Kılıçdaroğlu, ülkemizin itibarına zarar verdi
Abone olMarmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Bozlağan, Brüksel’deki ‘Esad’ kriziyle ilgili olarak, “Kılıçdaroğlu’n...
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Recep Bozlağan, Brüksel’deki ‘Esad’ kriziyle ilgili olarak,
“Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ülkemizin itibarına zarar verdi. Hiç
bir gelişmiş ülkede muhalefet partisinin liderinin başbakan
hakkında böyle konuştuğunu göremeyiz.” dedi.
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Recep Bozlağan, belediye çalışanlarına yönelik olarak liderlik
semineri verdi. Prof. Bozlağan “Liderliğin temeli güzel ahlâktır.
Ahlâkî zafiyeti bulunan hiç kimse başarılı ve kalıcı bir liderlik
örneği sergileyemez” dedi. Bozlağan liderliğin diğer temel
öğelerinin ise “vizyon, misyon, özgüven, çalışkanlık, ekip ve
sistem” olduğunu belirtti. Vizyon ile misyonun çoğu zaman
birbirleri ile karıştırıldığını ifade eden Bozlağan, “misyon varlık
sebebidir; vizyon ise ulaşılmak istenen nihaî hedeftir” şeklinde
konuştu.
“BAŞKASININ AYIBI, KİŞİNİN KENDİ AYIBINI NE ÖRTER NE DE
HAFİFLETİR”
Seminer sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan
Bozlağan, “Liderliğin temeli olan güzel ahlâk siyaset için de
geçerlidir. Siyasîlerin de temel etik değerlerden taviz vermemesi
gerekir. Bu konuda en çok dikkat edilmesi gereken hususlardan biri
de ‘dile’ ve ‘üsluba’ dikkat etmektir. Maalesef son zamanlarda
Meclis’te bazı milletvekilleri arasında cereyan eden tartışmalarda,
ağza alınmayacak kadar galiz sözlerin, üstelik canlı yayında
sarfedildiğine utanarak şahit olduk. Bu tür insanların en ağır
şekilde kınanması ve gerekli yaptırımların kararlılıkla uygulanması
elzemdir. Ancak, bu konuda da partiler arasında uygulama birliğinin
sağlanmadığını görmek de halkımızı üzmektedir. Bir parti konunun
üzerine kararlılıkla giderek ilgili milletvekilini cezalandırma
yolunu tercih ederken, diğer parti ise kendi milletvekilinin
yaptığı galiz konuşmaları unutturmak için manevra üstüne manevra
yapmaktadır. Unutulmamalıdır ki, başkasının ayıbı, kişinin kendi
ayıbını ne örter ne de hafifletir” dedi.
“SİYASETÇİYİ ŞİKAYET EDECEK EN YÜCE VE EN ETKİLİ MAKAM HALKTIR”
Bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı
Swoboda ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki
tartışmaya da değinen Prof. Dr. Bozlağan, “Durum son derece
vahimdir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı
Avrupa Parlamentosu’nun bir üyesine şikayet etmesi siyaset ve
uluslararası ilişkiler açısından doğru değildir. Sayın Başbakan’ı
Esed’e benzetmesi ve arada sadece ton farkının bulunduğunu
söylemesi ise kabul edilemez” dedi.
Bozlağan, “Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaya Swoboda’nın tepki
göstererek ‘Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Esed ile bir
tutulamayacağını’ ifade etmesi ve Kılıçdaroğlu ile daha sonra
yapacağı görüşme programını iptal ettiğini duyurması ise, ülkemizi
temsilen Brüksel’de bulunan ana muhalefet partisi ve onun lideri
açısından utanç vericidir” dedi.
Bozlağan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Başbakan’ın, her gün yüzlerce sivili öldüren gözü dönmüş bir
diktatör ile bir tutulmaya çalışılması ve bunun da yurt dışındaki
platformlarda yapılması, Türkiye’nin büyük bir muhalefet sorunu
yaşadığını açık şekilde göstermektedir. Demokratik yollarla
seçilerek göreve gelen bir başbakanı, anti demokratik yollarla
iktidarı gaspeden ve saltanatını koruma uğruna ülkesinde büyük bir
yıkım ve katliam gerçekleştiren ‘cani’ bir diktatöre benzetmek
hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Yaşanan tartışma
sonrasında Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bazı açıklamalar da bu
talihsizliği telafi edici nitelikte olmadığı gibi, durumu daha
vahim hale getirmiştir. Demokrasilerde ana muhalefet partileri
iktidar partileri kadar önemlidir ve iktidar partisinin en güçlü
alternatifidir. Ana muhalefet partileri, demokratik sistemlerde her
şeyden önce millî itibarı, saygınlığı ve menfaatleri korumakla
yükümlüdür. Kendi ülkesinin demokratik usullerle seçilmiş
başbakanını, başka bir ülkenin veya uluslararası kuruluşun bir
temsilcisine şikayet etmek, Başbakan’ın itibarını düşürmek için
mantıklı hiçbir izahı bulunmayan benzetmeler yapmak, sadece o ana
muhalefet partisine değil, ülkenin tamamına zarar verir. Ana
muhalefet partisi eğer Başbakan’ı şikayet edecek bir yer arıyorsa,
bu konudaki yegâne merci halktır. Partiler halkın oylarıyla
iktidara gelir ve yine halkın oylarıyla muhalefete geçer. Yetkinin
sahibi ve kaynağı halktır, çözümü başka mahfillerde aramak doğru
değildir.”
Ülkemizin sorunlarını iç siyasette tartışırken kullandığımız
üslubu, uluslararası platformlarda kullanılmaması gerektiğini ifade
eden Bozlağan, “Aksi takdirde, diğer ülkelere ve uluslararası
kuruluşların temsilcilerine hem içişlerimize müdahale etme hem de
ülkemizi temsil eden siyasîlere karşı saygıdan ve diplomatik
teamüllerden uzak tavır ve davranışlar sergileme fırsatı vermiş
oluruz. Türkçe’de çok güzel bir atasözü vardır “kol kırılır yen
içinde kalır” diye. Ülkemizin sorunları ulusal düzeyde en açık ve
kapsamlı bir şekilde tartışılmalı ve çözüm yolları aranmalı; ancak
uluslararası platformlarda tavırlarımıza, davranışlarımıza ve
üslubumuza daha fazla dikkat etmeliyiz” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU ÜLKEMİZİN İTİBARINA ZARAR VERDİ”
“Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları ülkemizin itibarına zarar verdi”
diyen Bozlağan, “hiç bir gelişmiş ülkede muhalefet partisinin
liderinin başbakan hakkında böyle konuştuğunu göremeyiz. Bu tür
şeyler daha çok geri kalmış ülkelere mahsustur” dedi.
(İHA)