Kılıç: Bunu getirmediğiniz sürece bu kavga kaçınılmazdır
Abone olAnayasa Mahkemesi Haşim Kılıç, "Anayasayı değiştiremiyorsanız, daha doğrusu yarı başkanlık ya da başkanlık sistemine geçemiyorsanız yapılac...
Anayasa Mahkemesi Haşim Kılıç, "Anayasayı değiştiremiyorsanız,
daha doğrusu yarı başkanlık ya da başkanlık sistemine
geçemiyorsanız yapılacak tek bir şey var, Cumhurbaşkanının
yetkilerini sembolik hale getirmektir. Bunu getirmediğiniz sürece
bu kavga kaçınılmazdır" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Konya Ticaret Odası (KTO)
Karatay Üniversitesi tarafından düzenlenen “Anayasa ve Demokrasi”
konulu konferans verdi. Mevlana Kültür Merkezi’ndeki konferansa
Konya Valisi Muammer Erol, AK Parti Konya Milletvekili Cem Zorlu,
Hüseyin Üzülmez, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek,
Cumhuriyet Başsavcısı Neyzen Özcan, KTO Karatay Üniversitesi
Mütevellit Başkanı Bestami İnan, KTO Karatay Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ömer Torlak, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun, davetliler
ve üniversite öğrencileri katıldı.
Demokrasinin siyasi ve sivil özgürlüklerin üzerinde temellenmiş
olan bir kavram olduğunu ifade eden Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim
Kılıç, “Eğer bu siyasi ve sivil özgürlüklerin olmadığı bir yer
varsa, orada zaten demokrasiyi aramazına gerek yok. Bu iki temel
özgürlükler üzerinde yükselen demokrasi bu iki konuda ciddi anlamda
karşılıklı alışveriş olan bir yapı olarak karşınıza çıkıyor.
Demokrasi hayatımızın her kademesinde yaşabileceğiniz bir kavram.
Çünkü eğer bu özgürlükler üzerinde yükselen bir anlayışsa bir
kavramsa bu özgürlükleri an be an hepiniz her an yaşayabilen bir
varlığız bizi. Dolayısıyla demokrasiyi özgürlükler noktasında
düşündüğümüzde hayatımızın her aşamasıyla kaplamış bir kavram
olarak ifade edebiliriz” dedi.
“ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLEMEYEN MADDELERİ DEĞİŞTİRİLİYOR”
Demokrasinin içinin anayasanın diğer maddeleriyle doldurulduğunu
kaydeden Haşim Kılıç, “Aslında sadece demokrasi değil. Laiklik
Cumhuriyet’in nitelikleri arasında yer alan yine değiştirilmesi
teklif edilemeyen, teklif edilmesi mümkün olmayan kavramlardan
demokratik laik, sosyal ve hukuk devleti, bunların hiçbiri
değiştirilemiyor. Bu maddeler değiştiriliyor. Bu maddeler orada
değişmez gibi duruyor ama bu maddenin içini dolduranlar işte 174
maddede anayasanın diğer maddelerinde demokrasiyle ilgili bir takım
düzenlemeler var. Demokrasi bunlarla şekilleniyor. Artı bunun içini
dolduran önümüze geldiğinde Anayasa Mahkemesi var. Anayasa
Mahkemesi de yorumlarla bunun içini dolduruyor. Ve zaman zaman
farklı anlamlar yükleyerek bu kavramların değişmesine neden oluyor.
Demek ki, bu kavramlar kanunlarla anayasanın söylediği bu
maddelerle artı Anayasa Mahkemesi kararlarıyla şekil
değiştirebiliyor” diye konuştu.
“DEMOKRATİK BİR ANAYASAMIZIN OLDUĞUNU İFADE ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Demokratik bir düzenden bahsedilmek için demokratik bir anayasanın
olması gerektiğini savunan Kılıç, “Eğer demokratik bir anayasanız
yoksa demokrasiden bahsedemezsiniz. Bu konuda çok üzülerek
söyleyeyim, Türkiye’nin anayasa tarihine baktığınız zaman ta senedi
ittifaktan başlayan işte 1876’daki kanunu esasından 1921-1924 1960
ve 1982 anayasalarına ve bunların yapılış şekline baktığınız zaman
öyle çok da demokratik bir anayasamızın olduğunu ifade etmek mümkün
değil. 1982 Anayasasını kim hazırladı; Kenan Evren ve 5 arkadaşı.
Cunta darbe yaptı, arkasından bu anayasayı hazırladı ve halka
buyurun onaylayın dedi. Bugün ne oluyor Allah aşkına. Bugün
parlamentoyu oluşturan siyasi partilerimiz bir anayasa yapmak üzere
harekete geçtiler, ne yaptılar peki nasıl geldi bu arkadaşlarımız.
Siyasi parti başkanlarının iradeleriyle oluşmuş milletvekillerinin
oluşturduğu bir meclis var ortada. Yani Kenan Evren’in
yazdıklarıyla bunların söyledikleri arasında ne fark var. Şimdi o
zaman şu çıkıyor ortaya, demek ki bir meclisin sağlıklı
oluşabilmesi çok güzel ve ciddi bir siyasi partiler kanunu ve bir
de siyasi seçim kanunu hazırlanması lazım. Bunlar hazırlanacak ve
bunların sonunda oluşturulacak bir mecliste siz gerçek bir demokrat
anayasayı üretebilirsiniz aksi halde mümkün değil” ifadelerini
kullandı.
"KENDİMİZİ EVLENME VAADİYLE KANDIRILMIŞ İNSANA BENZETİYORUM”
Oluşturulan komisyonun ilk 60 maddede anlaştıklarını ondan sonraki
maddeler de anlaşamadıklarını aktaran Haşim Kılıç, “Anlaştık dediği
ilk 60 maddeler zaten öyle anlaşılmayacak maddeler değil ki. Kenan
Evren’i de getirseydiniz aynı maddeleri yazacaktı ve yazdı da. Bu
komisyon niye kuruldu, bu komisyon gelen bu teklifleri revize etmek
üzere, görüşmek konuşmak yeni önerilerle daha da iyi çözüm yoluna
ulaştırmak amacıyla sorunları çözmek üzere getirildi. İşte
demokrasinin müzakere imkanını kullanmadılar. Kullanmadıkları için
de uzlaşamadılar. Bırakın uzlaşmayı bir partinin üç tane
milletvekili birbirine düştü. Her birisi ayrı ayrı şey söylüyor.
Orası bireysel düşüncelerin ifade edildiği yerler değil. Siz bir
siyasi partinin mensubusunuz ve o siyasi partiyi temsilen oraya
oturmuşsunuz. O siyasi partinin düşüncelerini orada söylemek
durumdasınız. Bu arkadaşlarımız işte seçim yaklaşıyor, bu milletin
huzuruna nasıl çıkacaklar. 2011 yılında verdikleri sözlerin izahını
nasıl yapacaklar bunlar. Ben doğrusu kendimizi evlenme vaadiyle
kandırılmış insanlara benzetiyorum” dedi.
“YÜZDE 10’LUK BARAJ ÇOK YÜKSEK BİR BARAJ”
Yüzde 10’luk baraj konusunu değerlendiren Kılıç, “Güçlü bir
iktidarın, güçlü bir yönetimde istikrarın sağlanması yüzde 10’luk
baraj getiriliyor. Yüzde 10’luk baraj nedeniyle milyonlarca insanın
oyları meclise yansımadı ve kayıt dışı kaldı. Şimdi burada temsilde
adaletin olmadığını ifade edebilirsiniz. Yüzde 10’luk baraj
gerçekten yüksek bir baraj. Çok ciddi bir rakam ve bu insanların
oyları meclise yansımıyor” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI YETKİLERİ SEMBOLİK HALE GETİRİLMELİ”
Sisteme bakıldığı zaman güçler ayrılığı ilkesini göremediklerini
dile getiren Kılıç, “Hükümetin meclis üzerindeki vesayeti bütün
ağırlığıyla devam ediyor. Hükümet ne derse meclis öyle çalışıyor.
Hükümet ne derse meclis öyle yasa çıkarıyor. Bu kadar yetkilerle
arkasında bir de halka seçtireceğiniz Cumhurbaşkanın sonunda
şekillenen sistemi bir parlamenter sistem olarak değerlendirmeniz
mümkün değil. Bu olsa olsa hani yarı başkanlık sistemine çok yakın
bir sistem olarak değerlendirebilirsiniz. Yapılacak şey çok açık.
Anayasayı değiştiremiyorsanız, daha doğrusu yarı başkanlık ya da
başkanlık sistemine geçemiyorsanız yapılacak tek bir şey var,
Cumhurbaşkanının yetkilerini sembolik hale getirmektir. Bunu
getirmediğiniz süreci bu kavga kaçınılmazdır” dedi.
“ANAYASA MAHKEMELERİ BU ÜLKENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR”
Anayasa Mahkemesi’nin hakların ve özgürlüklerin mahkemesi olduğunu
ifade eden Kılıç, “Haklar ve özgürlükler bu mahkemeye teslim
edilmiştir. Bu mahkeme bunun bekçisidir. Anayasa Mahkemeleri zaman
zaman çok büyük sorunlar yaratmıştır. Ve bu ülkenin kaderini
değiştirmiştir. Ağırlıklı olarak anayasa mahkemesi üyelerinin
seçimi TBMM tarafından yapılmalıdır. Bence bugün anayasa mahkemesin
17 üyesi var, bu üyelerin en az 10 tanesini meclisin seçmesi lazım.
Eğer siz bu mahkemenin meşruiyet zeminini sağlam bir yere oturmak
istiyorsanız bu üyelerimizin büyük çoğunluğunun meclis tarafından
seçilmesi lazım” diye konuştu.
“PARLAMENTOMUZU YÜREKTEN VE SAYGIYLA SELAMLIYORUM”
Anayasa Mahkemesi’nin 1990’lı yıllarda 19 tane partiyi kapattığını
hatırlatan Kılıç, “Devlete baş kaldıran milletvekili başörtüsüyle
meclise girmiş dediler. Ve kapatma sebebinin en büyük delili buydu.
Ne oldu, sen devlete baş mı kaldırdın dediler bende senini partini
kapatıyorum dediler ve kapatıldı. 30 yıllık bir sürecin sonunda dün
devlete baş kaldırdı diye partisi kapatılanları bugün bir özgürlük
meselesi yaparak meclis bunu ortadan kaldırdı, kendi
milletvekilleri için. Ben gerçekten buradan parlamentomuzu yürekten
ve saygıyla selamlıyorum” dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Artık devlet inançlara
karşı eşit uzaklıkta değil, artık devlet inançlara karşı eşit
yakınlıkta. Artık yasaklarda eşitlik değil, imkanlarda eşitlik,
özgürlükler de eşitlik. Negatifte değil pozitifte eşitlik. Artık
devlet herkese karşı eşit duracak eşit yakınlıkta anca imkanları
eşit sunacak. Daha önce yasakçı bir anlayışla yasaklarda eşitlik
sağlarken bugün imkanlarda eşitlik sağlayacağız. Anayasa
Mahkemesi’nin de içtihadı artık böyle olmuştur” ifadelerini
kullandı.
Konuşmaların ardından Haşim Kılıç, öğrencilerin sorularını
cevaplandırdı. Konferansın sonunda KTO Karatay Üniversitesi
Mütevellit Başkanı Bestami İnan ve Rektör Prof. Dr. Ömer Torlak,
Anayasa Başkanı Haşim Kılıç’a Fuzuli’nin sözünün yer aldığı tablo
hediye etti.