Kılıçdaroğlu hükumete verdi veriştirdi
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, “Hesap vermek bir iktidar için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu, “Hesap vermek bir iktidar
için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir. Tüyü bitmemiş
yetimin hakkını savunmaktır. Ama siz hesap vermekten korkan bir
hükumeti destekleyeceksiniz en büyük endişem bu” dedi.
2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2012 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin
yapıldığı TBMM Genel Kurulu’nda partisi adına söz alan CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün billboardlarda bizim bir
ilanımız olacaktı, ‘vatandaş vergisini veriyor, hükümette hesabını
verecek’ ve ‘Sayıştay raporları TBMM’ye gelsin.’ Bu duyurumuz
maalesef yayınlanmadı, hükümetten korktular” diyerek konuşmasına
başladı. Kılıçdaroğlu, verginin bir insanın yaşamında ne kadar
önemli olduğunu ifade ederek, vatandaşların bu vergilerin nereye
harcandığını öğrenmek zorunda olduğunu belirtti.
“HESAP VERMEK NAMUSLU BİR GÖREVDİR”
Sayıştay Raporlarının TBMM’ye gelmesinin zorunlu olduğunu belirten
Kılıçdaroğlu, “Bizim adımıza denetim yapacak olan kurum
Sayıştay’dır. Sayıştay’ın raporu TBMM’ye gelmek zorundadır. Bütçe
yasası diğer yasalar gibi değildir. Bütçe Yasası’nı getirip Torba
Yasa gibi 10 dakikada geçiremezsiniz diyor Anayasa’da. Hesap vermek
bir iktidar için zül değil, onurdur. Namuslu bir görevdir. Tüyü
bitmemiş yetimin hakkını savunmaktır. Ama siz hesap vermekten
korkan bir hükümeti destekleyeceksiniz en büyük endişem bu” diye
konuştu.
SAYIŞTAY RAPORLARI TARTIŞMASI
Yürürlükte olan Sayıştay Raporu ile ilgili açıklamalarda bulunan
Kılıçdaroğlu, “Gümrük Ticaret Bakanlığı’nın gerçek raporu bu.
TBMM’ye gelen rapor ise bu” diyerek raporları gösterdi.
Kılıçdaroğlu, “Kul hakkı yemenin günah olduğunu söylüyorsunuz değil
mi? Bu rapor niye gelmiyor da diğer rapor geliyor. Bu raporu bu
hale kim getirdi. Bir Allah’ın kulunun çıkıp parlamentoya bunu izah
etmesi gerekir. Buna önce sizin izin vermemeniz gerekir. Bu
raporların nasıl düzenleneceğine dair Sayıştay’ın kendi iç
düzenlemesi var” ifadelerini kullanarak iç düzenlemeyi okudu.
Eleştiriye saygı gösterilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu,
“Ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Ben düşünüyorum, sizin de
düşünmenizi istiyorum. ‘Kul hakkı yemeyeceğiz’ diyorsunuz nasıl
yemeyeceksiniz? Adalet Bakanlığı’nın bütçesini siz hangi gerekçe
ile kabul ettiniz. Geçen yıl da itiraz ettik Sayıştay Raporları
gelmediği için. 132 rapor düzenlendi, bir tanesi bile Meclise
gelmedi. Suçlulardan birisi kimse kusura bakmasın TBMM koltuğunda
oturan sayın Cemil Çiçek’tir. TBMM’den Sayıştay’ın raporu hangi
gerekçe ile saklanır. İçinde kirli sayfalar var. Yürütme organı,
yabama organı hesap vermek istemiyor. Torba Kanunu çıktı, 1 madde
eklendi ve Sayıştay’ın denetim yapma yetkisi sınırlandı. Sizlerin
oyları ile oldu arkadaşlar. Bana bir daha ‘biz kul hakkı yemiyoruz’
demeyin. Biz Anayasa Mahkemesi’ne gittik ve dedik ki, Sayıştay’ın
denetleme yetkisini kısıtlayamazsınız dedik. Anayasa Mahkemesi
‘raporlar TBMM’ye gelmeden olmaz’ diyor. Yürütme organı, Şu arkada
oturanlar bu parlamentoya saygı göstermiyorlar. 2013’de bir yasa
daha geldi, Sayıştay’ın denetim yetkisini tamamen kaldırmak için. O
şimdilik bekliyor bir köşede çıkmadı. Sayıştay üyelerini bu defa
devreye koydular. 50 Sayıştay üyesinin 42’sini bu hükümet seçti.
İktidar milletvekillerinin de sorgulaması lazım ama tam aksi
yapılıyor. Bu bütçe meşru bir bütçe değil. Bütçesi meşru olmayan
bir hükümetin meşruiyeti her zaman tartışılır. Sayıştay’da TBMM’ye
bilgi vermeyerek o da ayrı bir suç işlemiştir” şeklinde
konuştu.
“YÜRÜTME ORGANI BU PARLAMENTOYA SAYGI DUYMUYOR”
Yürütmenin yasamayı tanımadığını söyleyen ve yürütmenin
parlamentoya saygı duymadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu
parlamentonun sorması gereken bir şey var, bu yürütme organı bu
parlamentoya saygı duymuyor. Bu hükümet saygı duymuyor değer de
vermiyor. Yasama organı diye bir organı tanımıyorlar. Hükümet
yasaları çiğnerse vatandaşa ne diyeceğiz biz. Bu hükümetin çok
defosu var. Başbakan bir konuşma yaptı, ‘ABD’de Orgegon’da 5 bin
kişiye su temin edecek bir programı devreye TİKA ile koyduk’ diyor.
Biz Kızılderililere yardım edilmesin demiyoruz, bu Kızılderili
kabilesinin nesi var nesi yok diye araştırdık. Tatil köyleri,
kumarhaneleri, orman ürünleri işletmesi, konpozit ürün fabrikaları,
risk sermayesi şirketleri, Oregon’un en büyük barajlarına sahipler
ve siz oraya su götürüyorsunuz. Ayrıca enerji şirketleri var.
Sayıştay Raporları bunlar ortaya çıkmasın diye getirmiyorlar. Sizi
aldatıyorlar. Ordu merkeze bağlı Gökömer köyünde su yok. Antalya
Gazipaşa’ya bağlı Küçüklü’de su yok. Sen kalkmışsın Oregon’un
barajlarına sahip olan Kızılderililere 200 bin dolar çek
veriyorsun. Bunun hesabını sormayacak mıyız? TİKA Tunus’a da yardım
yapmış, 6 adet TOMA aracı göndermiş oraya. Robokop elbiseleri, cop
ve 5 bin adet kelepçe göndermişler. TİKA’nın görevi bu mu? Bu
hükümeti taktir ediyorum, hükümet kadar halkı aldatma konusunda
Türkiye’de becerikli başka hükümet görmedim” ifadelerini
kullandı.
“1 TRİLYON 678 MİLYAR KAYNAK KULLANILDI, 4,8 BÜYÜMEK İÇİN”
4.8 büyümek için kaç lira kaynak kullanıldığını soran Kılıçdaroğlu,
“2003-2013 arasında bu hükümetlerin kullandığı kaynak, 133 milyar
dolar iç borç kullandılar, 2013’ün ilk 6 ayı için, 238 milyar dolar
dış borç kullandılar, 2013’ün ilk 6 ayı için, 50,5 milyar lira
özelleştirme yaptılar, 2013’ün Kasım ayı itibariyle, 1 trilyon 257
milyar dolar vergi topladılar, Ekim 2013 itibariyle. Toplam 1
trilyon 678 milyar kaynak kullanıldı, 4,8 büyümek için”
açıklamasını yaptı.
“AÇIK ÇEK VERİYORUM”
“Bu kafa ile ilk 10’a girebilir miyiz, bu kafa ile ilk 10’a girmeyi
unutun. Türkiye’yi üretime endekslerseniz gireriz” diyen ve
Türkiye’nin ekonomi politikalarını eleştirerek diğer ülkelerle
kıyaslayan Kılıçdaroğlu, AK Partili milletvekillerinin itirazları
üzerine, “Açık çek veriyorum, Başbakan arzu ederse sadece ekonomiyi
konuşmak üzere bu parlamentoda bir araya geliriz. Gerçekler acıdır”
dedi.
KILIÇDAROĞLU BAKAN EKER İLE TARTIŞTI
34 milyon hektar arazinin 2002 yılından bu yana ekilmediğini
söyleyen Kılıçdaroğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker’in itirazı üzerine “Sayın Bakan sen kusura bakma, sen bu
ülkeye saman ithal eden bir Bakansın. Bu ülkenin toprağı mı yok,
bir düşün bu ülke nasıl saman getirdi buraya. Kalkmışsın oraya
konuşuyorsun. Sor bakalım besicinin derdini. Çiftçi haciz
kıskacında” ifadelerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU’NDAN DİYARBAKIRLILARA SİTEM”
2002’de icra dairelerinde 8 milyon icra dosyası olduğunu, 2013’de
bu rakamın 21 milyona çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümetin
icra dairesi törenle açılış yaptığını belirtti. Hükümete hayran
olduğunu gizlemediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Başbakan’da
Diyarbakır’da hapishane yapma sözü verdi. Hakkını teslim etmek
lazım oyunu da artırdı. Diyarbakırlılara da selam gönderiyorum.
Demek ki hapishane ihtiyacınızı Sayın Başbakan yakında giderecek ve
sizde kurtulacaksınız” diye konuştu.
“BU PARLAMENTOYA BİR KESİN HESAP KOMİSYONU GEREKİYOR”
Türkiye’nin dolar milyarderinin Japonya’nın iki katı olduğunu ifade
eden Kılıçdaroğlu, “Yırtık ayakkabı ile siyasete girdik’ diyordu.
Şimdi dünyanın en zengin Başbakanlarından bir tanesi. Milletvekili
seçildiğimde mal varlığımın tamamını internet sitesine koydum,
tamamı benim alın terim. Vergi denetimini bir silah olarak
kullanıyorsunuz. Gelir İradesi Başkanlığı’nı inşallah yeniden
yapılandıracağız. Vergi denetimini siyasetin dışında bırakacağız.
Bu ülkeye vergi veren her vatandaş eli öpülecek adamdır, dövülecek
değil. Siz dövüyorsunuz. Merkez Bankası kesinlikle
özerkleştirilecek. ‘Karar almadan önce Başbakan ile görüyorum’
diyordu Merkez Bankası Başkanı, olmaz. Merkez Bankası Başkanları
fazla konuşmazlar, sıcak siyasetin dışında kalırlar. Bu
parlamentoya bir kesin hesap komisyonu gerekiyor. Onun başkanlığı
mutlaka muhalefete verilmeli, çünkü iktidar hesap vermeli.
Kesinlikle siyasi ahlak yasasını çıkartacağız. El kaldırıp indirme
mekanizmasının dışına çıkartacağız bu parlamentoyu” şeklinde
konuştu.
Başbakan’ı eleştiren Kılıçdaroğlu, “Eğitim sistemi bütün dünya
ülkeleri için stratejiktir, eğitimi sabah yatıp akşam
şekillendiremezsiniz. 5 yaşındaki çocuğu okula gönderdiniz. Anneler
çocuklarını okula göndermemek için rapor almaya kalktılar. Başbakan
kalktı o anneleri suçladı. ‘Sizin çocuklarınız geri zekalı mıdır?’
dedi. Başbakan birazdan bu kürsüye gelecek, bütün annelerden özür
dilemişi gerek. O çocukları siz denek olarak kullandınız, hakaret
ettiniz, hem çocuğa hem annesine hakaret ettiniz. Oturup adam gibi
bir eğitim sistemi kuramadılar, 5 tane Milli Eğitim Bakanı
değiştirdiler. Bu hükümete hayranım, bir bakanları var, çıktı bir
konuşma yaptı, ‘biz Müslüman bir ülkeyiz, bizden mucit çıkmaz, biz
ara elaman yetiştireceğiz’ diyor. Allah akıl fikir versin. Başbakan
bir yere gidiyor o ilde sıkıyönetim ilan ediliyor. Hangi çağda
yaşıyoruz, demokrasiden gittikçe uzaklaştığımızın farkında değil
misiniz arkadaş. Parlamentoya gelirken bile Başbakan 150 koruma ile
geliyor. Bence Bakanları dışarıya çıkartsın, korumalar girsin.
Kenan Evren döneminde bile bu yapılmadı, istihbarat ile devlet
yönetilmez, devleti yönetecek adamda önce insan sevgisi olacak.
Gezi Parkı eylemlerinde söylemediği kalmadı, yapmadığı kalmadı.
Mizahla bozdular fiyakasını, bütün dünyada saygınlığını bozdular.
Gezi olayları demokrasi tarihine vurulmuş silinmez bir damgadır
artık. O gençler yılmazlar, o gençler idam sehpalarından geçtiler
yılmadılar, işkencelerden geçtiler yılmadılar, senin TOMA’larından,
biber gazından, kelepçelerinden mi korkacaklar. Sayın Başbakan mala
acıdığın kadar birazda cana acısan ne olur. 14 yaşındaki Berkin
hala yoğun bakımda. Beyefendinin derdi, seramikler gitti. Köşeyi
döndünüz, zengin oldunuz, bu gariban bir çocuk, 14 yaşında.
Mısır’da ölen kıza ağlarsın, burada 7 kişi ölmüş gözünden yaş bile
akmaz, dönersin dersin ki, ‘şu seramiklere yazık oldu” ifadelerini
kullandı.
2004 MGK KARARLARI
2004 MGK kararları ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Bu iktidar
döneminde caminin imamını 8 saat terörle mücadele tutmak hangi
vicdanın işi. ‘Belgesi var açıklayacağım, açıklarsam yer yerinden
oynar’ diyor. Sayın Başbakan açıklamadan bir gün önce haber ver de
vatandaşlar evlerinden çıksınlar, depremden zarar görmelerini
istemeyiz. 2004’de tıpış tıpış gittin MGK kararlarının altına imza
attın. ‘O günün şartları onu gerektiriyordu’ dediler. Erbakan’a
‘niye dik durmadın’ diyordun. Gazeteye ve gazeteciye suç
duyurusunda bulunacaklar. MİT, MGK ve Başbakan suç duyurusunda
bulunacak. Halkı ilgilendiren belge suç unsuru değildir. Veren
suçludur. Yayınlayan dünyanın hiçbir yerinde suçlu konumunda olmaz.
28 Şubat kararları yayınlandığında niye itiraz etmediniz. Siyasette
çifte standart var mı? Türkiye’yi yarı açık cezaevine döndürdünüz.
Başbakan’a bir soru sormak istiyorum, 2013, Ankara’da doğalgazı
hangi gerekçe ile karneye bağladınız. Bunu öğrenmek istiyorum.
Savaş hali mi var, doğal gaz sıkıntısı mı var? Dışişleri Bakanı
‘çapsız’ dediğim için beni mahkemeye verdi, galiba biraz yanlış
yapmışız, bütün komşularla sorunlu hale gelmek için bir insanın
çapının olması lazım” açıklamasını yaptı.
“ÖMER ELBEŞİR’İ SEN HANGİ GEREKÇE İLE TÜRKİYE’YE GETİRDİN ALTINA
KIRMIZI HALI SERDİN”
Hükümeti Suriye ve Mısır politikaları üzerinden eleştiren
Kılıçdaroğlu, “Darbeye karşısın eyvallah, Ömer Elbeşir’i sen hangi
gerekçe ile Türkiye’ye getirdin altına kırmızı halı serdin. Ömer
Elbeşir Tuğgeneral rütbesi ile darbe yaptı Sudan’da, savaş suçları
mahkemesinde yargılandı ve mahkum oldu. BM rakamlarına göre 300 bin
kişi Sudan’da öldürüldü. 300 bin kişinin katili birisini, bir
darbeciyi sen Türkiye’ye getirip altına kırmızı halı seriyorsun,
Mısır ile ortak kültürümüz, tarihimiz var, bizi bu hale
getiriyorsun. Başbakan bunun hesabını vermek zorundadır Başbakan.
Madem ki, Suriye’de El Kaide militanlarına silah gönderiyorsun,
size tavsiyem Dış İşleri Bakanı’nı TIR şoförünün yanına oturtun,
uyuşturucu ihbarı bile gelse polis onu aramaz, gün yüzüne çıkmadan
silahları El Kaide’ye göndermiş olursunuz” dedi.
CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ CANİKLİ’Yİ
KONUŞTURMADI
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra sataşma
olduğu gerekçesi ile söz alan AK Parti Grup Başkanvekili
Canikli’nin konuşmasını engelleyen CHP’li milletvekilleri, sıralara
vurup Canikli’yi konuşturmadı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce,
bir grup başkanvekilinin Genel Başkan’ın konuşmasından sonra söz
almasının uygun olmadığını söyleyerek söz aldı. AK Partili
milletvekilleri de Muharrem İnce’nin kürsüye çıktığı anda kısa
süreli masaya vurarak protesto etti. İnce, Kılıçdaroğlu’nun AK
Partili milletvekillerine ‘robot gibi’ demediğini ifade etti.
Tutanakların geldiğini belirten Çiçek, "Sayın Kılıçdaroğlu bugün
bir yerde noktalaması lazım. 2 dakika konuşup konuşmamasının önemi
yok. Her zaman iki dakikayı biz birbirimize veririz. Ben sataşma
olmasın diye ikazda bulundum. Bu işi alevlendirmenin anlamı yok.
Usül tartışması bitmiştir. Tutanakları getirteceğiz" dedi.