye birinci sınıf demokrasi getireceğini vaat eden partiye sahip çıkmalı. Kimsenin inancı, kimliği, yaşam tarzı ile uğraşmayan; insanı, insan olarak kabul eden, baş tacı yapan bir siyasal partiye destek vermelidir.”