Kılıçdaroğlu ’Barış Mitingi’nde konuştu
Abone olCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Bir sabah kalktık kardeşim Esad,...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Bir sabah kalktık
kardeşim Esad, oldu düşmanım Esad” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Türkmenbaşı Bulvarı
üzerinde partisinin düzenlediği ‘Barış Mitingi’ ve Çukurova
Belediyesi’nin yeni hizmet binasının açılışında halka hitap etti.
Seçim otobüsü ile vatandaşları selamlayarak açılışını yapacağı
merkez Çukurova İlçe Belediye binası önüne gelen Kılıçdaroğlu,
“Merhaba Adana, Allah’ına kurban Adana” diyerek halkı selamladı.
Bugün Adanalıların Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından
birine imza atacakların ve savaşa hep bir ağızdan hayır
diyeceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyeti kuranlar savaş
meydanlarından çıktılar. Mücadele ettiler, sınırlarımızı kan ve
gözyaşı ile çizdiler. Savaş sonrası şunu söylediler, zorunlu
olmadıkça savaş cinayettir dediler. Yurtta ve dünyada barış
dediler. Lozan’da Türkiye’nin tapusunu aldılar. Özgür, bağımsız
Türkiye’yi bize emanet ettiler. Savaş sıradan bir olay değildir.
Savaşa karar vermek kolay değildir. 1945’ten sonra 25 milyon kişi
savaşta yaşamını kaybetti. Herkese aş ve iş götüreceğiz, bunun
mücadelesini veriyoruz. Ama iktidar savaş diyor. Bu neyin savaşı?
Suriye’de izledikleri politikayı hep birlikte göreceğiz” dedi.
“BİZİM DE KEŞİŞ PIERİ’MİZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”
AK Parti hükümeti Esad’la anlaşma imzaladığında kimsenin itiraz
etmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Vizelerin kalkmasına kimse
itiraz etmedi. Ama bir sabah kalktık kardeşim Esad, oldu düşmanım
Esad. Kimin kayığına bindin de Suriye bir numaralı düşmanın oldu.
Ben bunu söylediğimde Suriye ile Irak’la, İran’la, tüm
komşularımızla ilişkilerimizin iyi olmasını istedim. Her iki
tarafta da akrabalarımız var. El-Nusracı olan kardeşi elinde silah
Suriye’ye gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları terör
örgütlerinin toprağı olamaz. Radikal grupları eğitip cebine para,
eline silah verip Suriye’ye git kardeşini öldür denemez. Birinci
Haçlı’dan 900 yıl geçti. Bu savaşı kışkırtan Keşiş Pier vardı.
Bizim de Keşiş Pieri’miz Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şimdiye kadar
hiçbir lider 5 Eylül 2013’de söylediği sözü söylemedi. Her türlü
koalisyonun içerisinde yer alırız, yeter ki siz Suriye’yi vurun
diyordu. Bu ne ahlaki, ne dini ne milli sözdür. Bu ilkesini
satanların cümlesidir. Recep Tayyip Erdoğan’ı bu cümleyi kullandığı
için başbakan olarak kabul etmiyoruz” diye konuştu.
“SEN KİM OLUYORSUN DA PARLAMENTONUN İRADESİNİ KULLANIYORSUN”
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın 9 Mayıs 2013’te söylediği ‘Eğer
karadan vururlarsa biz de destek veririz’ sözlerini hatırlatarak
şunları söyledi:
“Sen kim oluyorsun da parlamentonun iradesini kullanıyorsun.
Ordunun sınır ötesine geçmenin tek koşulu parlamento kararıdır. Bu
ben söylerim, onlar yapar anlamına geliyor. Sen savaş istiyorsan bu
milletin çocuklarını gönderme, kendi çocuklarını gönder. Milletin
sırtından savaş çığırtkanlıkları yapıyorsun. Sor bakalım millete
Müslüman kanının dökülmesine evet diyor mu? Sen neden Keşiş Pier
rolüne soyundun. Ben her türlü koalisyonun içinde yer alırım demek.
Ben Suriye’deki Ayşeleri, Fatmaları, Alileri öldürürüm demektir.
Buna kim razı olacak. Dış politika iç politikaya benzemez. Dış
politika milli politika olmak zorundadır. Herkesin destek vermesi
gerekir. Kin ve öfkeye gerek yoktur. Mezhep endeksli dış politika
olmaz. Dış politika ülkelerin çıkarı üzerine yürütülür. Duygularla
dış politika olmaz. Darbeler doğru değildir. Darbelerden en çok
mağdur olan biziz. Mısır’da hiçbir kesime taraf olmadık, şunu
söyledik Mısır ve Türkiye halkı kardeştir. Kardeşiz, kardeş
yaşayacağız. Akıl ve mantık egemen olmaz duygular egemen olursa
yanlışa düşersiniz. Dünya tarihi bilinmeden dış politika
yürütülemez. Kıbrıs Barış Harekatı’nda Kaddafi, Türkiye’ye destek
oldu. Erbakan’ı da arkadan hançerlediler. Dış politikada laf
edeceksen 9 defa düşüneceksin. Ben Gazze’ye gideceğim dedi. Sen
önce Amerika’ya gel dediler. Büyük laf etmeyeceksin. Dünyayı iyi
okuyup, dış politikayı öyle oluşturacaksın. Yanlış politikalar
Türkiye’yi bu coğrafyadan soyutladı. Suriye ve Mısır halkıyla
kaynaşmak bu saatten sonra zordur. Çanakkale ile Suriye’yi aynı
kefeye koyuyor. Buna ne diyeceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan’ın
kapısını çalıp merhaba diyeceği bir komşusu kalmadı. Irak, Suriye,
Mısır, İran kalmadı. Halkların kardeşliğine inanmış bir siyasal
partiyiz. Müslümanlar kardeş olsun bu coğrafyada diyoruz. Keşiş
Pier rolünü üstlenen Recep Tayyip Erdoğan coğrafyayı kan gölüne
çevirdi. Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu’nun şamar oğlanı oldu. Her
gelen tokatlıyor.”
Türkiye’de mülteci durumundaki Suriyelilerin bu hale düşmelerinin
tek sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu ileri süren
Kılıçdaroğlu, “Bu Başkanın eli, dili kirlidir diyebilirsiniz. Bir
devletin sınırları o devletin namusudur. Suriye’de 900 km’lik sınır
yolgeçen hanı. Böyle sınır mı olur? Kendisi dünyada yalnız olduğunu
anladı. 3 ülke oturdu ortak basın toplantısı yapıldı. Bizim
dışişlerini neden çağırmadılar? Suriye konusunda Paris’te toplantı
yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin uluslararası sorunlarda
çözümden, barıştan yana tavır takınması lazım. Geldiğimiz nokta iyi
bir nokta değildir. CHP’nin çözümü neydi. Dedik ki ‘Ankara’da bir
uluslararası konferans toplayın, Suriye’den de iki tarafı çağırın.
Önce barışı sağlayın, ardından çözümü sağlayın.’ Sonra ne oldu?
Ruslar aynı soruna el attı. Cenevre’de toplandı. Şimdi sorunu çözen
başkaları, seyirci olan biziz. Bir şey daha söyledik. Kimyasal
silahlardan Suriye’yi arındırın dedik. Şimdi yapılıyor. Adana’da
sarin gazı yakalandı” şeklinde konuştu.
Hükümetin Mısır politikasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Mısır’daki
darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Biz Mısır’ın içişlerine
karışmayız. Ama bir an önce demokrasi gelmesi lazım dedik. Mısır’la
Türk halkı kardeştir dedik. Son olarak yandaş bir kanalda çocuk
gibi ağladı. Biz kimsenin ölmesini istemeyiz. Ama ben şunu sormak
istiyorum. Bir kişi için ağladın, Reyhanlı’da 52 kişinin ölümünde
neden gözyaşı dökmedin” dedi.