Fıkralarıyla güldüremeyen, ciddiyetiyle herkesi kahkahaya boğan
tek lider olan Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta 3 ayrı
söyleşisiyle kahkaha tufanına neden oldu. Ben hep,
"Kılıçdaroğlu konuşmasa CHP daha çok kazanacak"
diyorum ama, dinleyen kim!
O 3 haberdeki detayları anlatınca bana hak vereceksiniz.
Sözcü Gazetesi'nin yazarı Bekir Coşkun, bir yemekte yanyana
otururken kendisine, "Bu seçimde iktidara geleceğinize
inanıyor musunuz?" diye sormuş.
Kılıçdaroğlu tereddüt etmeden cevabı yapıştırmış: "Tabi ki
hayır!"
Bekir Coşkun bu diyaloğu köşesinde yayınlayarak hepimizi büyük bir
hayal kırıklığına uğrattı. Biz Kılıçdaroğlu'nun kesin kazanacağına
inanmıştık oysa ki!... Söyleşide gözüme çarpan önemli bir ayrıntı
oldu.
Bekir Coşkun, "Ben de CHP'nin kazanacağına inanmıyorum.
Bugüne kadar ne yazdıysam tersi çıktı, inşallah bu kez de öyle
olur" demiş! Yıllardır fikirleriyle yüzbinleri yönlendiren
bir yazarın acınası halini görüyorsunuz değil mi? Önce "Ben
yıllardır ne dediysem tersi çıktı" diyerek bugüne kadar
ortaya attığı fikirlerin tamamen fos olduğunu itiraf ediyor.
Sonra ise CHP'nin iktidara gelmesi için totem yapıyor.
AK Parti seçmenine "koyun" diyen bilge yazarın
koyunlara "Abdurrahman Çelebi" dedirten zelil
halini de gördük şükürler olsun!
Neyse, biz Kılıçdaroğlu'na geri dönelim...
CHP lideri de bir ilke imza atmış ve siyasi hayatında ilk kez
doğruyu söylemiş. Bugüne kadar yenilgi yaşarken bile "Biz
kazandık" diye nara atan adamın bu samimiyeti karşısında
ağlamak istedim ama gözyaşı keselerim tıkalı olduğu için
başaramadım!
Kendisinin bu sözünü duyanlar olduğu yerde tıpışıp kalmıştır
herhalde...
Geçelim ikinci habere...
Beyefendi konuk olduğu Star Ana Habersunucusu Nazlı Çelik'e
"Aslı hanım" diye hitap ederek konuşmasına
başlamış. Nazlı Çelik, "Ben Nazlı" diyerek
kendisini düzeltmeye çalışıyor ama gelen cevap daha beter:
"Afedersiniz Naslı hanım!"
En büyük başyapıtı yürüyen merdivene kafa tutmak olan lidere
yakışır bir düzeltme! Ben Nazlı Çelik'in yerinde olsam,
"Peki ben Naslı isem, o zaman Seyit Rıza kimdir?"
diye sorardım!
En can alıcı söyleşiyi sona sakladım.
Posta gazetesinden Hakan Çelik'e yaptığı açıklamalarda Ekmeleddin
İhsanoğlu ile ilgili şu değerlendirmede bulunmuş:
"Ekmeleddin Bey doğru bir adaydı. Seçilebilseydi, Türkiye
bugün farklı bir konuma gelirdi. Ortadoğu’da da dünyadada saygın
bir yerde olurdu. Bu anlamda büyük bir fırsat kaçırdık. Ancak
geçmişe dönük bir eleştiri yapmayı doğru bulmuyorum. Ekmeleddin Bey
halk bağlamında çok fazla tanınan ve bilinen bir isim
değildi."
Fiziksel varlığını, evrendeki bir oluşum hatasına borçlu olan biri
bile bu yorumu yapmaz, yapamaz!
Cevaba bakar mısınız: "Geçmişe yönelik bir eleştiriyi dogru
bulmuyorum!"
Benim bildiğim eleştiri olmuş ve geçmiş olaylar için yapılır. Hangi
millet daha olmamış ve gelecekte olacak olaylar için eleştiri
yapabilir? E madem geçmişe yönelik bir eleştiri yapmayı doğru
bulmuyorsun. O vakit AK Parti'nin geçmişte yaptıklarını niye
eleştiriyorsun mübarek?
Yahu madem Ekmeleddin bey bu kadar deneyimli birikimli bir insandı.
O zaman neden o kadar ismi partiye aldın da onu almadın?
Hadi o bilinen bi isim değildi, seçilemedi. Peki adama sormazlar
mı, sen televizyonlarda ve Meclis'te şov yapan, herkesin tanıdığı
bir simasın. Neden dört seçimin birini dahi kazanamadın? Veyahut
neden bu tanınmışlığına rağmen Erdoğan'a sen rakip olmadın?
Ekmeleddin bey pek tabi ki çok tanınan bir isimdi. Öyle olmasa
Pensilvanya'daki yol gösterici, "iman-ı ekmel, ihsân-ı
ekmel, ihlas-ı ekmel, rıza-yı ekmel, yakin-i ekmel"
diyerek onun adaylığı için fetva verir miydi?
Biz zamanında, "Bu aday Erdoğan'la yarışamaz"
dediğimizde bize inanmıyor, "Türkiye'nin birleştirici gücü
olacak" diyerek CHP'ye slogan uyduruyordun!
Demek ki neymiş?
"Türkiye'nin birleştirici gücü" sloganının
karşılığını veren CHP değil, 14 parti ve cemaati birleştiren AK
Parti'ymiş!
Erdoğan da Emperyalistlerin analarının sütünden emdiği sütü,
memelerinden emdiği sütü burunlarından getiren adammış!