Kılıçdaroğlu Başbakan ile görüştü linç edilen erler...

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşuyor. CHP Grup Toplantısı'nı canlı yayınla internethaber.com'dan takip edebilirsiniz.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin olağan haftalık grup toplantısında konuştu. Gündemine 15 Temmuz darbe girişimini ve sonrasında yaşananları alan Genel Başkan Kılıçaroğlu önemli açıklamalarda bulundu. 

Kılıçdaroğlu, darbe girişimi gecesi erlere yönelik linç girişimini eleştirdi. Başbakan Binali Yıldırım'la konuyu görüştüğünün altını çizen Kılıçdaroğlu, erlere linç girişiminde bulunanların yargılanmasını istedi ve ekledi:

"Az önce Başbakan'la konuştum, askerlik yapmış herkes bilir komutan ere emir verdiği zaman er itiraz edemez. Ona dışarı çık emri verilirse o çıkar. Onları linç edemezsiniz. Bırakıyorsunuz rütbelileri gidip erlere saldırıyorsunuz. Darbecilerden ne farkı var bunların"

Konuşmasının ilk bölümünde demokrasi vurgusu yapan CHP lideri, hukuku tek bir kişinin eline bırakmamak gerektiğine değindi. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz akşamı başlayan darbe girişimiyle ilgili konuşurken medyanın kamunun dördüncü gücü olduğunu ve medya özgürlüğünün darbenin engellenmesinde önemli bir rol oynadığının altını çizdi. 

ERLERİ LİNK EDENLER CEZALANDIRILSIN

Darbe girişimi sırasında sokağa gönderilen erlere linç girişiminde bulunanların cezalandırılması gerektiğini sabah saatlerinde görüştüğü Başbakan Binali Yıldırım'a aktardığını ifade eden CHP Genel Başkanı, ordu düşmanlığından kaçınmak gerektiğini ifade etti. 

Kılıçdaroğlu konuşmasını bitirirken Türkiye'nin geldiği noktayla ilgili siyasi partilerin öz eleştiri yapması gerektiğini ifade ederek, bu konuda ileriki günlerde bir açıklama yapacağını belirtti.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle;

"Herkesin üzerinde titremesi gereken bir kavramdır demokrasi. Hepimizin savunması gereken bir kavramdır demokrasi. Eğer çağdaş dünyayı, medeni dünyayı yakalayacaksak ve medeni dünyayı yakalayamayan ülkeler Türkiye'ye gıpta ile bakacaksa bunun yoludur demokrasi. Eğer bir ülkede demokrasi yoksa, orada bir kişinin sözü geçer. O nedenle biz diyoruz ki Türkiye üçüncü sınıf bir demokrasiye değil birinci sınıf tam bir demokrasiye layıktır.

Eğer uygar dünyanın bir parçası olacaksanız demokrasiyi kendi ülkenize getireceksiniz. Demokrasi sadece seçim dönemlerinde gidip oy kullanmak değildir, seçimden seçime oy kullanmak demokrasinin sadece bir parçasıdır. Demokrasi hukuka uygunluk anlamına gelir bir kişinin hukuku değil evrensel hukuk demektir. Demokrasi aynı zamanda özgürlük demektir. Demokrasi aynı zamanda eşitlik demektir. Vatandaşın bir kısmı eşit değil, bir kısmı eşit bunu kabul etmiyoruz. Kimsenin hiçbir sınıfa imtiyaz tanımadığı rejimin adıdır. Demokrasi aynı zamanda anayasaya ve ettiğin yemine bağlılıktır. Anayasaya ve ettiğin yemine bağlı değilsen demokrat değilsindir. Demokrasi aynı zamanda medya özgürlüğü demektir.

DEMOKRASİ DİN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMEKTİR

Demokrasi aynı zamanda din özgürlüğü demektir. Kimseyi dininden dolayı ikinci sınıf vatandaşmış gibi davranmamaktır. Demokrasi aynı zamanda hukuku katledenlere karşı direnme hakkı demektir. Daha önce direnme hakkından bahsettiğim zaman bazı kimseler ne demek direnme hakkı demişlerdi. İşte direnme hakkı budur, bir darbe engellenmişse o darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter yönetimdir. Ben boşuna mı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ölümü göze alıp mecliste sabaha kadar direniyorlarsa demokrasiyi savunduklarındandır. Sevgili arkadaşlarımız, benim görüşlerimi, dünya anlayışımı beğenmeyebilirsiniz ama biz demokrasinin paydasında birleşmeliyiz. Çocuklarımıza yaşanacak bir Türkiye bırakmalıyız.

DARBE GİRİŞİMİNİ MEDYA ENGELLEDİ

15 Temmuz tarihini kısa zamanda yazılacaktır. O tarihleri yazanlar şunları yazmayı kimse unutmayacaktır, halkın esi medya oldu. Medyaya laf edenler aman bize yardımcı olun aman bizi bu durumdan çıkardılar. İnsanlar sokaklara çıkıp darbe girişimini engellemişse bu medya sayesindedir. Medya özgürlüğün sesi oldu.

Devlet yönetiminde kin olmaz, öfke olmaz, ön yargı olmaz çünkü devlet liyakat ve hukuk üzerine inşa edildiğine göre sağ duyulu olmak lazım bilgi birikimine sahip olmak lazım. devlet yönetimi bir şirket gibi yönetilmez kar esasına dayanarak devlet yönetilmez. Eğer siz devlet olarak belli bir grubu, cemaati kurumlara alırsanız devlette liyakat sistemini çökertirsiniz. İşi ehline vermek gerekiyor, ne demek işi ehline vermek. İşi ehline verdiğiniz zaman, o işte zarar olmaz, taraf olmaz, yalan olmak talan olmaz. Hem inançlıyım hem liyakat sistemine uymayacağım dediğiniz zaman kusura bakmayın o kişi inançlı değildir.

O kişi kendi çıkarları için her şeyi kullanır. Devlet memuru olmak için olgunluk gerekir. Bugün memurum yarın müsteşarım olmaz. Şube müdürü olabilmek için en az 10 yıla ihtiyaç var. Siz bunu uygulamazsanız liyakat sistemi çöker. Bir vatandaşımız anayasa mahkemesine üye olarak atandı. Kendisi buna uygun değildi önce onu müsteşar yardımcısı yaptılar ardından birkaç gün sonra anayasa mahkemesi yedek üyeliğine ve sonradan başkan yardımcılığına yükseltilmişti. Ben buna altı sene önce karşı çıktım. Az önce söylemiştim devlet adaletle yönetilir, hukukun üstünlüğü çerçevesinde yönetilir. Darbe girişiminde bulunanlar suç işlediler mi evet işlediler, yargılanacaklar mı evet yargılanacaklar.

AZ ÖNCE BAŞBAKAN'LA KONUŞTUM...

Az önce Başbakan'la konuştum, askerlik yapmış herkes bilir komutan ere emir verdiği zaman er itiraz edemez. Ona dışarı çık emri verilirse o çıkar. Onları linç edemezsiniz. Bırakıyorsunuz rütbelileri gidip erlere saldırıyorsunuz. Darbecilerden ne farkı var bunların. Arkadaşlarımdan rica ettim o aileleri bulacağız ve yardımcı olacağız. Sayın Başbakan'dan da rica ettim, onları yargılayın diye. Ayrıca bir şeyden de kaçınmak lazım: Ordu Düşmanlığı. Bu ordu içerisindeki bir grubun girişimidir bunu bütün orduya mal edemezsiniz. Ordumuza sahip çıkacağız ve elbette polisimize de sahip çıkacağız. Demokrasi için şehit oldu onlar.

Birisi kalkıp vatandaşa silah vereceğiz diyor, ne demek bu. Bizim askerimiz polisimiz yok mu? Biz hukuk içerisinde sorunları çözmeliyiz. Hukuk içerisinde kalıp sorunları çözersek Türkiye'nin uluslararası itibarı artar. Hukukun dışına çıkılırsa o zaman sizin onlardan ne farkınız kalır. Cezayı kişiler tayin edemez. Cezayı bu işlerle görevliler tayin eden, mahkeme ve adalet teslim eder ve cezasını verir.

Değerli arkadaşlarım yaralar henüz çok sıcak. Sokağa çıkan vatandaşlarıma sağduyulu hareket etmelerini taşkınlık yapmamalarını rica ediyorum. Demokrasi hayali hepimizin hayali olduğuna göre provakatif eylemlerden kaçınmamız gerekir. Sayın Başbakan'a söyledim, elinde silah birisi şunları şunları öldüreceğiz. Bu bir provakasyon evet dedim bu bir provakasyon ama sizin göreviniz onu da yargı önüne çıkarmaları gerekiyor.

Bütün siyasi partilerin öz eleştiri yapması gerekiyor. Ne oldu da Türkiye bu noktaya geldi. Bu konuda samimi bir öz eleştiri yapmamız gerekiyor. Bu konudaki düşüncelerimi de önümüzdeki günlerde açıklayacağım."

Günün Önemli Haberleri