Kılıçdaroğlu kimin posterini astırdı?
Abone olCHP Lideri, Sav ekibini tasfiye ettikten sonra bir ilke imza attı. O ilk neydi? Dev röportajdan izlenimler neler?
Size, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile
yaptığımız görüşmeden bazı izlenimler aktarmak istiyorum. Ama
izlenimlere geçmeden önce, beni şaşkınlığa uğratan bir olayı
anlatmadan geçemeyeceğim.
İnternethaber Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, Medya Grup
Başkanı Süleyman Özışık, Ankara Temsilci Vekili Nergis Demirkaya,
Okur Temsilcisi Hatice Kübra Kocaoğlu ve ben, parti binasının önüne
geldiğimizde, bir sürprizle karşılaştık. Kılıçdaroğlu, bir ilke
imza atmış ve merhum Bülent Ecevit'in dev bir posterini parti
binasının ön yüzüne asmıştı. Bu olay beni çok heyecanlandırmıştı.
30 yıl sonra ilk kez Ecevit'in resmi, CHP Genel Merkezi'ne
asılmıştı.
GÖZLERİNİN İÇİ PARLADI
Röportaj sırasında CHP Lideri'ne Ecevit posterini sordum. Kılıçdaroğlu'nun gözlerinin içi aydınlandı ve "Evet, ben talimat verdim" dedi. Ecevit'e olan hayranlığını hiç gizlemedi. Hatta, ayrıntılarını okuyacağınız röportajda göreceksiniz ki, Kılıçdaroğlu, CHP'de "İkinci Ecevit dönemi"ni başlatıyor. Özellikle "Halkçılık" konusundaki vurgusuna önümüzde dönemde daha ağırlık vereceğini şimdiden söyleyebilirim.
İNTİKAMINIZI ACI ALDINIZ!
Kemal Bey ile aslında geçen hafta perşembe günü görüşecektik. Ancak, partideki dalgalanmalar ve Kılıçdaroğlu'nun yoğunluğu sebebiyle randevumuz bir gün sonrasına ertelenmişti. Ne var ki, ertesi gün de randevumuz ertelendi. Sonunda, bugün beklenen röportajı yaptık. Şunu söyleyeyim, Kılıçdaroğlu çok nazik bir siyasetçi. İki kez özür diledi. Gerekçelerini anlatmaya çalıştı. Bize yarım saat süre ayrılmasına rağmen bir saat konuştu. Üstelik, özel kalem müdiresi üç kez kapıyı çalarak, mesaj vermesine rağmen röportajı bölmedi. Öyle ki dışarı çıktığımızda, Basın Müşaviri Baki Özilhan, espriyi patlattı: "İntikamınızı acı aldınız..."
GANDİ'NİN MÜTEVAZI KOLTUĞU
Kılıçdaroğlu zeki olduğu kadar alçakgönüllü bir siyasetçi. Röportaj öncesi bizi koltuklarımıza, "buyur ederken", oturma grubundaki mütevazı koltuğunu göstererek, "Bana da bu koltuğu uygun görmüşler" dedi. CHP Lideri'nin bu sözleri üzerine düşündüm. Bu odaya daha önce de Deniz Baykal ile röportaj yapmak için gelmiştim. Baykal'ın koltuğu biraz daha büyük ve gösterişliydi. Tebessüm ettim...
Farkettim ki, Kemal Bey, Deniz Baykal'dan kalan odanın düzenini fazla bozmamış. Kılıçdardoğlu'nun kişiliğinden kaynaklanan etkilerden mi, gerçekten mi, bilmiyorum ama oda, eskiye göre, bana daha az 'debdebeli' geldi. Makam odasının şekli değişmişti. Masa doğrudan kapıya bakıyordu. Bir de özel eşyaların azlığı dikkatimi çekmişti. Duvara yaslanan mermer üzerine Altıok'un içine konulan bir Kılıçdaroğlu resmi dışında özel bir eşya görmedim.
MUHALİFLERE BARIŞ MESAJI
Çok keyifli ve samimi bir röportaj yaptık. CHP Lideri, her soruya cevap verdi. Yüzünden tebessümü eksik etmedi. Gerginliği azalmıştı. Kendinden emin ve net konuştu. Son kavgadan zaferle çıkmış ve deyim yerindeyse, genel başkanlığın geçici koltuğundan kalkmış, liderlik koltuğuna oturmuştu. Bunu açıkça hissettirdi. Muhalifleriyle ilgili sorularımıza ise kavgacı olmayan bir üslupla yanıt verdi. CHP Lideri, "Eski defterleri sildim" diyerek, parti içi kavgalara izin vermeyeceği mesajını da verdi.
Anlayacağınız karşımızda artık bambaşka bir Kılıçdaroğlu oturuyordu. CHP'nin içindeki "eski statükocu" zihniyetin dışında 'halk' diyen, 'demokrasi' diyen, özgürlük diyen bir sosyal demokrat lider vardı. Karaoğlan'ın ölüm yıldönümü nedeniyle astırdığı dev posterin gölgesi altında bir röportaj böyle geçti.