Kılıçdaroğlu için büyük sürpriz
Abone olMİT müsteşarı Hakan Fidan'ın KCK soruşturması nedeniyle ifadeye çağrılmasına CHP lideri Kılıçdaroğlu ne dedi?
MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın KCK soruşturması nedeniyle
ifadeye çağrılmasını, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu
beklemiyordu.
DÜN AKŞAM BAŞKA BUGÜN DAHA BAŞKA
Dün akşam bu ifadeleri kullanan CHP lideri, bugün Ankara'da katıldığı bir toplanda konuyla ilgili soruya başka konuları anlatarak cevap verdi. Basın mehsuplarının ısrarı üzerine “Önümüzdeki günlerde daha ayrıntılı bilgi sahibi oluruz, o zaman bir değerlendirme yaparız” şeklinde karşılık verdi.
Öte yandan Kılıçdaroğlu Kanal A televizyonunda canlı yayınlanan ''Görüş Farkı'' programında MİT depremiyle ilgili sorulara yanıt verdi.
TANIK SIFATIYLA MI SANIK SIFATIYLA MI?
Kılıçdaroğlu, ''MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması sürpriz mi sizin için de?'' sorusunu yanıtlarken ise ''Elbette. Bir ülkede Milli İstihbarat Teşkilatının ya da o görevi yapan birisinin savcılık tarafından ifadeye çağrılması dünyanın her tarafında önemli bir olay. Tanık sıfatıyla mı, sanık sıfatıyla mı çağrılıyor? Onu bilmiyoruz. Ayrıntılar önümüzdeki günlerde herhalde biraz daha net ortaya çıkmış olur'' diye konuştu.
İLKER BAŞBUĞ'U HATIRLATTI
Çağrıyı yapanın özel yetkili savcı olduğunu hatırlatan
Kılıçdaroğlu, ''Büyük bir olasılıkla eski genelkurmay başkanımız
için geçerli olan kurallar burası için de geçerli olmuş olacak ki
ifadeye çağrıldı'' dedi.
NEDEN SÜRPRİZ OLDUĞUNU ANLATTI
Kılıçdaroğlu, bir başka soruyu yanıtlarken de ifadeye çağrılması
için ''önemli bir olay'' ifadesini kullandığını vurgulayarak,
'Ben özel yetkili mahkemelerin ve orada görev yapanların
siyasi otoritenin emriyle hareket ettiğini söyleyen ve buna inanan
birisiyim. Onun için MİT Müsteşarının bu bağlamda davet edilip
ifadesinin alınması ya da alınmak istenmesi benim için sürpriz oldu
diyebilirim'' karşılığını verdi.
AYRINTILAR ORTAYA ÇIKSIN
Gelen açıklamalardan ''MİT Müsteşarının ifadeye çağrılmasının
Hükümette sürpriz etkisi yarattığının görüldüğünün'' ifade edilmesi
ve bunu nasıl yorumladığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu,
ayrıntılar ortaya çıkmadan tepki vermenin doğru olmadığını
düşündüğünü söyledi.
YARGIYI ETKİLEMEK İSTİYORLAR
Kılıçdaroğlu, ''Bence Hükümet kanadından yapılan açıklamalar da çok erken. Sayın Arınç ve Sayın Davutoğlu'nun 'MİT müsteşarıyla çok yakın, sabah akşam beraber çalıştıklarına ilişkin açıklamalar yapmaları da bence doğru değil. Yargıyı etkilemenin bir başka yolu'' dedi.
ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER TÜMÜYLE KALDIRILSIN
Bir başka soruyu yanıtlarken de demokrasinin gereği olarak özel
yetkili mahkemelerin tümüyle kaldırılmasının şart olduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, ''Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili
bir düzenleme gelirse gönülden destek veririz'' ifadesini
kullandı.
SORUYA CEVAP VERMEDİ
Öte yandan Kılıçdaroğlu, Sincan'a bağlı Malıköy'de bulunan Anadolu Organize Sanayi Bölgesi'nde yönetici ve sanayicilerle buluştu. Kılıçdaroğlu, buluşması öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye
çağrıldığını hatırlatarak, değerlendirmesini sorması üzerine
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini, insanların sabah
gazetelerin manşetlerine bakarken ürktüklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Bir bakıyorsunuz bir gün MİT müsteşarı çağrılıyor, öbür gün
bakıyorsunuz Genelkurmay Başkanı tutuklandı. Hangi ülkede, nasıl
bir ülkede yaşıyoruz? Komşularımıza bakıyoruz, komşularımızla
gerilim. Vatandaşa bakıyoruz, vatandaşta huzur kalmadı. Dolayısıyla
iyi yönetilmeyen bir Türkiye'yiz. İyi yönetilmiyoruz. Bizim
insanımız bu yönetimi hak etmiyor. İnsanlarımız huzur içinde olsun
diyoruz. Yargılama olacaksa huzur içinde olsun. Ama her gün bir şok
yaşanıyor. Ve insanlar bu süreç içerisinde rahatsız oluyorlar.
Türkiye'nin böyle bir yönetimi hak etmediğini
düşünüyorum.''
Gerilimin ülkeye bir yarar getirmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:
''Sayın Başbakan konuşurken şöyle bir dinleyin bakalım. Sanki
savaşa gidermiş gibi konuşuyor. Ülkeyi geriyor. Bu gerilim topluma
bir yarar getirmiyor. Gerilimden bir sonuç çıkmaz. Gerilimden
çatışma çıkar. Bir çatışma ortamına Türkiye niye sokulmak
isteniyor? Suriye'ye bakın. Amerika çekildi, İngiltere çekildi, AB
çekildi, biz baş başa kaldık. Sanki kavga edeceğiz. Yeni bir
politika, yeni bir bakış açısıyla Türkiye'nin yönetilmesi lazım.
Hem içeride hem dışarıda daha saygın, olaylara daha tepeden, daha
soğukkanlı bakan bir yönetime ihtiyaç var. Bu yönetim Türkiye'yi
yoruyor, insanları yoruyor. Kavga ortamına sürükleniyoruz.
Sanayici üretimini yapsın, esnafımız çalışsın, çiftçimiz çalışsın,
yaratılan katma değer hakça bölüşülsün. Barış içinde yaşadığımız
bir Türkiye'yi özlüyoruz biz. Öyle bir Türkiye olmalı. Elbette
siyaset olacak, elbette siyasette zaman zaman çatışmalar olacak.
Ama bu her sabah çatışma anlamına gelmemeli. Her gün çatışma
anlamına gelmemeli. Bir şey söyleyeceğiz Meclis kürsüsünden
söyleyeceğiz. O bile yasaklanıyor, Meclis kürsüsü bile
yasaklanıyor. Muhalefet nerede konuşacak? Böyle bir anlayış
olabilir mi? 'Efendim konuşma süreni keseceğiz'. Sanki bizim
sabahtan akşama kadar Meclis'te konuşma hakkımız var da
kesilecekmiş. Zaten konuşma hakkımız 20 dakika, 10 dakika
bilemediniz en kısa 5 dakika. O bile kesilmek isteniyor. İnsaf
denen bir şey var. Bu yönetim anlayışı Türkiye'yi karanlığa kaosa
iter. Bunlar doğru değil. Bizim bu konularda bütün yurttaşlarımızı
uyarmamız gerekiyor.
HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ
Anamuhalefet partisi olarak ben bu görevimi yapıyorum. Sayın
Başbakana bir çağrıda bulunuyorum: Türkiye'yi germeyin. Yazık,
günahtır bu ülkeye. Türkiye'de bir çatışma ortamı yaratmayın.
Yazık, günahtır bu ülkeye. Din ayrımı, mezhep ayrımı, ırk ayrımı
yapmayın. Yazık günahtır bu ülkeye. Biz bu ülkede barış içinde,
huzur içinde yaşamak istiyoruz. Çatışma ortamına eğer bir ülkenin
Başbakanı eğer ülkeyi sürüklerse bunu toparlayamazsınız.
Toparlamakta zorlanırsınız. Bu yanlış nereye kadar gidecek.
Sağduyulu bir çağrı yapıyorum. Samimi bir çağrı, içten ve yürekten
bir çağrı yapıyorum. Bölmeyin bir ülkeyi.''