Kılıçdaroğlu’na sert eleştiriler
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, “Kılıçdaroğlu’nu ağzını temizlemeye, Başbakan’ı katil ilan ederken ağzını ç...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik,
“Kılıçdaroğlu’nu ağzını temizlemeye, Başbakan’ı katil ilan ederken
ağzını çalkalamaya davet ediyoruz” dedi.
AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında Reyhanlı
saldırısında hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı,
ve yaralıları şifa dileyerek başlayan Cemil Çiçek, bu terör
saldırısının bir komşu ülkenin istihbarat örgütü ile işbirliğinde
gerçekleştirildiğini ifade etti. Hala cesedi teşhis edilemeyen
kurbanların olduğunu, tedavi edilen yaralıların olduğunu ifade
ederek yaraların sarılmasına çalışıldığını belirten Çelik, “Yangın
çıkarken, alevler göklere yükselirken, içeride insanlar yanarken,
böyle bir politik hesaplaşma içine girmek siyasi ahlaka aykırıdır.
Bu insanların cenazeleri ortadayken, gözyaşları dinmemişken, acılar
tazeyken Türkiye’nin muhalefet lideri kalkıp ‘Reyhanlı’daki 51
kişinin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır’ diyor, sonra hızını
alamıyor ‘bunların katili Recep Tayyip Erdoğan’dır’ diyor. Ben
Kılıçdaroğlu’nun bu söylemini, bu talihsiz beyanlarını, bu kabul
edilemez beyanlarını milletin ferasetine havale ediyorum” diye
konuştu.
“BU SOKAK AĞZINI VATANDAŞ DA AFFETMEZ, ALLAH DA AFFETMEZ”
Kılıçdaroğlu’nun son 2 yılda Başbakan Erdoğan’a, AK Parti’ye, AK
Partililere söylediği sözlerin listesini hazırladığını belirten
Çelik, “Türkiye böyle bir ana muhalefet partisi genel başkanına
sahip olmaktan dolayı büyük bir talihsizlik yaşamaktadır. Siyaset
rekabete dayalıdır, ama siyaset husumete dayalı olmamalıdır. Siz AK
Parti Genel Başbakan’ı sevmezsiniz, sevmenizi beklemiyoruz, insan
olarak birbirimize saygı duymalıyız. Bakın ne diyor Kılıçdaroğlu,
Anadolu’da insanlar böyle bir sözden dolayı adam öldürürler. Sayın
Başbakan’ın nezaketi, devlet adamlığı sorumluluğundan dolayı siz
bunu Başbakan’ın zaafı olarak nitelerseniz siz büyük bir hezeyan ve
yanılgı içindesiniz. Söylediği ifadelere lütfen dikkat buyurun;
‘omurgasız, kalpazan, sahtekar, hain, yalancı, harami, palavracı,
cahil, ahlaksız, bölücü, diktatör, hırsız, vicdansız, ruh hastası,
terbiyesiz, çapsız, firavun, Nemrut, sicili bozuk.’ Bunların
hepsini Başbakan medya aracılığıyla duyuyor. Başbakan bunların
çoğuna cevap vermiyor. Başbakan’ın tavrı şudur, Mevlana’nı sözü,
‘suskunluğum asaletimdendir, söylenen her lafa söyleyecek bir lafım
vardır. Ancak bir söz söylendiğinde önce seza bakarım söz mü diye,
sonra söyleyene bakarım adam mı diye’ Sayın başbakan ve bizler
Kılıçdaroğlu’nun kadrini kıymetini çok ta önemsemiyoruz, ancak
CHP’ye oy veren yüzde 25’lik bir kitle var, Türkiye’nin en köklü
partilerinden birisidir. Siyaset kurumunu önemsediğimiz için, horoz
döğüşüne dönüşmemesi, siyasetin itibar kaybetmemesi için biz
onların kullandığı ifadeleri aynen kullanarak ağzımızı
kirletmeyeceğiz. Bu artık edep sınırlarını aşıyor. Başbakan’a aleni
olarak iftira atıyorsunuz. Kendi ülkesi için sağlığından feragat
edercesine çalışan bir Başbakan’a sen ‘hain’ sıfatını
yakıştıracaksın, 51 kişinin katili olarak göstereceksin... Bu sokak
ağzını vatandaş da affetmez, Allah da affetmez. CHP’nin Genel
Başkanı bu durumu kendisine yakıştırabilir ama biz bu durumu
CHP’ye, geçmişine, ana muhalefet partisine yakıştırmıyoruz”
şeklinde konuştu.
“BAŞBAKAN’A KARŞI KULLANILAN BU ÜSLUP DENSİZLİKTİR”
AP Sosyalist Grubu’nda yaşananlar skandaldır. AP Sosyalist Grup
Başkanı Hannes Swoboda, bu seviyesizliğe isyan etti, üslupsuzluğa
isyan etti. Vatandaşlarının hür oyları ile seçilmiş bir lideri
Beşar Esad gibi bir diktatöre benzeten Kemal Kılıçdaroğlu ile
görüşmem dedi. Bu bizim tarihimizde görülmüş bir olay değil.
CHP’nin de üyesi bulunduğu grubun AP Başkanı söylüyor. ‘Bu
sözlerinizi geri almazsanız sizinle baş başa görüşmem’ diyor.
CHP’den ‘biz görüşmedik’ dediler. Evde kalmış kızlar olur ya, ‘beni
ne mühendisler, ne doktorlar istedi ben varmadım’ diyor. Maalesef
vaziyet budur. CHP son derece hazin durumdadır. Swoboda, ‘bizim
Suriye politikamız açıktır’, diyor. Yani diyor ki, ‘Kılıçdaroğlu
sen bu diktatörle yanasın’, Bugüne kadar Suriye yönetiminin yaptığı
katliamları bir kere bile kınamadın, sen bu vahşeti yapan terör
örgütünü bile kınamadın, aynı familyadan olan malum akraba terör
örgütüne İstanbul’da operasyon düzenlediği zaman Başbakan’a,
hükümete ağzını gelini söyledin. Senin ağzının söylediğini kulağın
duymuyor. Bugüne kadar Türkiye’nin Suriye politikasını eleştirmek
üzere marjinal gruplar ve terör örgütlerinin mensuplarının içinde
bulunduğu bazı protesto eylemleri yapılmıştır. Bunların hepsinde
kuyruk CHP’dir. Başı onlar çekiyorlar, kuyruğa CHP takılıyor. Bu
köklü bir geleneğe sahip olan CHP gibi bir partiye yakışmıyor.
Swoboda, ‘CHP değişmezse iktidarı hayal bile edemez’ diyor. Biz
bunu söylediğimiz zaman sakalımız olmadığı için sözümüz onlara
muteber gelmedi. Değişmeyenler ölüler ve delilerdir ey CHP. Siz
Türkiye’nin, dünyanın değişen şartlarını içinize sindirmek
zorundasınız. Aksi taktirde siz bu ülkeye faydalı olamazsınız,
bağırırsınız, hakaret ederseniz, ondan sonra seçimlerde vatandaştan
silleyi yer oturursunuz. Başbakan’a karşı kullanılan bu üslup
densizliktir. Sen kendi Başbakanını vatandaşının katili ilan
edeceksin, 100 bin insanı katleden Beşar Esad’ın taşeronluğunu
yapan terör örgütlerine bir şey demeyeceksin, onlarla birlikte
hükümetin Suriye politikalarını eleştireceksin, Hatay’daki
vatandaşlarımızı Türkiye’ye sığınan insanlara karşı mezhepçi bir
yaklaşımla kışkırtacaksınız. Bunun kabul edilebilir bir tarafı
yoktur. Eğer bugün Atatürk sağ olsaydı herhalde şöyle derdi, ‘ben
ana muhalefet partisi genel başkanının ağzı temiz, dürüst ve
ahlaklısını severim.’ Maalesef biz bunu çok arıyoruz. Bunu bana
söyleten Kılıçdaroğlu’dur. Swoboda diyor ki, ‘CHP resmen
bölünmüştür’. Sizin kafa ve gönül dünyanız bölünmüş. Bunu
Avrupalıda görmüş. Sizi ciddiye almıyor, sizi kabul etmiyor, sizi
muhatap almıyor, çünkü çamura batmış durumdasınız” ifadelerini
kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA MEHMET AKİFLİ, KEMANİ SERKİS EFENDİLİ GÖNDERME
Mehmet Akif Ersoy’un ’şarka bakmaz, garbi bilmez, edepten yok
payesi, bir kızarmaz yüz, bir yaşarmaz göz bütün sermayesi’ sözünü
hatırlatan Çelik, “Bu arkadaşımız doğuyu bilmez, İslam dünyasından
tanıdığı Beşar Esad, oda ruh ve mana dünyası aynı olduğu için, onun
ötesinde İslam dünyasını, doğuyu bilmez, garbı bilmez, bilmediğin
için böyle tokat yersin. Böyle tepetakla gelir ondan sonra
Türkiye’de ağlarsın. ‘Efendim bize kimse demokrasi dersi veremez.’
Ama sen herkese demokrasi dersi vereceksin öyle mi? Birde insanın
yüzü kızarmazsa, gözünüz de yaşamıyorsa bu insanlığın bittiği
noktadır. Başbakan Bir toplantıda dedi ki, ‘Ey Kılıçdaroğlu sen
benim milletimin takibi altındasın, halk yaptıklarını görüyor.’ O
da diyor ki, ‘Ey Başbakan sen demedin mi ‘senin nefes alışlarını
takip ediyoruz’ dedin’ diyor. Bir insan bile bile bu kadar şeyi
nasıl çarpıtır. Hiç sıkılmadan bunları tekrar ediyor. Binali
Yıldırım Bakanımız diyor ki, soruyalar ‘PKK ile pazarlık var mı?’
Sayın Bakan diyor ki, ‘Evet var, 4 T pazarlığı yaptık’ diyor. ‘Tek
devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak pazarlığı yaptık’ diyor.
Bu kinayeli bir ifadedir. Kılıçdaroğlu çıkıp diyor ki, ‘Hani
Başbakan ‘pazarlık yok’ diyordu, Bakanı çıkıp ‘pazarlık var’ diyor’
diyor. Bir Genel Başkan bu kadar anlıyorsa o partinin vay haline.
Son günlerde Kılıçdaroğlu’nun en fazla dinlemesi gereken bir şarkı
var, Kemani Serkis Efendi’nin ‘kimseye etmem şikayet, ağlarım ben
halime, titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime’ şarkısı tam
Kılıçdaroğlu’nu anlatıyor. Bugünlerde sabah akşam, arabasında,
başucunda bu şarkının olması gerekiyor. Yarın Beşar Esad Türkiye’ye
savaş açsa, bunu bir yere yazın, Kılıçdaroğlu yine Türkiye’yi
suçlayacaktır, Beşar Esad’a haklılık kazandıran bir tavır içerisine
girecektir, çünkü dert başka” dedi.
“KILIÇDAROĞLU’NU BAŞBAKAN’I KATİL İLAN EDERKEN AĞZINI ÇALKALAMAYA
DAVET EDİYORUZ”
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’yi Başbakan’a karşı kullandıkları üsluptan
ötürü eleştiren Çelik, “Türkiye dünyada itibar görüyor. İlk defa
bir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ABD’de böyle bir törenle, bu
düzeyde karşılanıyor. Bu da rahatsız ediyor. Türkiye itibar
görüyor. Yurt dışında iş adamlarımız temaslarda bulunurken, dönüşte
diyorlar ki, ‘yürüyüşümüz değişti’ diyorlar. Muhalefet doğruya
doğru, eğriye eğri demektir. Kılıçdaroğlu’nu ağzını temizlemeye,
Başbakan’ı katil ilan ederken ağzını çalkalamaya, temizleme davet
ediyoruz. Sayın Bahçeli zıvanadan çıkmış onu biliyoruz, o kibar
adam kürsüye çıktığında bir kurt adama dönüşüyor. Kılıçdaroğlu’da
onunla yarışıyor. Böyle bir partiyi halkımızda ciddiye almaz. Ben
bu açıklamaları niye yapıyorum, biz CHP’ye oy veren yüzde 25’lik
kitleyi ciddiye alıyoruz, önemsiyoruz” diye konuştu.
“BİZ BU GAZLARA GELMEYİZ”
Bir gazetecinin, “Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama’nın
görüşmeden sonra Suriye ile ilgili önerileri içermeyen açıklamaları
Türkiye’nin beklentilerini karşıladı mı?” şeklindeki soruya cevap
veren Çelik, “ABD Başkanı obama ile Sayın Başbakan Esat’ın acımasız
diktatör olduğu konusunda, halkını katlettiği konusunda, bu eli
kanlı katilin bir önce Suriye yönetiminden ayrılması konusunda
hemfikirdir. Oradan canını kurtarmak amacıyla Türkiye’ye sığınan
mültecilerin Türkiye’nin büyük cömertliği ile muhatap olduğuyla,
Türkiye’nin insanlığa insanlık dersi verdiği konusunda hemfikirdir.
Siz ne bekliyordunuz? Başbakan ve Obama görüşmesinden hemen sonra
NATO uçaklarının veya Amerika-Türkiye uçaklarının Şam’ı bombalaması
beklentisi içinde misiniz? Sayın Başbakan yabancı bir medya
kuruluşuna yaptığı açıklamada, ‘eğer uçuşa yasar bir bölge, vesaire
gibi bir şey gelirse biz bunu destekleriz’ diyor. Bunlar tedbirdir,
olabilir. Yarın ne olacak bunu bilemeyiz. Başından itibarin şunu
söylemem gerekiyor, ‘Türkiye Suriye’ye savaş açar mı, Türkiye
Suriye’deki bu bataklığın içine çekilmeye çalışılıyor, Türkiye buna
gelir mi?’ diye merak edenler var. Hayır Türkiye buna gelmez.
Türkçemizde güzel bir atasözü var, ‘belki cömert derler maldan
ederler, cesur derler candan ederler.’ Biz bu gazlara falan
gelmeyiz. Bu şu anlama gelmiyor; Beşar Esad’ın bütün zulmüne, bize
yönelik bütün sıkıntılarına, bize verdiği bütün zararlara sesimizi
keseceğiz, sinemize çekip oturacağız anlamına da gelmiyor. Gün ola
devran ola, hep birlikte göreceğiz” şeklinde konuştu.
“HAKSIZ YERE KENDİ GÜVENLİK BİRİMLERİMİZİ HIRPALAMAYALIM”
“Saldırıda herhangi bir zafiyet var mı, Başbakan ‘kopukluk
olabilir’ dedi, bu kopuklukla ilgili hükümetin bir çalışması olacak
mı?” şeklindeki soruya cevap veren Çelik, “Buna ister istihbarat
zaafı, güvenlik zaafı veya kopukluğu deyin, böyle bir vahim hadise
meydana gelmişse, bu konunun çok boyutlu olarak incelenmesi
gerekiyor. Başbakan bu yönde bir talimat verdi. Şuanda müfettişler
çalışıyorlar. Bu 2 günde ortaya çıkartılacak bir şey değil.
Reyhanlı ile sınırlı olmayan bir meselidir. Bu araştırma
yapıldıktan sonra gerçekten bir ihmal, hata, kusur varsa, böyle bir
meselede görevlilerin kasıt içinde olacağını aklımızdan bile
geçirmeyiz, bu yapılacak inceleme ve araştırmalardan sonra ortaya
çıkacaktır. Bunun faili, suçlusu, sorumlusu kimse, ne yapılması
gerekiyorsa yapılacak. Askeri çevrelerin farklı istihbarat
çevreleri, MİT ayrı, Emniyet ayrı istihbarat birimidir. İstihbarat
birimleri arasında ciddi bir bilgi alış verişi sıkıntısı vardır.
Ancak bunlar bir çatı altında toplandı, bilgiler bir havuza akıyor,
bunu biz böyle biliyoruz. Bütün bunlara rağmen bir zaaf, eksiklik
varsa elbette gereği yapılacak. Bugüne kadar güvenlik güçleri,
polis, istihbarat güçleri, onlarca bomba yüklü araba, intihar
girişiminde bulunmak isteyen birçok kişi yakalandı, bunlar etkisiz
hale getirildi. Bu çoğu zaman kamuoyuna yansımadı. Onlarca başarılı
hadise vardır. ABD’de dünyanın en güçlü istihbarat birimi var, CIA,
en güçlü polis teşkilatı FBI’dır, onlara rağmen daha kısa süre önce
Boston’daki patlamayı görüyorsunuz. Yeryüzünde terör eylemlerini
gerçekleşmeden önce yüzde 100 tespit eden ve etkisiz hale getiren
bir mekanizma henüz icat edilmedi. Bunu ne kadar asgariye
indirirseniz o kadar başarılısınızdır. Bir tane bile sızma varsa,
bu da oldu diyemezsiniz. Haksız yere kendi güvenlik birimlerimizi
hırpalamayalım. İhmal, kusur, hata varsa bununda hesabının
sorulması gerektiğini ifade ediyorum. Askeri casusluk davasını
biliyorsunuz, kendi subaylarımızın böyle bir şey içinde olmasını
aklımızdan geçirir miyiz? Ama insanın olduğu her yerde
anormallikler de olabilir. Böyle bir bilgi, bulgu olduğu için
değil, bir ihtimal hesabından söz ediyorum” ifadelerini
kullandı.
REYHANLI SALDIRISININ FAİLLERİ
Reyhanlı olayının faillerinden 1 numaralı ismin yakalandığına
ilişkin soruya cevap veren Çelik, “İsmi belli, arabaları üzerine
tescil ettiren, PTT’nin önüne getirip arabaları park eden kişi
olduğu biliniyor ve teşhis edildi. Bu, yapılacak olan sorgulamalar
ve yargılamalar sonucu ortaya çıkacaktır. Onun bir iki arkadaşı
daha var. Onların da emniyet güçleri peşinde ve en kısa sürede
yakalanacak ve adalete teslim edilecekler” dedi.
“MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR”
Suriyeli mültecileri Reyhanlı halkı tarafından linç edildiği
yönündeki iddialara cevap veren Çelik, “Hatay halkı bugüne kadar
Suriye’den gelen mültecilere bağrını açmıştır. Hatay Türkiye’nin
demokratik yapısı itibariyle en özellikli şehirlerimizden
birisidir. Çok dinli, dilli, mezhepli vilayetlerimizden birisi,
hoşgörünün en güzel örneklerinden birisinin sergilendiği
vilayettir. Maalesef, CHP’nin politikalarını ve oradaki bazı CHP
milletvekillerinin başını çektiği özellikle Suriyeli muhaliflere
yönelik Esad adına bir nefret uyandırılması çabası var. Esat’a
sempati, bunlara antipati oluşturulmaya çalışan, sistematik çalışan
gruplar var. Bunlar çok gizli saklı değil, bunların gazeteleri var.
O gazeteleri takip ederseniz maalesef Suriyeli muhaliflere
‘terörist’ ifadesi, Beşar Esad’a övgüler diziliyor. Bunun sahibi
bir CHP’li bir milletvekilidir. Mızrak çuvala sığmıyor. Türkiye’nin
Suriye politikalarını birileri anlamak zorundadır. Arkadaşlar canım
cicim dediğiniz, bağrınıza bastığınız, bütün insani duygularını
paylaştığınız birisiyle gün gelip boşanıyorsunuz. Geçmişte iyi
olduğunuz bir insanla daha sonra kötü olma ihtimaliniz, kötü
olduğunuz kişiyle iyi olma ihtimaliniz var. Beşar Esat uzatılan
dost elini ısırdıysa biz ne yapalım. Kılıçdaroğlu gibi ona olan
aşkımızı sürdürelim mi?” diye konuştu.
(İHA)