Çağlayan meydanı hınca hınç dolmuş... Kalabalık heyecanlı, kıpır
kıpır... Baykal'a rağmen ilk kez bu kadar
umutlular... "Bu kez bir şeyler değişir" diye
heves etmişler... Baykal ders almıştır belki diye düşünmüşler...
Ama ne gezer...
O kalabalığı o alana toplayan...
Yüreklere umut tohumunu eken...
CHP'ye küskünleri bile döndüren o adam
konuşturulmadı...
Peki neden?
Kılıçdaroğlu İstanbul mitinginde niçin arka plana
itildi?
Neden konuşturulmadı?
Seçeneklere bir bakalım
isterseniz;
a) Kılıçdaroğlu'nun hitap yeteneği olmadığı için...
b) Zaman az olduğu için...
c) Onu konuşturmayı kimse akıl edemediği için...
d) Baykal onu da kıskandığı için...
e) Hiçbiri...
Doğrusu a şıkkı dersek...
Yani Kılıçdaroğlu'nun hitap yeteneği kıt diye
düşünürsek...
Aynı saatte Kazlıçeşme'de de AK Parti'nin mitingi vardı.
Kılıçdaroğlu, Baykal'ın arka planında dikilirken...
Rakibi Kadir Topbaş onbinlere hitap
ediyordu...
Peki iyi bir hatip miydi Topbaş...
Hayır! Meydanda en küçük bir heyecan dalgası bile
yaratamadı.
Ama yine de kürsüdeydi...
Yine de konuşturuldu...
Demek ki a şıkkı bahane olamaz...
Doğru yanıt b şıkkı dersek...
Bu da mümkün değil...
Baykal alana bir saat geç geldi...
O zaman diliminde Kılıçdaroğlu ne nutuklar
atardı...
Demek ki zaman da bahane değil...
Peki diyelim ki c şıkkı, yani kimsenin aklına
gelmedi bu...
Böylesi daha vahim demektir...
Koskoca CHP'de bunu "akıl edecek" adam
kalmadıysa vay hallerine...
Geriye hangi şık kaldı; d şıkkı mı?
Baykal, Kılıçdaroğlu'nu kıskanmış olabilir mi?
Yok
canım daha neler...
Kemal Derviş'i kıskanmamış da...
Kemal Kılıçdaroğlu'nu mu kıskanacak?
Mustafa Sarıgül'ü partiden atmış da...
Kılıçdaroğlu'ndan nasıl kurtulurum diye dert mi edecek?
Yok bu şık asla ve asla olamaz...
İyi de o zaman...
Bu CHP'liler Kılıçdaroğlu'nu neden konuşturmadılar?
Var mı buna 'makul bir yanıtı' olan...