Kılıçdaroğlu tek tek hesap çıkardı!

 

Partisinin Balıkesir il kongresinde konuşan Kılıçdaroğlu, 'dünyanın en büyük 10 ekonomisi' hedefi hakkında şunları söyledi:

 

''Bakın rakamları vereyim. 1998 yılı Türkiye, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden 15'inci. Yani ilk 10'a girmek için 5 ülkeyi daha sollamanız gerekiyor. 2009, AKP iktidar. İlk 20 büyük ekonomiden bir adım düşmüşüz, 16. olmuşuz. Geçiyorum 2011 yılı, 16. ekonomiden 17. ekonomiye düşmüşüz. 2012 yılı şimdi 20 büyük ekonomiden 18'inciyiz. Yani ilk 10'a yaklaşmak değil ilk 20'den düşmek üzereyiz. Yani küme düşmek üzereyiz.

 

Çıksınlar bu rakamlar doğru değil desinler. Milleti kandırıyorlar. Gazetelerin ekonomi sayfalarında yazan köşe yazarlarına soruyorum. Bu politikayla değil 2023 yılında ilk 10 girmek ilk 20'den çıkacaksınız. Niye milleti kandırıyorsunuz? Niye millete doğruları söylemiyorsunuz?
 

Sarı sendikalara sendika demem ben. Memur-Sen gibi bir sendika mı var. Sendika dediğiniz çalışanlarının haklarını savunur, iktidara heveslenmez, önünde diz çökmez, onlara biat etmez. Sendikacı adam yürekli adamdır. Sendikacı adam mücadele eden adamdır. Sendikacı budur. Onlara sendikacı denmez. Kendilerine sendikacı sıfatı veriyorlar.''

 

Dünyanın en büyük faizinin ödendiğini de belirten Kılıçdaroğlu, ''Size çarpıcı bir örnek vereceğim. 1979 ile 2002 arasında yani 23 yılda Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ödediği faiz, 135 milyar dolar. 2003-2011 yılları arasında yani 8 yılda ise 450 milyar dolar faiz ödemişler. Faizi nasıl ödüyorlar? Sizlerin ödediği vergilerle. Sizler ödüyorsunuz aslında. Bedelini de sizler ödüyorsunuz, faturayı da sizler ödüyorsunuz. Hep beraber güzel bir Türkiye için, herkesin karnını doyduğu bir Türkiye için mücadele edeceğiz. Size söz veriyorum bugün çalıştığımdan daha çok çalışacağım'' dedi.

 

Konuşmasında terör olaylarına da değinen CHP lideri, terörü sadece CHP'nin bitireceğini belirterek, ''Çünkü bizim yüreğimizde insan sevgisi var. Önümüzdeki hafta sayın Faruk Loğoğlu ve bir grup milletvekili arkadaşımız, sayın Cemil Çiçek'e gidecekler, terör nasıl çözülür ve izlenecek yol haritası nasıldır onun dilekçesini verecekler. Bakın yine söylüyorum, biz üretiyoruz. Ben burdan soruyorum, sayın Recep Tayyip Erdoğan, bizim yol haritamızı beğenmeyebilirsin, eksik bulabilirsin, yanlış bulabilirsin. Senin yol haritan ne? Gel benim açıkladığım gibi sen de açıkla. Millete soralım bakalım hangisi doğru'' dedi.

 

Kılıçdaroğlu'nu bir diğer gündemi de Uludere olayıydı:

 

''TSK'dan uçaklar gidiyor, Uludere'de 34 yurttaşımızı öldürüyor. Bir ülkenin sınır ötesi operasyon yapması sadece ve sadece TBMM'dedir. Meclis, bu yetkiyi yine Anayasa'ya uygun olarak yeri zamanı geldiğinde hükümete devredebilir.

 

Terörü sonlandırmak için önerge getirdiler. Biz de kendilerine yetki verdik. Sınır ötesi operasyon yapıldı. Defalarca sorduk, 'sayın Başbakan siz bu istihbaratı kimden aldı?' Tık yok. Sadece bir açıklama, 'Efendim milli kaynaklardan aldık.' Ama Milli İstihbarat Teşkilatı açıklama yaptı, 'Biz böyle bir haber vermedik' diye. Sonra bir Amerikan gazetesi yayınladı ki, Amerikalılar'dan almışlar istihbaratı.

 

Hani bunu anladık. Daha vahimi sayın Başbakan diyor ki, 'operasyon yapıldıktan sonra benim haberim oldu.' Sen o koltukta niye oturuyorsun? Sen Başbakan değil misin? Eğer bir ülkenin başbakanının kendisine bağlı silahlı kuvvetler sınır ötesine gidiyor geliyor haberi olmuyorsa bu vahim bir durumdur. Ama daha vahimi olan şu, sınır ötesi harekatı Amerikalılar biliyor, bizim başbakanımız bilmiyor. Bu nasıl bir yönetim anlayışı?''