Kılıçdaroğlu'ndan Başbuğ'a boru desteği
Abone olKılıçdaroğlu, fezlekeden, uzun tutukluluk sürelerine kadar bir çok konu hakkında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Habertürk TV'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İnternet Andıcı'yla ilgili olarak
tutuklanıp cezaevine gönderilen İlker Başbuğ'un, Poyrazköy'de
bulunan Lav silahlarına ilişkin "bunlar silah değil, boru"
açıklamalarına destek çıktı.
SİLAH DEĞİL BORU
Poyrazköy'de Bedrettin Dalan'a ait bir arazide yapılan kazılarda
15'i dolu toplam 22 adet Lav silahı bulunmuştu. Seri numaralarından
silahların TSK'ya ait olduğu iddialarıyla ilgili kamera karşısına
geçen dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bulunan silahlar
için "boru" demişti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbuğ'un o günkü
açıklamalarına destek çıkarak, "Lav silahı bir kere
kullanılınca boru oluyor" dedi.
26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasından, 27
Nisan'daki E-muhtırasına kadar birçok konunun konuşulduğu programda
Kılıçdaroğlu şu açıklamaları yaptı;
"BİLGİSAYARLA SUÇLU YARATILIYOR"
Sistem şöyle işliyor. Bir kişi hedef alınıyor. Bilgisayara
bilgileri giriliyor. Oradan bir şey bulunamazsa kimlerle ne
konuştuğu tespit ediliyor. Bu kişilerin telefonları dinleniyor. Bu
bilgiyi edindik. Her istihbarat kuruluşunun elinde bu tip
bilgisayar programları vardır. Bunun iktidarın hedefindeki kişiler
için kullanılmasını sorguluyoruz. Bu sistem emniyet genel
müdürlüğünde kullanılıyor. Bütün ilişkilerini, kiminle hangi saatte
konuştuğu belirleniyor. Oradan temin edilen bilgiler savcıya
gidiyor.
Siyasi makamın özgürlük alanını daraltan bir fezleke doğru
değildir. Hukuk fakültelerine demokrasi ve özgürlükle ilgili bir
ders koymak lazım. Bu fezlekeyi düzenleyenlerin demokrasi kültürü
yok. Fezleke ifade özgürlüğünü daraltan, yasamaya doğrudan müdahale
eden bir fezlekedir.
DOKUNULMAZLIKLAR
Kürsü dokunulmazlığına, düşünce dokunulmazlığına evet... Adi
suçlamalar dolayısıyla dokunulmazlık olmaz. Bizim dilekçelerimiz
umarım Anayasa Komisyonu'nda da ele alınır. Arınç'ın
dokunulmazlıkların tekrar ele alınacağı konusunda da bir açıklaması
oldu. Herhalde AKP'de de bir rahatsızlık var.
28 ŞUBAT VE 27 NİSAN DA YARGILANMALI MI?
28 Şubat'ı sorgulayamazlar. Sorgulanması gerekir. Alınan kararlar
MGK kararları. Başbakan kim? Erbakan... MGK karar alır. Alınan
kararlar, ilgili kamu kuruluşlarında direktif telakki edilir.
Askerler o kararların nasıl yerine getirileceğini ilişkin çalışma
yaparlar. 28 Şubat'ın sağlıklı bir sorgulama sürecine tabii
tutulacağına inanmıyorum. O süreç bugünkü iktidarı doğurdu.
Kendisini doğuran bir sürece dava açmazlar.
Yaşar Büyükanıt, muhtıra verdi. Sonra ne oldu? Emekli oldu, zırhlı
araç getirdiler. Bu bir danışıklı dövüştür. Sen bize muhtıra ver,
ben size üstün hizmet madalyası vereceğim.
MUHTIRA HÜKÜMETLE ANLAŞMALI OLARAK VERİLDİ
Dolmabahçe görüşmelerinde sürecin ayrıntıları vardır. Başbakan
benimle birlikte mezara gidecek dedi. O görüşme için, olmaz.
Devletin hiçbir organı ne başbakan ne de genelkurmay başkanı
yaptıkları görüşmeyi tutanaksız bırakamazlar. Bu çok önemli bir
olay. Bu imparatorluk döneminde de böyleydi. Başka ülkelerde de
böyledir. Bu gizli tutulsa da daha sonra yayınlanır. Ama orada
yaptığınız konuşma mezara gidecek dediğiniz andan itibaren
spekülasyonlar kesilmez. Gecenin o saatinde muhtıranın ne işi
vardı? En büyük kozu verdi. Ben bunun bir anlaşma olduğunu
düşünüyorum.
BAŞBUĞ YÜCE DİVAN'DA YARGILANMALI
Demokrasinin, hukukun üstünlüğünün kalıcı olarak her kesim için
geçerli olabilmesi için Sayın Büyükanıt madem muhtıra verdi, onun
da bu süreçte yargılanması lazım. Yüce Divan'da yargılanması
gerekir. Sayın Başbuğ'un da, Evren'in de yargılanacağı yer Yüce
Divan'dır.
Korku imparatorluğunu besleyen mekanizma kimdir? Yargı. Yargı
siyasi otoritenin emrinde olduğu için ve herhangi bir eleştiri
yapanı bir gece aldıkları için korku imparatorluğu ortaya çıkıyor.
Yargı korku imparatorluğunun aracı oldu. Bizim itiraz ettiğimiz
nokta bu. Özel yetkili mahkemeler her alana girdi.
TUTUKLU VEKİLLER
Savcılıktan milletvekili olmasına engel olmadığını belirten belgeyi
aldılar, YSK inceledi. Sonra milletvekili oldular. Bunların önünde
hiçbir yasal engel yok. Bir örnek de var. Sebahat Tuncel
örneği...Cemil Çiçek bu konuyla ilgili bize geldi, Rıza Türmen de
AİHM kararlarını getirelim dedi. Cemil Çiçek, 'AİHM kararlarını
bizim yargıçlar okumuyor' dedi. İnsan hakları ihlallerinde biz
niçin mahkum olan bir ülke konumundayız? Buna bakmamız lazım. Her
şeyi söylüyoruz. Söylemediğimiz yer kalmadı. Almanya'da söyledik,
Brüksel'de söyledik. Bir tek dağa çıkmadığımız kaldı. Artık
Türkiye'deki olaylar gittiğimiz her uluslararası ortamda dile
getiriliyor. Tutuklu vekillerle ilgili kararı Sosyalist
Enternasyonel'den 20 dakikada aldık.