Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı bu video ile vurdu!
Abone olHalkı sandığa çağıran CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasında Erdoğan'ı yalancılıkla şuçlayan Kılıçdaroğlu katılımcılara bu videoyu izletti.
"Geleceğin için, çocukların için Türkiye'nin
geleceği ve uygarlığı için herkes tıpış tıpış sandığa gidecek, ben
de gideceğim" diyen Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal
Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Konuşmasında sık sık Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek isteyen Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ı çocuklarını da yalana ortak etmekle suçladı. Erdoğan'ı bir televizyon programındaki sözleri ile 'vuran' Kılıçdaroğlu'nun bu videosu günün konusu oldu..
ERDOĞAN VİDEODA NE DİYORDU?
“Ben de onlara hasretim ama verdiğimiz mücadele böyle bir mücadele vermeye zaman vermiyor. O zaman da mücadeleler daha zor sıkıntılı dönemler 80 öncesini bahsediyorum. Bir gece yatak odamızın kapısına bir pusula asmış babacığım bir geceni de bize ayır duygulandım”
İŞTE ERDOĞAN'IN O VİDEOSU
ÇOCUKLARINI YALANA ORTAK EDEN BİRİ...
Evet film bu kadar. Yandaş bir televizyon kanalında bir röportaj.
"Siyasi mücadelemde kimse bana niye geç gelmedin"
diye sormadılar diyor. 80 öncesinden bahsediyor. Büyük kızım Esra
bir gece kapıya not yazmış, babacığım bir geceni de bize ayır. 80
öncesinden söz ediyor. Büyük kızı esra’nın doğum tarihi ne biliyor
musunuz 14 Ekim 1983.
Doğmadan üç yıl önce sıfır yaşında kapıya not yazmış. Eğer
bir kişi çocuklarını yalana ortak ediyorsa, çocuklarının üzerinden
kişisel kariyer oluşturuyorsa o ülkede o cumhurbaşkanı adayı olmaz.
Utanır biraz. Eğer bir cumhurbaşkanı adayı oğluyla rüşvet pazarlığı
yapıyorsa. “oğlum getirilen para az söz verdikleri kadar
getirecekler. O parayı alma nasıl olsa kucağımıza
oturacaklar”diyorsa o cumhurbaşkanı adayı olmaz,
olmamalı.
İŞTE KILIÇDAROĞLU'NUN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI
Değerli arkadaşlarım bugün temel sorunlara değineceğim. Birinisici insan hayatı. Bizim ülkemizde insan hayatı çok değersiz. 301 işçi hayatını kaybetti ekmek parası için, peki sadece Soma'da mı? İş kazaları terörden daha fazla can alıyor Türkiye'de.
SÖZ VERDİLER AMA YAPMADILAR
Size söz verdiler. Altına imza attınız. Verilen sözler
tutulmadı. Sana söz veren kişi cumhurbaşkanı adayı oldu. Verdiği
sözün arkasında bir adam durmuyorsa, sandığa gideceksin, onu
sandığa gömeceksin elin mahkum. Ve bir şey daha. Tasarı
görüşülürken arkadaşlarımız bir önerge veriyorlar. Yaşam odasının
olması lazım diyorlar. AKP vekillerinin oylarıyla reddedildi.
Gerekçesi ne? Maliyeti çok fazlaymış. 200 milyon lira. Sendika
liderlerine sesleniyorum 200 milyar lirayı bir kişinin hayatından
daha değerli gören anlayışa hala destek verecek misiniz? Her şeyi
parayla ölçen bir anlayışa hala destek verecek misiniz?
O FEZLEKELERİ BİZ BURAYA GETİRECEĞİZ
200 milyon lira maliyeti yüksekmiş ama insanlar
ölebilirmiş. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. o nedenle
Manisalıların oturup düşünmesini istiyorum. 17 Aralık’la ilgili
fezlekeler gelmişti. Fellik fellik gizliyorlardı. Komisyon kurmak
için uzun uzun beklediler. Nihayet kuruldu komisyon. Şimdi bir
numara çektiler. Efendim sıralama yokmuş, her şey karmakarışıkmış
fezlekeleri savcıya iade edelim. İstersen dünyanın ucuna gönder. O
fezlekelere burada oturacağız adam gibi bakacağız. Nereye kadar
gizleyeceksiniz bu fezlekeleri? Yolsuzluk yapanları korumak nedir
arkadaşlar?
SANDIĞA VİCDANINIZ İÇİN GİDİN
Vatandaşın cebinden parayı çalacaksın ama TBMM’de iktidar partisinin vekilleri onu koruyacak. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Şimdi fezlekeler görüşülmesin diye talimat veren kişi cumhurbaşkanı adayı. Elinizi vicdanınıza koyup sandığa gideceksiniz. Hırsızlık yapana prim verecek misiniz vermeyecek misiniz? Bunu oturup düşünmeniz lazım. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacak mıyız korumayacak mıyız?
"SENDİKA BAŞKANLARI DA ORADA OLSAYDI"
Zeytinburnu’nda da geçenlerde patlama oldu üç yurttaşımız hayatını
kaybetti. Yine aynı bölgede patlama olmuştu 21 işçi hayatını
kaybetmişti. Gidildi davalar izlendi. Bizim vekillerimiz davaları
yakından izlediler. Gönül isterdi ki, o davalar görüşülürken
sendikaların genel başkanları da orada olsun. Onlar da takip
etsinler. Sadece CHP’li vekiller izledi. Onlara şükran
borçluyuz.
"AĞABEYLERİMİZ DEDİLER Kİ..."
Dava 6,5 yıl sürdü arkadaşlar, haklarını arıyorlar. Ucunda ölüm
var. Grup başkanvekilimizde söyledim, aramızda partimizin
hafızasını oluşturan büyüklerimiz abilerimiz var. Dün genel
merkezde güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Ağabeylerimiz dediler
ki "Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar çok açık.
Yıllarını demokrasi için mücadele ederek geçiren bizler, bizler
cumhurbaşkanlığı seçimlerine görev istiyoruz. Biz genel merkeze
gelip çalışmak istiyoruz." Geldiler 600 kişilik salonumuz
doluydu ve çok güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Partimizin canlı
hafızasını oluşturan değerli büyüklerimizin bazıları aramızda,
onlara şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğimizi hepimiz biliyoruz. Bu
seçim sıradan bir iktidar mücadelesi seçim değildir. Partilerin
yarıştıkları bir seçim değildir. Türkiye’nin oylandığı,
demokrasinin oylandığı bir rejimdir. Bu seçim CHP ve diğer partiler
arasında bir yarış değildir. Bir kişiyi seçeceğiz, cumhurbaşkanlığı
koltuğuna oturtacağız seçimi değildir. Bu seçim Türkiye’nin
seçiminin oylanacağı bir seçimdir.
ANNELERE VE BABALARA SESLENİYORUM"
Ali İsmail Korkmaz gencecik bir üniversite öğrencisi. Annenin ve
babanın üniversiteye gönderdiği, kendisi elleriyle güzel bir
gelecek yaratacak. Türkiye’ye yararlı olacak, kendi insanı için
çalışacak. Eskişehir’de sokak arasında sopalarla ve tekmelerle
öldürüldü. Ben bütün annelere ve bütün babalara sesleniyorum.
Empati dediğimiz karşıdaki kişinin yerine kendinizi koyun. Umutla
çocuğu yetiştirdiniz, üniversiteye gönderdiniz. O karanlık bir
sokakta sopalarla ve tekmelerle öldürülüyor. Öldürüldüğü zaman
cumhurbaşkanı adaylarından birisi, polis destan yazdı diyor. Senin
çocuğun öldürüldüğünde, karanlık bir sokakta sopayla tekmeyle
öldürüldüğünde, polis destan yazıyor diyen adama hala gidip oy
verecek misin vermeyecek misin?
Gencecik fidan gibi hayata umutla bağlanmış birisi. Bununla
kalmıyor. Onun valisi, devletin valisi değil. O cumhurbaşkanı
adayının valisi diyor ki “Ali İsmail Korkmaz’ı arkadaşları
öldürmüştür” delilleri karartmaya çalışıyorlar.
"SİZİN BAŞINIZA HER AN GELEBİLİR"
Ama yürekli düzgün bir savcı, cumhuriyetin savcısı olan bir kişi
delillerin tamamını ortaya çıkardı. Sonra ne oldu? Efendim dava
Eskişehir’de görülemez, nereye alacağız kayseri’ye alacağız. Oy
kullanmak için sandığa gidecek yurttaşlarıma sesleniyorum. Çocuğu
olan, bütün anne ve babalara sesleniyorum. Aynı şey sizin başınıza
her an gelebilir. Gençleri anlamak yerine sopayla tekmeyle
susturmak hangi demokraside vardır? Ve bu insan hangi yüzle gelip
ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacağım diyor. Nasıl bir
Türkiye’de yaşıyoruz ve sandığa gideceğiz nasıl bir cumhurbaşkanı
seçeceğiz. Bunların tamamını düşünmemiz lazım. Delillerin
karartıldığı adaletsizliğin geçerli olduğu bir Türkiye’de
yaşıyoruz. Sandığa giderken bu düşüncelerle sandığa gitmenizi
istiyorum. Empati kurmanızı istiyorum.
BEN DE TIPIŞ TIPIŞ SANDIĞA GİDECEĞİM
“Ben sandığa gitmem ama ben konuşurum” Dün söyledim. Oğlunu
seviyorsan kızını seviyorsun Türkiye’yi seviyorsan adam gibi gidip
tatil yapmak istiyorsan kimse kusura bakmasın adam gibi tıpış tıpış
gideceksin oyunu kullanacaksın dedim. Dün söyledim vay
efendim işte, Kılıçdaroğlu bana diktatör diyordu o da bunu
söylüyor. Ben söylüyorum, ben de tıpış tıpış gidip oyumu
kullanacağım. Senin diktatör olduğunu ben söylemiyorum
sadece bütün dünya söylüyor. Senin ellerin kanlı, alnın kirli,
ağzın kirli, senin geçmişin kirli. Bu seçim hukukun üstünlüğüne
inananlarla inanmayanlar arasındaki bir seçimdir. Bu seçim
Türkiyenin geleceğini çağdaş uygarlığa taşımak isteyenlerle taşımak
istemeyenler arasındaki bir seçimdir. Usta hakkını vermek lazım
yalanın ustası. Yalancıdan cumhurbaşkanı adayı olmaz demiştim. Bir
kişi kendi çocukları üzerinden bile yalan söylememeli. Şimdi küçük
bir filmimiz olacak.
BU ŞANTAJ KESETİ NEDİR?
Zaman zaman şantaj kasetlerinden bahsetti. “Cumhurbaşkanı için de
şantaj kasetleri var” "Sayın Abdullah Gül için de şantaj kasetleri
var" dedi. Sayın Abdullah Gül diyecek ki ne şantaj, kaset kardeşim.
Şimdi soruyorum. Erdoğan’ın işine gelmez. Ne espri değil mi?
Vatandaş soruyor. Saatiniz kaç? Önce jeton düşmüyor, sonra jeton
düşüyor. “Sen bana nasıl saati sorarsın” Şimdi bekliyorum bu şantaj
kaseti nedir. Sayın Abdullah Gül’den yanıt bekliyorum.
Acaba bu kaset birilerinin elinde olduğu için mi sesini kesti hiç
konuşmuyor sayın Gül? Yoksa şahsen ben inanmıyorum, o
zaman onu kullanan Recep Tayyip Erdoğan’a neden bir şey söylemiyor?
Çünkü o makam farklı bir makam. O makam beni de temsil ediyor 76
milyonu temsil ediyor. O makamda oturan birisi şantajla
korkutulamaz. Onun üzerine ben değil cumhurbaşkanlığı koltuğunda
oturan kişi gitmeli.
HUKUK DEVLETİ İSTİYORUZ
Biz hukuk devleti istiyor muyuz? Kadın erkek eşitliğini istiyor
muyuz? Parlamentoya sahip çıkmak istiyor muyuz? Bir kişinin
iradesinden değil milletin iradesinden söz ediyor muyuz? O zaman
sandığa gideceğiz. Biz saydam bir yönetimin olduğu bütçenin
nerelere harcandığının özgürce harcandığı, kişilerin hesap
vermekten korkmadığı bir rejimi savunuyoruz.
Sandığa gideceğiz oyumuzu kullanacağız. Kim için? Sayın Ekmeleddin
İhsanoğlu için. Neden Ekmeleddin Bey? Birden fazla nedeni var. bir
hiçbir partinin üyesi değil, tarafsız. Vatandaş demiyor mu tarafsız
olsun, e tarafsız birisi. İki, bilgili birisi olsun. Profesör
batıda doğuda bilinen bir insan. Bilim tarihi konusunda dünyada
ismi olan birisi. İyi bir yönetici olsun, e iyi bir yönetici.
BM’den sonra en büyük uluslararası kuruluşta genel sekreterlik
yapmış 57 ülkeyi barıştırmış. Efendim Ekmeleddin beyi tanımıyoruz,
daha iyi ya öbürünü hepimiz tanıyoruz. Efendim onun dünya çapında
ünü varmış, vallahi dünya çapında ünü var. malı götürme konusunda
dünyada bir numara. Efendim diyorlar ki, cumhurbaşkanı tarafsız
olmalı, evet. Diyor ki öbürü ihaleleri de takip edeceğim, yolları
da takip edeceğim diyor. Biz onun yolları nasıl bulduğunu,
ihalelileri nasıl takip ettiğini biliyoruz.
"1000 LİRA SENİN İÇİN PARA DEĞİL TABİİ"
Dün bir jest yapmış İhsanoğlu. Demirtaş’ın da Erdoğan’ın da
hesaplarına biner lira yatırmış. Erdoğan iade etmiş, e tabi bin
lira onun için para bile değil. Ekmeleddin bey Bilal’e soracaktı,
kaç lirayı kabul eder diye. O zaman görecekti ki öyle bir parayı
yatırmak mümkün değil. para iade ediyor, kibire bakın kibire. Neden
kibir arkadaşlar? Herkesi küçük görme, halkı küçük görme,
yarıştıkları kişiyi küçük görme. “Kibirlenme padişahım
senden büyük Allah var” diye bizim halkımızın bir lafı
var. sana kibir yakışıyor ama ekmeleddin beye yakışmıyor.
Biz tepede kavga istemiyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamında kavga
istemiyoruz. Kavgadan yana tavır almasını da istemiyoruz. Geçmişte
bir kavga yaşandı. Devletin sigortasını attırmak için oraya
çıkılmaz, devletin sigortası olmak için oraya çıkılır. O çerçevede
bakmak gerekiyor.
Ortadoğu’yu biliyoruz. IŞİD’in yaptıklarını biliyorum. Bu
cumhurbaşkanı adayı IŞİD’e yalvarıyır, ne olursun bizim rehineleri
serbest bırak. Terör örgütüne yalvaran cumhurbaşkanı adayı
istemiyoruz. O kadar ki kaç kişinin rehin alındığını da
bilmiyorlar. Aile ısrarla söylüyor benim eşim de orada diyor.
Dışişleri bakanı orada değil diyorlar. Sonra öğreniyorlar ki orada.
Dünyanın en çapsız dışişleri bakanı. Kan gövdeyi götürüyor
Suriye’de. Ortadoğu’da Erdoğan’ın sözü geçmiyor, Türkiye’nin de
sözü geçmiyor.
Bakın Filistin Gazze’de çocuklar insanlar öldürülüyor. Erdoğan ne
yapıyor? IŞİD’e yalvarıyor. İsrail bombalarsa ilişkilerimiz
düzelmez diyor. Bu adaya bakın bakalım nasıl bir aday.
2011’de Mavi Marmara’dan sonra “Gazze’ye yardım gemilerine
türk donanması eşlik edecek”
Ben bunun üzerine açıklama yaptım. Eğer donanma eşliğinde
göndereceksen alnından öpeceğim diye. Tık yok. Hiçbir şey gitmedi.
İçeride tafra yapmak istiyor. Halkı kandırmaya çalışıyor. Yalan mı,
yine yalan söyledi.
23 Mart 2013. Nisan’da Gazze’ye gideceğim diye açıklama yapıyor.
Bir ülkenin başbakanı başka ülkeye giderse, bütün alt yapı
oluşturulur. Nerede kalacak kimlerle görüşecek. Emin ki gideceğim
diyor. Nisan geliyor tık yok gitmiyor. Onun üzerine 14 Nisan
2013’te bir açıklama yapıyor. “Tarih kesinleşti Mayıs sonu
gibi Gazze’ye gideceğim”
21 Nisan 2013’te Kerry dedi ki “Sen Gazze’ye
gidemezsin” orada bitti. Ne donanma ne Erdoğan kimse Gazze’ye
gidemedi. Arkasından bir açıklama yapıyor “Kerry’nin demeci hiç şık
değil. Haziran’da Gazze’ye gideceğim”
Şimdi 15 Temmuz 2014. Ne Gazze’ye Nisan’da Mayıs’ta Haziran’da
gidemedi. Sadece palavra attı. Şimdi bu kalkmış ben cumhurbaşkanı
olacağım diyor. Sen daha Gazze’ye bile gidemiyorsun. Ortadoğu’ya
gidemiyorsun. Kalkmışsın cumhurbaşkanı olacaksın. Ama Ekmeleddin
bey ne yaptı? Filistin’de tarafları barıştırdı. Filistin devletini
her ortamda savundu ve Kudüs nişanını aldı. O beyefendi hangi
nişanı almıştı? Biliyorsunuz.
Eğer İhsanoğlu kazanırsa hukukun üstünlüğü kazanacak. İhsanoğlu kazanırsa Avrupa birlliği, Türkiye kazanacak. Biz kazanacağız.