Kılıçdaroğlu'na hemşehrilerinden ince ayar!
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun hemşehrileri mektup yazarak Kılıçdaroğlu'nun tavrını eleştirdi.
Tuncelili sanatçı, siyasetçi ve
aydınlar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na mektup yazarak
Kürt sorunun çözülmesi için barıştan yana tavır almasını
istedi.
Tunceli Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları, sanatçı ve
aydınların aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, yıllardan beri
insanların çatışmalı ortamdan ötürü büyük acılar yaşadığını, bu
acıların sona ermesi için hemşehrileri CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu konuda yapıcı olmaya çağırdı.
Kılıçdaroğlu'na yazılan mektupta şu ifadelere yer
verildi; "Bugünlerde barış için ‘çözüm' süreçleri
konuşuluyor. Başta destek verdiğiniz bu ‘çözüm
süreci'ne karşı son dönemlerde farklı bir tutum
sergilediğiniz algısı oluştu. Hükümetin, muhalefete
‘yeterli' bilgiyi vermemiş olması, gelişmelerin
şeffaf yürümemesi, çözüm sürecinin önünde durmayı
gerektirmez. Aklımızın ve vicdanımızın sesine kulak verelim. Yüz
yıllardır ağır bedellerin ödendiği bu coğrafyada son 30
yılımız ne yazık ki çok kanlı geçti.
Dersimliler olarak sizin ve Genel Başkanı
olduğunuz CHP'nin, barış sürecini engelleyen bir
imaj yarattığını düşünüyoruz. Hem Dersim
Katliamı tartışmalarında hem de
milliyetçilik tartışmalarında kamuoyu önünde iyi
fotoğraf vermediğinizi de izliyor ve görüyoruz. Bütün bunlardan
büyük endişe duyduğumuzu bilmenizi istiyoruz."
Dersimliler olarak Kılıçdaroğlu'nu sürekli takip ettiklerini
belirten sanatcı ve aydınlar, "Yeryüzünün bu parçasında,
Dersimliler olarak, sizi her gün izliyor, dinliyor ve okuyoruz.
İstedik ki, bir de siz bizi dinleyin, gökyüzüne salınmış çığlığı
duyun. Dağa taşa, kurda kuşa, insanım deyip elini vicdanına
koyanlara ayandır ki toprağımız sayısız acılara tanıklık etti,
insansızlaştırıldı, ormanlarımız yakıldı, ekmeğimiz karneye
bağlandı, 1938 katliamından geriye kalan nüfusumuzun yarısı dört
bir yana dağıtıldı. Bir halk ki hâlâ Pepug kuşu gibi paramparça bir
yürekle dolaşıyor atlasları." şeklinde açıklama yaptı.
DOĞDUĞUMUZ BU YERLER ARTIK ‘SAVAŞ
COĞRAFYASI' OLMAKTAN ÇIKSIN
İnanç yerlerinin barajlara boğulduğunun hatırlatıldığı mektupta
çatışma ortamın sona erdirilmesine gerektiğine dikkat çekilerek
şunlar söylendi: "Dünyanın sayılı vadilerinden biri olan
Munzur, Harçik ve Pêri Vadileri, barajlar
marifetiyle kendi sularında boğulmak üzere. Düzgün Baba, Sultan
Baba, Munzur Baba ve nice ziyaretgâhımız sazdan ve sözden mahrum.
Dilimiz UNESCO kayıtlarına göre yok olmak üzere.
Göçmen kuşlar gibi dünyaya dağılmış insanlarımız; köylerine,
ormanına, dağına ve rüzgârına dönmek isterler. Ama biliyorsunuz ki
ölüm kapımızdan ayrılmadı hiç. Hani ‘Dersime Sefer Olur,
Zafer Olmaz'mış ya. Bu anlamda Hızır Paşalar'ın seferleri
de bitmedi hiç. Virane bir yurda döndürüldü topraklarımız. Sizin de
bildiğiniz dillerimiz var orada, her kimlikten. Sizin de bildiğiniz
dualarımız, ibadetlerimiz, itikatlarımız var orada, her inançtan.
Yok sayılmaksa, sayıldık yeterince. Kovulmaksa kovulduk. Acı
çekmekse, çektik. Doğup, büyüyüp yaşadığımız o yerler, artık
‘savaş coğrafyası' olmaktan çıksın istiyoruz.
Çocuklarımıza korkusuz ve kaygısız bir yurt bırakmak
istiyoruz."
BARIŞI ENGELLEYEN BİR İMAJ ÇİZİYORSUNUZ
Belediye başkanları, aydın ve sanatçılar, son günlerde barış için
çözümlerin konuşulduğuna dikkat çekilen açıklamada Kılıçdaroğlu'na,
"Bu günlerde barış için ‘çözüm' süreçleri
konuşuluyor. Başta destek verdiğiniz bu ‘çözüm süreci'ne karşı son
dönemlerde farklı bir tutum sergilediğiniz algısı oluştu.
Hükümetin, muhalefete ‘yeterli' bilgiyi vermemiş olması,
gelişmelerin şeffaf yürümemesi, çözüm sürecinin önünde durmayı
gerektirmez. Aklımızın ve vicdanımızın sesine kulak verelim. Yüz
yıllardır ağır bedellerin ödendiği bu coğrafyada son 30 yılımız ne
yazık ki çok kanlı geçti. Barışı hiç konuşamadık. Şimdi başta Kürt
halkı olmak üzere, savaştan payına düşen acıları alan her kes
umutlanmak istiyor. Bunu hep birlikte yaşıyor ve görüyoruz zaten.
Dersimliler olarak sizin ve Genel Başkanı olduğunuz CHP'nin, barış
sürecini engelleyen bir imaj yarattığınızı düşünüyoruz. Hem Dersim
Katliamı tartışmalarında hem de milliyetçilik tartışmalarında
kamuoyu önünde iyi fotoğraf vermediğinizi de izliyor ve görüyoruz.
Bütün bunlardan büyük endişe duyduğumuzu bilmenizi istiyoruz.
İçinde yer aldığınız ve bugün Genel Başkan olarak başında olduğunuz
fikriyatın, Türkiye gerçeklerini yok saymakla bugünlere gelindiğini
ve bunun Türkiye'ye çok pahallıya ve büyük acılara neden olduğunu
kendiniz de bilmektesiniz zaten. Değişen dünyada, değişen
Türkiye'nin iklimini barıştan yana büyümesi için çaba ve
katkılarınızı bekliyoruz."
BARIŞA BİR ŞANS VERİN
Dersim olaylarında 1938 acısını yaşamış bir insan
olarak barışa bir şans vermesi gerektiğinin altının çizildiği
açıklamada şöyle devam etti: "İnanın barışın sonuçları, savaş kadar
yıkıcı değildir. Eğer inanılırsa ve çaba sarf edilirse, barış
mümkün olur. Sizden ve başında bulunduğunuz partiden gayret
göstermenizi istiyoruz. Bunu da başta kültürümüzün bir parçası olan
Dersim için, sonra da Türkiye'de yaşayan halklar için yapın.Barış
insani ve vicdani bir çığlıktır. Bir Dersimli, bir
Alevi ve 1938'in acısını yaşamış toplumun bir
ferdi olarak, barışa bir şans verin. Yoksa ne tarihin ne de 1938'de
toprağa verdiğimiz insanlarımızın vebalinden kurtulamayacağınızı
bilmenizi isteriz.
İMZACILAR
"Edibe Şahin (Tunceli Bld. Bşk.) Cevdet Konak (Hozat Bld. Bşk.),
Tekin Türker (Mazgirt Bld. Bşk.), Kenan Çetin (Pertek Bld. Bşk.),
Aynur Doğan, Celalettin Can, Ferhat Tunç, Hasan Sağlam, Kazım Genç,
Erdoğan Emir, Umut Hozatlı, Ali Çalışkan, Aysun Karadoğan, Bülent
Akdağ, Dilara Bıçakçı, Emir Ali Yağan, Ergin Doğru, Hasan Ali
Kılıç, Hüseyin Ayrılmaz, İbrahim Karakaya, Kubilay İğit, Mesut
Özcan, Nesimi Aday, Resul Yıldız, Sinan Kırmızıçiçek, Yalçın
Çakmak, Ahmet Can Akyol, Ali Ekber Coşkun, Barlas Beyaztaş, Ercan
Geçgin, Hatice Altınışık, Eylem Yüksel, Hüseyin Elçi, İsmet
Demirdöğen, Makbule Çerimli, Metin Kılıç, Nimet Tanrıkulu, Sayme
Koşar, Tevfik Taş, Yaşar Kılavuz, Akın Yanardağ, Aslan Sultan,
Belgin Cengiz, Cemal Taş, Kemal Yüksel, Fadıl Öztürk, Heval Ali,
Hüseyin Özan, Mehmet Çakmak, Murat Işık, Nihat Öz, Selman Yeşilgöz,
Gürbüz Solmaz, Ali Baran, Aydın Öztürk, Burhan Gündoğan, Cemil
Koçgiri, Doğan Munzuroğlu, Özgür Fındık, Hüseyin Aygül, Hüseyin
Şahin, Kemal Mutlu, Mehmet Çetin, Mustafa Yerlitaş, Nihat Sarı,
Özgün E. Bulut, Vedat İlbeyoğlu, Mazlum Doğan.