CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara
“Geleceği birlikte kuruyoruz” konulu bölge
toplantısında yine tuhaf açıklamalara imza atmış.
Gerçi her konuşması bir öncekini mumla aratıyor ama galiba bu son
konuşma en beter olanı olarak tarihte yerini alacak!
Özetleyecek olursak, AK Parti'nin yolsuzluk, hırsızlık ve
usulsüzlükler yaptığını söylüyor. Sonra aynen şunları söylüyor:
"Devlet bilgi, bilim, ahlak ile yönetilir. Ortak aklı
egemen kılarak devleti yönetmelisiniz. Devlette her şeyin kuralı
hukuku vardır. Biz gelirsek ülkeyi çok iyi yönetiriz. Dünyanın en
kolay işi bir devleti yönetmektir. Bizim yapacağımız şey
kurallara uymaktır. Böyle yapınca devleti yönetmek zaten kolay
oluyor. Bizi bi kere iktidar yapın, size gösterelim!"
Adam sanki oy isteyen bir muhalefet lideri değil de, Acun
Ilıcalı'nın "Yetenek Sizsiniz" programına katılan
bir yarışmacı.
"Acun bey siz bu turda bana oy verin! İkinci tura geçersem
buraya ejderha getirmeyi düşünüyorum! Hepinizin huzurunda o
ejderhanın ağzından alevler çıkarttırırken, anasının sütünden
emdiği sütü memelerinden fışkırtacağım!" der gibi oy
istiyor halktan...
Devleti yönetmek de işte bu kadar kolay! Ne de olsa SSK Genel
Müdürlüğü döneminden müthiş bir deneyimi var!
Devleti yönetmek kolay ama, iktidara gelebilene kolay! Kendisi için
dünyanın en zor şeyi iktidara gelebilmek!
Mesele burada işte!..
Yani halk umudunu öyle kesmiş ki hani Obama'ya tekme tokat girişse,
Netanyahu'yu alıp yere yapıştırsa, halk kendisine meyletmiyor.
Gerçi halkın günahını almayalım. Belki de ben yanılıyorumdur belli
mi olur?
Belki de seçmenin, "Bu iş çocuk oyuncağı. Kılıçdaroğlu'nu
daha zor günler için saklayalım" şeklinde bir eğilimi
vardır!
Netice itibariyle Kemal Kılıçdaroğlu, zor işlerin adamı olduğunu
pek çok alanda yaptığı inanılmaz icraatlarla göstererek halkın
teveccühünü kazandı!
Mesela; yürüyen merdivene düz binmek kolaydı ama, o ters binerek
zor olanı tercih etti!..
Mesela; Kağıthane'deki seçim sandığına gidip kendi şahsına oy
vermek çocuk oyuncağıydı ama, o akşama kadar Kağıttepe'yi arayıp oy
kullanmadan geri döndü!
Mesela; herkesin Akdeniz'de bildiği Mersin'i bir saniyede
Güneydoğu'ya monte ederek bir coğrafik zorluğu kolaya çevirdi.
Mesela; Van gölünü bir asa darbesine bile gerek duymadan yardıra
yardıra Van Denizi'ne çeviren adam olarak tarihe geçti!
"Biz Recep Tayyip Erdoğan gibi verdiği sözü tutanlardan
olmayacağız" diyerek dürüstlük abidesi olduğunu
gösterdi!
Eski bir maliyeci olarak, "7+4 eşittir 12 eder"
diyerek kendisini hesap uzmanı yapan kararnamenin hakkını veren
isim oldu!
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması ve seçilmesi işten bile
değildi ama o ne yaptı? İsmini bile bir ayda ancak telafuz
edebildiği Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstererek zoru başardı
öyle değil mi?
Tek başına AK Parti'yi paçavraya çevirebilirdi ama, 14 parti
+ cemaatin desteğini alarak tarihi bir seçim yenilgisi zaferine
imza attı! Yahu adam Türk siyaset tarihinde, cemaati CHP için kapı
kapı dolaştıran tek solcu lider oldu.
Bilgi desen bilgi, bilim desen bilim, ortak akıl desen âlâsı var, daha ne yapsın?
Kolay olan, kaçak su kullanarak hırsızlık yaptığı ortaya çıkan
kendi partisinin milletvekili Aylin Nazlıaka'yı yönetmektir ama, o
buna tenezzül etmeyecek kadar gözü yüksekte biridir.
Devleti yönetmek tırı vırı!
O işleri ancak AK Parti gibi beceri düzeyi dip yapmış siyasi
hareketler becerebilir. Onlar bu kolay işi 12 yıl yaptı zaten.
Artık yeni bir döneme giriyoruz. 2014 yılı Türkiye için kısmen
zorlu geçti ama 2015 yılının çok çetin koşulları beraberinde
getireceği kesin.
Şahsi fikrimi soracak olursanız, genel başkan olduğu günden bu yana
tüm bu zorlukların üstesinden gelen bu müthiş adamın zaferini tam
da böyle zorlu bir dönemde taçlandırmamız gerekiyor.
23 Nisan'da görevi bir günlüğüne kendisine vererek en azından ona
olan vefa borcumuzu ödemeliyiz!
Yoksa tarih bizi asla affetmez!