Kılıçdaroğlu'ndan AB'ye terör çıkışı
Abone olCHP lideri Kılıçdaroğlu, Ankara'da AB ülkelerinin büyükelçileriyle bir araya geldi. İşte Kılıçdaroğlu'nun mesajları;
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Joan Clos Matheu'nun
rezidansında Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin büyükelçileri ile bir
araya geldi.
Yaklaşık iki saat süren yemekli toplantının ardından gazetecilere
açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, görüşmede AB üyeliği sürecinde
CHP'nin kararlılığını büyükelçilere aktardıklarını belirtti. CHP'in
konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini, öngörülerini açıklıkla
samimi bir şekilde büyükelçilerle paylaştığını açıklayan Genel
Başkan Kılıçdaroğlu,''AB temsilcilerinin CHP'ye yönelik
olarak bugüne kadar yaptıkları eleştiriler, CHP'nin AB konusunda
sanki olumsuz bir tutumu varmış gibi ortaya çıkan algının ne kadar
yanlış bir algı olduğunu ifade ettik. Bugüne kadar
parlamentoya gelen AB ile uyum sürecini öngören yasal
değişikliklere destek verdiğimizi, daha önceki anayasa
değişikliklerini desteklediğimizi ifade ettik. Bu arada değişik
konularda da sorular geldi. O sorulara da samimi olarak
düşüncelerimizi ifade ettik. Son derece yararlı ve güzel bir
toplantı geçti. Kendilerine, AB ile ilgili CHP'nin görüşlerini
öğrenmek isterlerse benim, arkadaşlarımın kapısının sonuna kadar
açık olduğunu söyledim.'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bu süreçte ''ahde vefanın'' ne kadar
önemli olduğuna da değindiğini belirterek, konuşmasını şöyle
sürdürdü: ''Avrupa'nın etik değerlerinin de ne kadar önemli
olduğunu, Türkiye'ye üyelik süreci içerisinde diğer
ülkelere gösterilmeyen ek koşulların sık sık getirildiğini
bunun da doğru olmadığını, ahde vefa eğer önemli ise ve
Avrupalı da ahde vefayı biliyorsa ek koşullarla Türkiye'nin AB
sürecini önünü kesmemesini ifade ettik. Kendileri düşüncelerini
ifade ettiler. AB'nin sadece Türkiye için değil,
Türkiye'nin de AB için genç ve dinamik nüfusu ile son derece önemli
bir ülke olduğunu, ekonomisinin büyük olduğunu, AB
açısından Türkiye'nin de kolay hazmedilebilir bir ülke olmadığının
biz farkında olduğumuzu ama bu süreçte bize üyelik konusunda
kolaylık gösterilmesi gerektiğini, ek koşullarla olayın
zorlaştırılmaması gerektiğini ifade ettik.''
"ORTADOĞU'YA SIRTIMIZI DÖNEMEYECEĞİMİZİ BÜYÜKELÇİLERE
AKTARDIK"
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''İçeride eksen kayması
tartışması oldu mu?'' sorusunu ''O konudaki
düşüncelerimizi de ifade ettik. O düşüncelerimizi de anlattık.
CHP'nin yönünün batı uygarlığı içinde yer aldığını,
Ortadoğu'ya sırtımızı dönemeyeceğimizi, komşularımızla çok
iyi ilişkiler kurmak istediğimizi, dış politikada temel hedefin
Cumhuriyet'in kuruluşunda ifade edildiğini, yurtta barışın ve
dünyada barışın ne kadar önemli olduğunu, nükleer silahlanmanın bu
bölge için doğru olmadığını, onları da düşünce olarak ifade
ettik.'' şeklinde cevapladı.
Kılıçdaroğlu, terör konusunun gündeme gelip gelmediğine ilişkin
soru üzerine de şunları kaydetti: ''Terör konusu da gündeme
geldi. Özellikle terörün içeride ve dışarıda sağlanacak desteklerle
çözümlenmesinin çok önemli olacağını söyledim. İçerideki
düşüncelerimizi kısmen anlattım. Dışarıda özellikle teröre finans
desteği sağlayan olayların Avrupalı dostlarımız tarafından çok iyi
sorgulanması gerektiğini, uyuşturucunun teröre finans kaynağı
sağladığını, batıda gençlerin, çocukların uyuşturucu tuzağına
düştüğünü ama bu konuda batılı dostlarımızın daha dikkatli olmaları
ve teröre finans sağlayan yasa dışı olayların daha sağlıklı
izlenmesi gerektiğini söyledim. Bu arada mayın kullanmanın bütün
uygar ülkelerde suç olduğunu, Türkiye'nin de uluslararası
anlaşmalara imza attığını ama terör örgütünün mayın kullandığını,
bu mayının sağlayan ülkelerin de kendilerini sorgulama gerektiğini
ve sadece bizim sorgulamamız değil, Avrupalı dostlarımızın da bu
konuda daha dikkatli bir politika izlemeleri gerektiğini ifade
ettim.''
"TERÖRLE MÜCADELEDE ORTAK AKIL SAĞLANMALI"
Kılıçdaroğlu, gazetelerde çıkan 'Terörle mücadelede ortak akıl
sağlanmalı'' açıklamasıyla neyi kastettiğine yönelik soruya da
şöyle cevap verdi: ''Terörle mücadele konusunda ulusal bir
mutabakat sağlanması gerektiğini söyledim. Çünkü bir
siyasal iktidar döneminde çıkan veya sonlandırılan bir olay
olmasının ötesinde uzun süredir devam eden bir olgu olarak
karşımızda duruyor. Bu konuda yapmamız gereken bütün
siyasal partilerin sivil toplum kuruluşlarının bu konuda çaba
harcayan devlet kurumlarının, üniversitelerin, ortak görüş
oluşturarak terör örgütüne karşı mücadele etmeleri gerektiğini
söyledim. Eğer bu yöntem izlenebilirse büyük bir toplumsal
uzlaşma sağlanacaktır. Böylece terörün sadece güvenlik boyutunun
değil diğer boyutlarını da görmüş olacağız. Teröre finans
desteği sağlayan kesimleri görmüş olacağız. Terörün
ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik boyutunu da sorgular hale
geleceğiz. Daha sağlıklı çözümler üretebileceğimizi düşünüyorum.
Duygularımızdan arınıp aklı ve mantığı kullandığımız zaman sağlıklı
çözümlere yöneldiğimiz zaman Türkiye'nin terör sorununu çözeceğine
inanıyorum.''