Her hafta cuma günü Kanal A'da yayınlanan Apolitik programına
daimi konuk olarak katılıyorum. Bu nedenle cuma günleri Ankara'ya
gidiyorum mecburen... "Yarın yol gideceksin. Erkenden uyu,
yazıyı da cumartesi günü yazarsın..." dedim içimden ve
kafayı vurdum yattım...
Daha yeni dalmıştım ki oğlumun telaşla, "Baba kalk Kemal
Kılıçdaroğlu Habertürk'te konuşuyor" diye dürtmesiyle
uyandım. Artık benden önce ne anlatmışsa, çocuk tek izlemeye
çekinmiş.
"Kalksam mı kalkmasam mı?" diye karar vermeye
çalıştım bir süre. Baktım uyku muyku kalmadı, aldım not defterini,
geçtim ekranın karşısına...
Nereden bileyim yaşama sevincimi kursağımda bırakacağını!.. Adam
sanki bomba açıklamaları yapmak için beni bekliyormuş!
Kürt sorunun çözümü konusunda CHP'nin ne yapacağını merak ederek şu
soruyu soruyor Erhan Çelik:
"Kürt sorunun çözümü için ilk üç şey nedir?"
Cevap: "Yüzde 10 seçim barajını kaldırırım. Yurttaşların şu
veya bu şekilde, huzur içinde yaşadıkları bir süreci hayata
geçirmek zorundayız. HDP yapı olarak seçimlere girmiyor. Onlar
hülle yöntemiyle Meclis'e geliyorlar. BBP neden gelmiyor, ya da
benzeri partiler. Bu ülkede parlamantoda değişik görüşler temsil
edilebilmeli. Bunun yolu yok bir kere. Biz öncelikle darbe
anayasasının ortadan kalkması gerektiğini
düşünüyorum."
Erhan Çelik "İkinci çözüm öneriniz nedir?" diye
sorunca, 34 yıllık sorunu tek cümlede çözüyor:
"17 maddelik manifestomuz vardı ama unuttum!"
Erhan Çelik'in o anki yüz halini görmeniz gerekirdi. Gözler
irileşti, alt çenesi aşağı doğru kaykıldı. CHP liderini zor durumda
bıraktığı için utandı garibim!
Oysa çözüm basitti!
"Telefon joker hakkınızı kullanmak ve bu çözüm maddelerini
elinize tutuşturanları aramak ister misiniz?" dese, mesele
oracıkta hallolacaktı.
Aradığı kişi de muhtemelen, "CHP'nin Kürt sorununun
çözümüne ilişkin hazırladığı manifesto 17 değil, 19 maddeden
oluşuyordu. Bunu bile unutmuşsun. Sen değil Kürt sorununu, kükürt
sorununu bile halledemezsin. Bir daha da beni ararsan seni sapık
diye karakola şikayet ederim" derdi...
Ama yine de itiraf edeyim...
Unutmak bu adama yakışıyor be kardeşim! Unuttuğunu söylerken bile
yüzünde hatırlamaya çalışma telaşı yerine, mutluluk gülümsemesi
oluşuyor.
Zaten unutmasa, kesin intihar ederdi!
Düşünsenize, yıllardır seçimlerde hezimet üstüne hezimet yaşıyor.
Ama bir sonraki gün herşeyi unutup, sıfırdan başlıyor hayata!..
Programa geri dönelim...
Erhan Çelik bakıyor ki olacak gibi değil, konuyu cumhurbaşkanlığı
seçimine getirip, "Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı
adaylığına neden karşısınız" diye soruyor.
Onu unutmamış!
Anlatmaya başlıyor: "Ben bu kadar kirli ilişkilerin
içerisine girmiş bir insanın, cumhurbaşkanı seçileceğine
inanmıyorum. Böyle bir kişinin cumhurbaşkanı olması mümkün değil.
Ben seçileceğine bir kez daha söylüyorum inanmıyorum. Halkına
yumruk atan, geçmişi şaibeli bir kişini cumhurbaşkanı seçersek, biz
bunu çağdaş dünyaya anlatamayız."
Hani gören, duyan da dünya Kılıçtaroğlu'nun ağzına bakıyor sanır.
Sanki bütün ülkeler sıraya girmiş, bu konuda iki laf etsin diye
bekliyor!
Çağdaş dünya seni anladı ya, herkesi anlar mirim! Halkını
bombalayanı, halkını kurşunlayanı anlayan dünya bizi anlasa ne
anlamasa ne?
Türkiye, halkının hür iradesini dünyaya anlatma konusunda bir
sıkıntı çekmez. Ama belli ki Kılıçdaroğlu bunun hesabını Türkiye
düşmanlarına verme konusunda epey sıkıntı çekiyor.
Allah'a şükürler olsun ki şu ana kadar şansımız yaver gidiyor.
Kılıçdaroğlu henüz çatı adayı aradığını unutup, "Ben de
Cumhurbaşkanlığı'na adayım" demedi.
Aday olsa var ya!...
Vallahi millet gülmekten mührü basacağı yeri tutturamaz. 2 turda
tamamlanacak olan seçimi 17 turda tamamlayamaz bu ülke.
Eistein ile
Frenkestian bile dirilip gelse, çağdaş dünyaya bu durumu
anlatamaz!
Okura not: Kanal A ekranlarında her cumayı
cumartesiye bağlayan gecelerde saat 00.15'te Türkiye gündemine
dair konuları 2 saat boyunca "Apolitik"
programında özgürce tartışıyoruz. Bu geceki programda
Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'yi, aylardır her konuda hedef tahtası haline
getirilen polislerin sıkıntılarını tartışacağız. Savcı Sayan'ın
konuk olacağı programın hayli keyifli olacağını tahmin
ediyorum.
Kaçırmayın derim!