Kılıçdaroğlu o sözlerin altında kalmadı
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.
İNTERNETHABER / Siyasi arena yine alev alev! Önce
Başbakan Erdoğan çıktı kürsüye, CHP'ye 'dik'lendi... Ardından ise
Kemal Kılıçdaroğlu kürsüde yerini aldı ve Erdoğan'a, 'CHP dik
durdu!' mesajı verdi.
Erdoğan, Meclis'i boykot eden, ardından da yemin etmeyi kabul eden Kılıçdaroğlu'nu 'Dik duramadılar' diyerek suçlayınca, kendisine ve partisine yönelen suçlamaya boyun eğmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu ilk grup toplantısında 'yemin krizi' eleştirilerine sert yanıt verdi.
Aslında krizin çözümüne ilişkin görüşmeleri deşifre etmek istemediğini, fakat Erdoğan'ın eleştirileri karşısında kendini zorunlu hissettiğini belirten Kılıçdaroğlu, 'Krizin çözümü için hazırlanan irade beyanı CHP'nin isteğine göre şekillenmiştir' dedi.
İKİ KERE GERİ ÇEVİRDİK
HASAN DAĞCI KİM? |
Siyasette açıkladığı yolsuzluk dosyalarıyla isim yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun çantasında yeni bir dosya daha var. Hedef ise Başbakan Erdoğan... Kılıçdaroğlu, elindeki imar yolsuzluğu dosyasından bahsetti ve Erdoğan'a "Hasan Dağcı kim?" diye sordu. Haberle ilgili detaylı bilgi için TIKLAYIN!... |
AK Parti'nin çözüm için iki kez CHP'nin kapısını çaldığını ancak
geri çevrildiklerini vurgulayan CHP Lideri, 'Sonunda bizim
yolladığımız irade beyanı kabul edildi. O metnin altından üç AK
Partili'nin imzası var' diyerek Başbakan Erdoğan'a sert
sözlerle yüklendi.
"Attığı imzaya sahip çıkmayan insanın omurgasından kaygı duyarım" diyen Kemal Kılıçdaroğlu konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Biz iki yüzlü politikayı bilmeyiz. Biz arkadaşlarımıza yemin yolu açılana kadar yemin etmeyeceğiz dedik. Bizim söylediklerimizi bari oku. Okuduklarını anlayabiliyor mu bundan da endişem var. İki pek çok gazeteci arkadaş, sordular. Yemin yolu nasıl açılacak?
Biz hapiste kimse kalmasın tutuklularda yemin etsin dedik.
Bize bir metin getirdiler. O metinde 'Tüm siyasi parti ve
milletvekillerini, azami hassasiyeti göstermeleri gerektiğine
inanıyoruz' yazıyordu... Kabul etmedik. Öğlen oldu aynı metin bir
daha geldi, yine değişen bir şey yok. Ve biz şunu
söyledik. "Tüm siyasi partilerin ve vekillerin
milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine
getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine
inanıyoruz"...
Bizim istediğimiz irade beyanı buydu. Bunun altında AK Parti'nin
imzası var. Bununla da yetinmedik ve Anayasa dahil tüm mevzuatı
hukukun üstünlüğü çerçevesinde ve kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate
alınarak, özgürlüğü genişleti bir anlayışla yorumlanması
gerektiğine inanıyoruz.
NAMUSLU İNSANLAR İMZALARINA SAHİP ÇIKARLAR
Erdoğan ne demişti? |
Erdoğan, partisinin grup toplantısında ne dedi? CHP
lideri hangi sözlere yanıt verdi? İşte Erdoğan'ın o sözleri... TIKLAYIN |
AB'nin bir raporu vardı ve okumadan dengeli demişti, Ankara'ya gelince de dengeli olmadığını bulup çark etmişti. Sayın Erdoğan benim bildiğim insanlar attıkları imzaya sahip çıkarlar. Namuslu insanlar imzalarına sahip çıkarlar. Metin çok açık. Biz onların getirdiğini kabul etmedik. Bu metin geçti. İmzalar var. Biz bu ayrıntıları tartışmak istemezdik. Birileri bizi suçlayabilir ama biz sonuç almaya odaklanmışız. Şimdi kalk dik durdular, durmadılar falan. Biz dik durduk! Bu imzayı inkar ediyorsan senin omurgandan kaygım vardır.
Biz verdiğimiz sözde durduk başta ne söylediysek şimdi de aynı noktadayız. İnsan hakları olsun istedik. Biz her zaman dik dururuz.
HANİ 12 EYLÜL PAŞALARINA HESAP SORACAKTIN?
Kılıçdaroğlu'nun gündeminde sadece yemin krizi yoktu. 12 Eylül Paşalarından da hesap sorulmadığını hatırlatan CHP Lideri, vatandaşın kandırıldığını ima etti:
"27 Nisan bildirisi... CHP şöyle yaptı vesayre... 27 Nisan'da muhtıra verildi mi verildi? Hesap soruldu mu? Hani sen dikleniyordun... Sana diklenenlere neden üstün hizmet madalyası verdin. Bu tabloyu milletimizin dikkatine soruyorum. Sana muhtıra verenlere üstün hizmet madalyası verdin. Hani 12 eylül paşalarına hesap soracaktın. Sen 12 Eylül'de hangi bedeli ödedin? Hangi işkenceden geçtin. İdam edilenlerin yakınlarının acılarını istismar ettin sen!"
SABAH SÖYLEDİĞİNİ AKŞAM İNKAR EDEN SEN DEĞİL MİSİN!
Başbakan Erdoğan'ın bir dediğinin bir dediğini tutmadığını da açıklayan Kılıçdaroğlu, bu tezini de şöyle örnekledi;
"Efendim biz sabah söylediğimizi akşam inkar ediyormuşuz. Pes yani. Şimdi bir önek vereceğim. Bu beyefendi gitti, NATO'nun Libya'ya müdahalesi konuşuluyordu.
28 Şubat 2011... NATO Libya'ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu? NATO'nun ne işi var orada? Bakın Türkiye olarak bunun karşısındayız. Böyle bir şey konuşulamaz, düşünülemez. Kim söylüyor Recep Tayyip Erdoğan.
25 Mart 2011... Aynı Recep Tayyip Erdoğan yine konuşuyor. Libya'ya müdahaleyi kabul ediyor, izin veriyor, müdahale edin diyor. NATO'nun devreye girmesiyle de belli yerlerde rahatlama meydana geldi.
Allah aşkına sabah söylediğini akşam inkar edenler kim. NATO müdahale etti. Binlerce sivil öldürüldü. Akdeniz'in karanlık sularında binlerce Müslüman boğularak öldü. Türkiye'den yardım istendi, bizim gemilerimiz yardım edemedi. NATO izin vermediği için. Bunu kim eleştirdi? Sosyalist enternasyonal de CHP eleştirdi."
BAŞBAKANSIN NASIL YALAN SÖYLERSİN!
Başbakan Erdoğan'ın 'hükümet programı konusunda tek laf etmediler' eleştirisini de yalanlayan Kılıçdaroğlu, gerekli bir çok konuda görüş bildirdiklerini ancak verilen 40 dakikalık sürede her konuya el uzatmanın da mümkün olmadığından yakındı:
"Efendim CHP hükümet programı konusunda tek laf bile etmemiş. İnsaf yahu. Otururken de dinlemiyor. Hükümet programında 13. sayfayı açıp bir paragrafı okudum. Yalanın bu kadarına da insaf. Sen Başbakan'sın nasıl yalan söylersin sen. Meclis kürsüsüne çıkıyor yalan söylüyorsun. Pes yahu bu kadar da olmaz.
Hükümet programının, uluslararası sözleşmeyle ilgili, demokrasiyle ilgili, insan haklarıyla ilgili konuştuk. 40 dakika verdiniz. Ekonomiyi konuşamadık. Bugün kendisi de şikayet ediyor süreden."