Kılıçdaroğlu'ndan 16 Nisan uyarısı 'Sakın bunu demeyin'
Abone olMuhtarlar, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla biraraya gelen Kılıçdaroğlu "Sandığa gidip 'Hayır' oyu kullanmak ve bunu gelecekte torunlarına aktarmak çok önemlidir" dedi ve herkese pazar günü sandığa gitme çağrısında bulundu.
16 Nisan Pazar günü tüm vatandaşlara oy kullanma çağrısında
bulunan Kılıçdaroğlu ''Bugün pazar hava güzel pikniğe
gideceğiz' sakın demeyin'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gönen'in ardından Balya'da da
halka hitap etti. Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da gerçekleştirilecek halk
oylamasında bayrak, vatan, demokrasi ve beraber huzur içinde
yaşamak için "Hayır" diyeceklerini söyledi.
Türkiye'nin sınırlarını başkalarının çizmediğini, bu toprakların
hamurunda şehitlerin bulunduğunu, gazilerin gözyaşları, anneler ve
çocukların özverilerinin olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "O
nedenle bu toprakların mayasında bağımsızlık ruhu var. Bu
toprakların mayasında huzur olması lazım. Birlikte yaşama
irademizin olması lazım. Bizi ayrıştırmak, bölmek istiyorlar.
Sabah, öğle, akşam her konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu diyorlar.
Canları sağ olsun. Ne derlerse desinler, onlarla asla ve asla kısır
bir tartışmanın içine girmeyeceğim" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin memlekete felaket getireceğini
ileri sürerek şöyle devam etti:
"Ayrıştırmak, bölmek istiyorlar. Kavga edelim istiyorlar.
Kavgaya yer, izin vermeyeceğiz. Birlikte huzur içinde yaşayacağız.
Ben istiyorum ki bu ülkede huzur olsun, bereket olsun, her evde
tencere kaynasın, herkesin işi, aşı olsun. Şimdi ben size sormak
isterim, çiftçinin dünya kadar sorunu, 6,5 milyon işsizimiz, 17
milyon yoksulumuz var. Ya ülkenin bu kadar derdi, sorunu varken bu
referandum niye geliyor Çiftçinin sorununu çözecek mi Emeklinin,
sanayicinin derdini çözecek mi Peki bu kimin derdini çözecek Kendi
dertlerini. Üstünlerin sınıfını yaratmak istiyorlar. Üstünlerin
sınıfı, üstünlerin hukuku."
"BUNA VİCDAN İZİN VERİR Mİ?"
Yeni anayasa ile 18 yaşındaki bir gencin milletvekili olabileceğine
de değinen Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:
"18 yaşında çocuğu ya da torunu olan bir vatandaş Allah
aşkına 'Benim çocuğum milletvekili olacak' diye düşünüyor mu hiç?
Var mı içinizde böyle birisi? Kendi çocukları için 18 yaşında
milletvekili, ömür boyu askerlikten muafiyet, kendi çocukları iki
yıl milletvekilliği yaparsa milletvekilliği emeklilik haklarını
kazanmış olacak. Sizin çocuklarınız El Bab'a girecek, sizin
çocuklarınız eksi 35-40 derecede PKK ile mücadele edecek. Bizim
çocuklarımız El Bab'a girerken Suriyeli gençler Türkiye'de volta
atacak. Diyorlar ki 'Evet oyunu verin 4 milyon Suriyeliye
vatandaşlık vereceğiz.' Vermek istiyor musunuz? Ben de istemiyorum.
6,5 milyon işsizimiz var. Benim gencecik fidan gibi çocuklarım
gidecek Suriye'de Suriyeliler için savaşacak, Suriyelilerin
gençleri Türkiye'de oturacak. Buna vicdan izin verir mi? Ahlak izin
verir mi? Emin olun ne vicdan ne ahlak buna izin
vermez."
''O YEDİ DÜVEL GELDİ İSTANBUL'U İŞGAL ETTİ"
Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında bir vatandaşın "Çanakkale" diye
bağırması, üzerine şöyle konuştu:
"Çanakkale dediniz bir şey anlatayım size. Çanakkale
türküsünü hepimiz biliyoruz. Çanakkale türküsünü bir ozanımız,
şairimiz söylediği zaman hepimizin yüreği burkulur. 'Çanakkale
içinde aynalı çarşı' diye başlar, 'Ölmeden mezara koydular beni'
diye biter. Dolayısıyla Çanakkale ağıtı hepimizin yüreğini burkar.
Çanakkale'de ne oldu Yedi düvel geldi Çanakkale'ye, yedi düvel.
Geldiler 13-15 yaşında çocuklarımız dahil olmak üzere binlerce
şehidimiz oldu. Çanakkale'nin her karışında binlerce şehidimiz var
ve Çanakkale geçilmez destanını yazdılar. Sonra 1 kişiye yetki
verildi. Gitti bir metni imzaladı, tam 3 yıl sonra hiçbirisi tek
kurşun atmadan Çanakkale Boğazı'nı geçti ve geldi Dolmabahçe'nin
önünde demirlediler tamamı ve İstanbul'u işgal ettiler. O yedi
düvel geldi İstanbul'u işgal etti. Bir kişiye verilen yetkinin ne
kadar derin sorunlar yaratacağını bundan daha güzel örnek
gösteremez. Şimdi deniliyor ki 80 milyonu değil 1 kişiyi
dinleyelim."
"EMİN OLUN HAYIRLI BİR İŞ YAPACAĞIZ"
Bir partinin genel başkanının hakim tayin etmemesi gerektiğini
ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Adliyeye siyaset girmesin. Bir partinin genel başkanı,
genelkurmay başkanını tayin edemez. Bir partinin genel başkanı
Türkiye'deki bütün üst düzey bürokratların niteliklerini
belirleyemez. O yetki Meclis'e aittir. Meclis'in yetkisini elinden
alıp bir kişiye vermemek gerekir. Bunu yaptığımız zaman liyakat
sistemini çökertiriz. Devlette liyakat esası vardır. Ne demek
liyakat İşi ehline vermek demektir. İşi ehline vermezseniz devlette
liyakati, adaleti, hakkı, hukuku sağlayamazsınız. Onun için hep
birlikte kararlı bir şekilde sandığa gideceğiz, 'Hayır' diyeceğiz.
Emin olun hayırlı bir iş yapacağız ve dünyaya şu mesajı vereceğiz:
'Bütün baskılara rağmen, valisinden kaymakamına kadar, bütün
baskılara rağmen biz sandığa gittik ve demokrasiyi savunduk.
Baskılar bizi yıldıramadı' diyeceksiniz ve bu bizim onurlu bir
haykırışımız olacak. Demokrasiyi istediğimizi bütün dünyaya
bildirmiş olacağız."
Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşlara 16 Nisan Pazar günü oy kullanma
çağrısında bulundu.
''BU, TÜRKİYE'Yİ ATEŞE ATMAK DEMEKTİR''
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, daha sonra ise muhtarlar, STK
temsilcileri, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla bir araya
geldi.
Kılıçdaroğlu'nun burada yaptığı açıklamalardan satır başları ise
şöyle:
''Hepimizin düşünmesi lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
verilmeyen bir yetkiyi veriyoruz, tek başına hiçbir gerekçe
göstermeden Meclis'i fesh edebiliyor. Fesh edecek kişi bir partinin
genel başkanı. Bir partinin genel başkanı 600 milletvekilinin
olduğu değişik partilerden olan bir parlamentoyu hiçbir gerekçe
göstermeden fesh etme yetkisine sahip olacak. Buna izin verecek
misiniz? Bu, Türkiye'yi ateşe atmak demektir. Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'e verilmeyen yetkileri 2017 yılında bir kişiye vereceğiz.
Yazıktır günahtır bu memlekete. Suriye anayasasının aynısını
almıştır. Esad'ın anayasasını aynısını alıp getirmişler.
''BUGÜN PAZAR HAVA GÜZEL PİKNİĞE GİDECEĞİZ' SAKIN
DEMEYİN''
Sandığa gidip 'Hayır' oyu kullanmak ve bunu gelecekte torunlarına
aktarmak çok ama çok önemlidir. Bugün pazar hava güzel pikniğe
gideceğiz sakın demeyin. Bugün pazar kahvede arkadaşlar bekliyor
konken oynayacağız sakın demeyin. Gideceksiniz sandıkta toprağın
rengi, güzel bir renk kahverenginin altına onurla ve gururla bir
'Hayır' damgası vuracaksınız. Bunu yaptığınız zaman göreceksiniz
dünyaya şu mesajı vereceğiz 'Bütün baskılara rağmen Türk halkı
demokrasiyi seçti.' Bütün dünyada saygınlığımız artacak.''