Kılıçdaroğlu 247 milyar liranın hesabını yaptı!
Abone olHükümete yolsuzluk üzerinden sert sözlerle yüklenen Kılıçdaroğlu, arkadaşlarına yaptırdığı hesabı açıkladı.
17 Aralık operasyonuyla ilgili gazetelere yansıyan
yolsuzluk boyutunun 247 milyar lira olduğunu gündeme getiren
Kılıçdaroğlu, parti kurmaylarına işte bu hesabı
yaptırdı:
"30 yıl maaş ödenirdi. Her emekliye 25 bin lira ikramiye
ödenirdi.
6 GAP yapılırdı. 30 tane Marmaray yapılırdı. 5363 adet F-16
uçağı alınabilirdi."
Cumhuriyet tarihinin en büyük devlet krizinin
yaşandığını savunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den
Bakanlar Kurulu'nu toplamasını ve başkanlık etmesini
istedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel merkezde il başkanları
ile gerçekleştirdiği toplantıda konuştu. İşte
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden satır başları:
O MADDE ÇÖKERKEN TBMM’YE BAŞKANLIK YAPAN KİMDİ
Devlet dediğimiz kurumu adeta yok etti. Anayasa da benim dedi,
yürütmenin de başındayım dedi, yargıyı da yöneteceğim dedi. Dün
Cemil Çiçek diyor ki: Yargı çökmüştür. Anayasanın 138. Maddesi
çökmüştür .
Anayasa’nın 138. Maddesi çökerken TBMM’ye başkanlık yapan kimdi?
Yeni mi aklın başına geliyor. Erdoğan kürsüde konuşurken laf
atmalara sinirleniyor ve Cemil Çiçek’e dönüp ‘Sen mi susturacaksın
yoksa ben mi’ diyor. Orayı AKP’nin İl Başkanları toplantısı
sanıyor.
Devlet çökerken TBMM Başkanı hiç acaba cumhurbaşkanına çıkıp
‘Devlet çöküyor, haberiniz var mı?’ dediğini duydunuz mu? Veya
Başbakan’dan randevu alıp ‘Böyle konuşamazsınız. Burası yasama
organı’ dedi mi? Demedi
CUMHURBAŞKANI BİR ŞEY YAPAMAYACAKSA O KOLTUKTA NEDEN
OTURUYOR
Dün akşam Cumhurbaşkanı da ’yolsuzlukların üstü örtülürse toplum
çürür’ dedi. ‘Ben ne yapabilirim ki’ diyor. Sayın cumhurbaşkanı
eğer bir şey yapamayacaksınız o koltukta neden oturuyorsunuz? Görev
tanımınızda ‘devletin kurumlarını uyum içinde çalıştırmak’ yazar.
Ben ne yapabilirim ki dediğiniz andan itibaren ben cumhurbaşkanlık
görevimi yerine getiremiyorum demektir
Yetkiyi kullanmayıp ben ne yapabilirim diyemez bir
cumhurbaşkanı…
247 MİLYAR İLE NELER YAPILIRDI? 30 MARMARAY
YAPILIRDI
Yolsuzluğun boyutları 247 milyar lira gazetelere yansıdığı
kadarıyla Ne olurdu bu 247 milyarla. Arkadaşlarım bir hesap yaptı.
2 milyon 831 bin işsize 8 yıl asgari ücretten para ödenirdi. 300
bin atama bekleyen öğretmen var.
Tamamı atanır ve onlara 30 yıl maaş ödenirdi. Her emekliye 25 bin
lira ikramiye ödenirdi.
6 GAP yapılırdı. 30 tane Marmaray yapılırdı. 5363 adet F-16 uçağı
alınabilirdi.
Erdoğan’ın bu olaydan bu kadar ürkmesinin nedeni bu.
14 AY ÖNCE BAŞLAMIŞ
3 ay önce değil 14 ay önce başlamış. İhbar senin kurumlarına
gelmiş. MASAK’a, savcıya gitmiş. Devlet soruşturma yapacak.
Bir bankanın genel müdürünün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon
doları çete mi koydu dedim. Hemen bir şayia. ‘O parayla imam hatip
okulu yapılacaktı.’ Lafa bakın lafa… Üniversite de bizim bunlara
ihtiyacımız yok, yasal yollardan para gelir, yatırım yaparız
dedi.
Ben bu kadar ahlaksızlığı hayatımda görmedim.
BANANE CEMAATTEN KARDEŞİM
CHP ile cemaat kol kola girdiler diyorlar. Banane cemaat kardeşim.
Ben yolsuzluk var diyorum onlar dikkati başka yöne çekmeye
çalışıyor. Bu tuzağa düşmeyeceğiz. Bize düşen tüyü bitmemiş yetimin
hakkını korumaktır.
BİLAL ERDOĞAN NÜFUS TİCARETİ YAPIYOR
Başbakan’ın oğlu vakıf kurmuş: TÜRGEV. Başbakan bu vakfın üzerine
neden gidilir diyor. Nüfus ticareti şudur: Kişi oturduğu makamdan
aldığı güçle yakınlarına veya kendisine çıkar sağlarsa bu nüfus
ticaretidir. Bilal Erdoğan’ın yaptığı budur. Bakıyoruz buraya kim
yardım ediyor. Acaba Erdoğan Başbakanlık koltuğunda oturmasaydı o
vakfa işadamları koşa koşa gider milyarlarca lira yardım eder
miydi?
O VAKFA PARALAR NEREDEN GELİYOR
Açar ceza kanununa bakar. Nüfus ticareti ne demektir. Karşı
çıktığımız öğrenciye yurt yapılması değil. O vakfa paraların
nerelerden geldiği ve neyin karşılığında geldiğidir.
Yandaşlarına ihale verip sonra git oraya para yatır diyorsan bu
suçtur.
BİZE ERGENEKONCU DİYORLARDI, ŞİMDİ BİZİMLE AYNI NOKTAYA
GELDİLER
Şimdi biz bunları nasıl çözeriz. 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi
Bildirgemiz vardı. Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı dedik.
Bize Ergenekoncu diyorlardı. Şimdi onlar bizim noktamıza geldi.
Demek ki biz haklıymışız. Bütün davalarla ilgili aynı duyarlılığı
gösteriyoruz.
SAVCI ‘CANIMI ZOR KURTARDIM’ DİYOR VE GİDİYOR
Türkiye El Kaide, El Nusra gibi radikal unsurlara silah gönderiyor.
Bir TIR yakalandı. Savcıya ihbar geliyor silah var diye.
Gidiyorlar. Savcı haklı olarak TIR’ı arayacak. MİT görevlileri
diyor ki ‘Hayır arayamazsınız’… Vali yazıyor ‘Bu TIR Başbakanlığa
ait. MİT’in kontrolünde. Arayamazsınız’ diyor.
Savcı tek başına kalıyor. ‘Canımı zor kurtardım’ diyor ve çekip
gidiyor
MİT’İN OPERASYON YAPMA GÖREVİ YOK
MİT Yasası var. 2937 sayılı yasa. MİT’in görevleri tek tek tanımlı.
MİT’in operasyon yapma görevi yoktur. Bu kadar açık ve net
tanımlanmıştır. MİT’in silah kaçakçılığı yapma gibi bir görevi de
yoktur. ‘Orada insani yardım malzemeleri vardı’ diyorlar.
Açarsınız, yiyecek-içecek, ilaç çıkar.
İNSANİ YARDIM DEVLET SIRRI OLUR MU?
İnsani yardım devlet sırrı olur mu? Onunla herkes gurur duyar.
Pakistan’da veya bir başka yerde Kızılay yardım götürdüğünde
sevinmedik mi? Ne zamandan beri silah kaçakçılığı devlet sırrı
olmaya başladı. Hukuk devleti yok Türkiye’de. Devleti bir çete
yönetiyor.