Kılıçdaroğlu Erdoğan'a saydırdı: Nasıl bir insan bu?
Abone olErdoğan'ı hedef alan sert eleştiriler yapan Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir insan bu? İnancı var mı acaba dini imanı var mı acaba bu insanın?" diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin
Eskişehir’de düzenlenen Belediye Başkanları Toplantısı'nda gündeme
dair önemli açıklamalarda bulundu. Başbakan
Erdoğan'ı hedef alan sert eleştiriler yapan Kılıçdaroğlu, "Nasıl
bir insan bu? İnancı var mı acaba dini imanı var mı acaba bu
insanın?" diye sordu.
Bürokraside çalıştığı dönemlerde de yolsuzluklarla mücedele
ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Gecenin sabaha karşı ikisinde
rahmetli Turgut Özal’la tartıştığımızı biliriz. Ve rahmetli şunu
söylerdi: Siz itiraz ediyorsunuz ve bu benim hoşuma gidiyor"
dedi.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır
başları:
ÖFKELİ BİR ADAM VAR ÇIKIP
KONUŞUYOR
Bu memleket nereye gidiyor. Bayrağımız indiriliyor. Konsoloslukta
vatandaşlarımız rehin alınıyor. Her sabah televizyonu açtığımızda
öfkeli bir sesin toplumdan adeta intikam alırcasına bağırdığını
görüyoruz. Biz huzurlu bir ülke istiyoruz. Elbette farklı
görüşlerimiz olabilir. Ama bu kavganın nedeni olmamalı.
Siyaset kavganın aracı haline döndü. Vatandaş huzursuz. Her ailede
huzursuzluk var. Aileler gelecek açısından kaygı duyuyor. Aileyi
huzursuz kılarsanız toplumu huzursuz kılarsınız. Onlar kavga etsin
biz barışı savunacağız. Güzel pozitif bir dil kullanacağız. Olumsuz
bir dil kullanmayı tamamıyla kaldırıyoruz. Öfkeli bir adam var
çıkıp konuşuyor. Terbiye sınırlarını aşıyor.
"KENDİMİ ZOR
TUTUYORUM"
Kendi ailesinin yolsuzluklarına alet ediyor. İsyan etmemek için
kendimi zor tutuyorum. Nasıl bir insan bu? İnancı var mı acaba dini
imanı var mı acaba bu insanın? Bir yoksulun elinden ekmeğini
alıp yemek var mı acaba? Bir ülkeyi Ortadoğu bataklığına
sürülüyorsunuz ve çıkıp kahramanlık edebiyatı yapıyorsunuz. Sanki
Musul’daki Türk bayrağını biz indirmişiz gibi.
Kavgayla bir ülke yönetilmez. Sevgiyle ortak akılla yönetilir.
Bürokraside başbakanlarla çalıştım. Gecenin sabaha karşı ikisinde
rahmetli Turgut Özal’la tartıştığımızı biliriz. Ve rahmetli şunu
söylerdi: Siz itiraz ediyorsunuz ve bu benim hoşuma gidiyor. Biz
büyük bir uzlaşmayla cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz.
"BÜTÜN KAİNAT GÜLER
BİZE"
Seçilecek cumhurbaşkanı dayının kuvvetler ayrılığı ilkesine
inanması lazım. İnanmayanın aday olmaması lazım. Yasama ve yargı
ayak bağıdır diyen birisinden cumhurbaşkanım adayı olmaması lazım.
Bütün dünya bütün kainat güler bize. Vatandaşına sevgi gösteren
biri aday olabilir. Vatandaşını tokatlayan biri aday olamaz. Kin ve
öfkeyi sanata dönüştüren, topluma gençlere aşılamayan çalışan
birisinden cumhurbaşkanı adayı olamaz. Milleti ve vatanını sevecek,
bayrağını sevecek. Böyle birisi ancak cumhurbaşkanı adayı olabilir.
Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım diyen
birinden cumhurbaşkanı adayı olmaz. Cumhurbaşkanı adayının kadın
erkek eşitliğine inanması lazım. İnanmayan birinden cumhurbaşkanı
adayı olmaz.
"TERBİYELİ BİR ADAMDAN CUMHURBAŞKANI
OLUR"
Bir ülke bilgi birikimiyle yönetilir. Terbiyeli bir adamdan
cumhurbaşkanı olur. İyi bir eğitim almış kişiden cumhurbaşkanı
adayı olur. Halkına yalan söyleyenden cumhurbaşkanı adayı olmaz.
Siyaseti yalan üzerine inşa edebilirsiniz. Ama cumhurbaşkanı
koltuğuna oturacak kişinin yalancılığı ile ünlenmiş birisi olmaması
lazım. Ve çok daha önemlisi cumhurbaşkanı dayının şaibeli biri
olmaması lazım. “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı” yok öyle bir şey. Biz
bir partinin değil halkın cumhurbaşkanını seçeceğiz. Dürüst birisi
namuslu birisi inşallah o koltuğa oturacaktır. O bir partinin değil
Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olacaktır.