KILIÇDAROĞLU BU GAZETECİLERE DÖNÜP 'SANA NE' DESE NE CEVAP VERECEKLER?

Bazı gazeteciler doğrudan CHP'nin içinde operasyon yapıyor. 'Şu gitsin, bu kalsın, şu aday olmasın' diye akıl veriyorlar. Bu doğrudan ve sadece CHP delegasyonunu ilgilendiren bir durum değil mi?. Gazetecilerin görevi bu mudur?..

Ersoy DEDE ersoydede@gmail.com

Farkında mısınız AK Parti siyasetini yakından takip eden bütün gazeteciler ‘yandaş’ diye yaftalanıp itibarsızlaştırılırken, ana konusu CHP olan gazeteciler objektif, tarafsız kabul ediliyor.. Hele bazı yazarları takip ediyorum CHP’den başka dertleri yok.. 'O gitsin, bu gelsin, şu kalsın, şu istifa etsin, bunu aday yapsınlar…' 
Birader gel seninle bir anlaşma yapalım. Gazeteci misin, partizan mısın?..
**
Eğer siyasi analiz yapan bir gazeteci olarak; 'şu isimle devam ederlerse böyle olur böyle bir değişiklik yapılırsa şöyle olur” türü bir yazı yazacaksan okur, istifade ederiz. Hatta CHP’deki karar vericiler de okur istifade eder belki.. Ama illa “şu adamı atın, bunu alın” türü yazılar-yorumlar çok da gazetecilikle bağdaşır gibi değil..
**
Mesela (yapmıyor da) Kemal Kılıçdaroğlu çıksa ve “artık istifa etmesi lazım” diyen bir gazeteciye, “sana ne, neden seni bu kadar ilgilendiriyor?” dese ne olur?.. Bazı yorumcular sanki değişim kadrosunda CHP’den siyasete girecekmiş gibi mesele yapmış durumda bunu..
Neden?..
CHP seçimi kazanır kaybeder..
AK Parti kazanır kaybeder..
Zafer Partisi kazanır kaybeder size ne bundan?..
CHP de Türkiye’de siyaseti izleyen gazeteciler ya da siyaset bilimciler için; diğer tüm partiler gibi bir parti. Eğer başka bir beklenti içinde değilse bir gazetecinin parti için bir konuyu bu kadar kişiselleştirmesi çok garip..
**
Gazeteci olanı yazar..
Temel görevimiz budur bizim. Olmasını istediklerini, temennilerini, dileklerini falan yazmazlar.. Çok çok beklenen gerçekleşmezse neler olabilir şeklinde spekülasyon yapar ki bu da her zaman doğru sonuç vermez.. "Kesin kazanacak bu parti" diye yazarlar.. O parti kazanamaz...
Bakın Hüsnü Mahalli ne dedi?.. “Seçim öncesinde genel fotoğrafı aşağı yukarı görüyorduk fakat milletin morali bozulmasın diye kendi açımdan söyleyeyim “İyi gidiyoruz, kazanacağız, yüzde 60, yüzde 80 ile kazanacağız” diyorduk. Bunu da herkes biliyor, affedersiniz bunu da herkes biliyor, salak değiliz. Muhalefetin ne durumda olduğunu da biliyoruz.” dedi, doğru mu?.. 
“..milletin morali bozulmasın..”daki ‘millet’ de CHP seçmeni aslında..
Yoksa toplam seçmenin yarısından fazlası AK Parti’nin başını çektiği ittifaka oy verdiğine göre Kılıçdaroğlu’nun kaybediyor olmasından dolayı mutsuz olmazlardı herhalde..
Peki tamam da sormazlar mı adama; “Sana ne CHP seçmeninin moral motivasyonundan?” diye.. 
Senin görevin midir bu?.. Bundan sonra hangi yazdığına inanacak insanlar?.. Hangi dediğini doğru kabul edecek?...
**
Bir politik hareketi desteklemek yanlış değil, suç da değil..
Ama ‘tarafsız’ görüntüsü altında bunu yaptığınız zaman bu apaçık bir  ‘etik’ ihlaldir.. AK Parti’yi ya da Erdoğan’ı izleyen gazetecilerden parti içi dizayna kalkışan olmadı mı? Oldu elbette.. Ama Erdoğan çıktı ne dedi? “bir racon kesilecekse o raconu ben keserim” dedi… Dosyayı kapattı.. Şimdi o isimler gazeteci olarak anılmıyor.. Evet partizanca yorumlarına devam ediyorlar ama güvenilirlikleri yok.  Kendi çevrelerinde bile itibarsız konumdalar.. CHP içinde dizayna kalkanları bekleyen son da aşağı-yukarı bu olacak…