Kılıçdaroğlu türbana dolandı
Abone olKılıçdaroğlu'nun türban çıkışı 24 saat geçmeden sona erdi. CHP liderinin zikzak çizmesi kafaları karıştırdı..
İNTERNETHABER.COM- Kılıçdaroğlu'nun türban
sorununda geri adım atması kamuoyunun gündeminde.. Kılıçdaroğlu'nun
net bir fikre sahip olmaması köşe yazarlarını kızdırdı.
Bugün gazetelerin köşe yazarlarının önemli bir bölümü, Kılıçdaroğlu'nun türban konusunda önce ileri sonra attığı geri adımı yazdı. Yazarlar sadece türban sorununda değil terör ve Dersim tartışmasında da geri adım attığını söylediler..
Radikal gazetesinde iki gün önce yer alan röportajda
Kılıçdaroğlu, "Onu bize bıraksınlar. Terörü de çözeceğiz,
türban sorununu da çözeceğiz.” demişti. Haberin
yayınlanmasının ardından akşam saatlerinde CHP'den “Kızlar
türbanla üniversiteye gidecek ifadesi kullanılmamıştır”
şeklinde açıklama yapılmıştı.
Ahmet Hakan (Hürriyet): Ne diyeyim
O Kemal Bey değil miydi, Onur Öymen’in Dersim’in bombalanmasını
örnek göstermesine önce “Dur bakalım ahbap... Bize Dersimli
derler...” diye efelenen ama sonra zoru görünce anında tornistan
eden?
O Kemal Bey değil miydi, Güneydoğu kentlerinden birinde “genel af”
diyen, sonra yine zoru görünce çark eden?
Kısacası...
Hata benimdi, günah benimdi, suç benimdi.
İşin detaylarına girmeyeceğim.
“Öyle demedim, böyle dedim” gibi, “Söylediğim o anlama gelmezdi”
gibi mırın kırınlarla uğraşacak mecalim yok.
Sonuçta olan şudur:
Kemal Kılıçdaroğlu, aslında “Üniversitelerde türban özgür olmalı”
diye düşünürken, bunu bir türlü ifade edememektedir.
Neden?
Çünkü parti tabanının türbana kıl olduğunu bilmektedir ve
gelebilecek tepkilerden çekinmektedir.
AK Parti tabanı da Avrupa Birliği’ne acayip kıldı... Ama Tayyip
Erdoğan liderlik yapıp o tabanı değiştirip dönüştürdü.
Liderlik böyle bir şey değil midir?
Tabanının saçma bulduğun duyarlılığına esir mi olacaksın, yoksa
tabanını dönüştürecek misin?
Mahmut Övür (Sabah): Yine olmadı Kemal Bey
Aslında bu soruyu İstanbul seçimleri döneminde Kemal
Kılıçdaroğlu'na defalarca sordum. Hep aynı yuvarlak cevabı aldım;
"Türbanı siyasete alet etmesinler bu sorun çözülür..."
Aynı şey Kürt meselesi için de geçerli. "Silah bıraksınlar Kürt
sorunu çözülür..."
İyi de silahı nasıl bıraktıracaksınız? "Silahı bırak" deyince PKK
silahları bırakacak mı? Eğer o kadar kolaysa şimdi söyleyin de bari
genç insanlar ölmesin...
İşin doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir şey söylemeden çok şey
söylemiş gibi yapıyor.
Bu yüzden "Nasıl çözersiniz, şimdi sürece neden destek
vermiyorsunuz?" sorusuna bir cevap vermiyor. Biraz da sayenizde
"avanta"dan siyasette bir yerlere gelmek böyle bir şey demek
ki...
Kısaca hayalinizdeki Kemal'le gerçek Kemal'in buluşması pek kolay
görünmüyor.
Kılıçaroğlu'na "Mahçup demokrat" diyen yazar
kim?
Burhan Ayeri (Akşam): Yeni açılımlar!
CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı, arada gaza fazla basıyor.
Sonra nasıl geri vitese takacağının paniğini yaşıyor. Daha
seçilmeden yaptığı ilginç konuşmayı hatırlayın. Teröristlere genel
aftan söz etti. 'Destekleriz' deyiverdi. Tepkiler üzerine 'Ben onu
ima etmedim'le çark etti. Son çıkışı daha ilginç. 'Türbanlı kızlar
üniversitede okuyacak' nutku attı. En başta partisinden gelen yoğun
protesto karşısında; 'Sözlerim yanlış anlaşıldı' ile kıvırma
pozisyonuna geçti. Bir yerde AK Parti'nin 'Ne idüğü belirsiz
'Açılım Söylevleri'ne benzer' sallamalara sıkça tanık olacağız.
Kılıçdaroğlu ve CHP kazara sandıktan birinci parti çıkarsa
sonrasını tahmin zor değil. Tribün korosu gibi bağıracaklar; 'Şaka
yaptık, şaka yaptık'.
Derya Sazak (Milliyet): Mahçup demokrat
Taraf’ta Nabi Yağcı’nın analizindeki gibi, terörü çözmek için artık
Kürt realitesini tanımış olmak yetmiyor, Habur girişleriyle ortaya
çıkan “PKK realitesi”ni de siyasallaşma ve terör sonrası
normalleşme sürecinin bir parçası olarak tanımış oluyorsunuz.
Böylesine düğüm olmuş bir sorunu CHP nasıl çözecek?!
Üniversiteye başörtülü kızlar girebilecek mi?
Kemal Bey’in “sol, demokrat” kimliği ve “Gandi mahcubiyeti”,
Cumhuriyet tarihiyle özdeş Kürt ve İslam meselesinde nasıl bir
çözüm düşündüğünü anlamaya yetmiyor. Daha açık konuşmalı.
Kılıçdaroğlu derin güçlerin adamı olduğunu iddia eden yazar
kim?
Nuh Gönültaş (Bugün): Kılıçdaroğlu'nun büyük yalanı
Şöyle: Sen milletin hoşuna gidecek ama seni buraya getiren güçlerin hoşuna gitmeyecek sözler edebilirsin ama sonradan yalanlamak kaydıyla...
Mesela, Kürt sorunu ve başörtüsü yasağı hakkında bu konuları iktidara geldiğinizde çözeceğinizi söylemelisiniz.
Biz de bunu manşet yaparız, halka senin iktidarında kızların başörtüsü ile üniversiteye gidebileceğini söylediğini iletiriz.
Ama sonra sen bunu yalanlarsın!
Çünkü Baykal'ı götürüp seni getirenlere karşı taahhütlerin var. Bu konular Türkiye'nin çözümsüz çıbanbaşı konuları. Bunlar çözülmemeli ki Türkiye her zaman içte sorunlu bir ülke olsun...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini dinlerken onun mutlaka ve mutlaka Deniz Baykal'ı götürüp yerine Kılıçdaroğlu'nu getirip siyaseti yeniden dizayn etmek isteyen derin güçlerin adamı olduğunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak lazım.
Fehmi Koru (Yeni Şafak): Kılıçdaroğlu'nun Mehter
yürüyüşü
Bu soruyu 'hukuki' anlamda soruyorum. TCK'da 141 ve 142. maddeler
varken 'komünizm' yasaktı; o yasak yüzünden komünist partiler de
kurulamıyor, ismi kullanmak bir tarafa 'simge' sayılan orak-çekiç
simgesi yüzünden bile insanlar hesaba çekilebiliyordu. Kalktı TCK
141 ve 142, bugün isminde 'komünist' sözcüğü bulunan parti
bulunuyor, 'orak-çekiç' serbestçe resmediliyor...
Hangi yasada 'siyasal İslâm' yasaklanıyor ki?
Daha da önemlisi şu: Yıllarca 'siyasal İslâm' ile
ilintilendirilerek yasakçı bir zihniyetle üzerlerine gidilen başı
örtülü genç kızlar/kadınlar, bütün bu süre içerisinde, kendilerine
atfedilen davranış kalıbıyla taban tabana zıt demokrat bir tavır
sergilediler. Bugün düşünce suçundan yargılanan veya düşüncesi
yüzünden hapse düşmüş tek bir başörtülü/türbanlı kadın/kız var
mı?
Düşüncesi suç değil, ama 'simgesi' yasak; bu nasıl oluyor?
Devir değişince yasalar da değişiyor, Anayasa Mahkemesi kararları
da eskiyor, uygulamalar da farklılaşıyor...
Bir tek CHP mi değişmiyor, lideri değiştiği halde?
Gandi'nin çözümünü 'dandik' bulan yazar kim?
[PAGE]Ergün Babahan (Star): Gandi’nin dandik
çözümü
Dersim’de böyle bir çözü vardı.
Bugün terörle mücadele adı altında çocuklara böyle bir yaptırım
uygulanıyor.
Önder Sav’ın hakim olduğu CHP’ye de böyle bir çözüm yakışır.
Kızlar tek tek Nur Serter’in oluşturduğu “ikna odaları”na
girer.
İkna olanlar, “Başımı örttüğüm için pişmanım” derler.
Başlarını açıp zorunlu üniversite eğitimi alır ve hapis cezasından
kurtulurlar, hatta burs kazanırlar.
Pişman olmayanlar doğruca cezaevine.
Hem üniversite eğitimli kadın sayımız rekor kırar, hem çok çağdaş
oluruz hem de Batı’ya karşı mahcubiyetimiz kalmaz.
Şahane çözüm.
İsmet Berkan (Radikal): Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir
şeyi çözemez!
Türbanı o çözecekmiş. Ama daha cümlesi akşamı görmeden düzeltmesi
geldi: ‘Mahkeme kararlarına saygılıyız.’
Ülkeyi yönetmeye talip siyasetçilerin, hakkında demeç verdikleri
konularla ilgili en azından temel hukuki çerçeveyi iyi bilmelerini
salık vermek yanlış bir şey mi?
Türbanla ilgili artık kalın bir kitap büyüklüğüne ulaşan hukuki
metinleri bilmeden ‘Biz çözeriz’ demek çok saçma.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun başka kimsenin bilmediği ve bulamadığı
bir çözüm
yolu varsa, bunu hayata geçirmek için CHP iktidarını beklemesi de
bence saçma. Şimdiden otursun Ak Parti’ye yardımcı olsun, bu
toplumsal sorun çözülsün.
Ama korkarım ortada böyle bir çözüm formülü falan da yok. Boş
konuşmalar, temenni mahiyetinde politika önerileri var sadece.
Yazık.