Kılıç 28 Şubat'ı konuştu sır vermedi!
Abone olAnayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, özellikle Refah Partisi'nin kapatılma sürecinde bire bir çok şey yaşadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 28 Şubat
sürecinde yaşadığı çok şey olduğunu ancak konumunun bunları
bahsetmesine imkan vermediğini söyledi. Refah Partisi'nin kapatılma
sürecinde çok şey yaşandığını da söyleyen Kılıç, başkanlık
sistemiyle ilgili yorum yapmasının doğru olmayacağını yetkinin
milletvekillerinde olduğunu ifade etti.
Haşim Kılıç, Danıştay'ın kuruluşunun 144. yıl dönümü nedeniyle
TBMM'de düzenlenen kokteyle katıldı. Burada gazetecilerin
sorularını yanıtlayan Kılıç, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu'nun
iptali istemiyle açılan davada, raportörün raporunu henüz
tamamlamadığını söyledi.
Bireysel başvuruyla ilgili çalışmalar için Anayasa Mahkemesi'nden bir heyetin İspanya'da olduğunu belirten Kılıç, ''Yarın akşam gelecekler. Raportör arkadaş da henüz raporunu tamamlamadı. Tamamladığı zaman en kısa sürede görüşmeye alacağız. O konuda bir sorun yok'' dedi.
Belirlenen bir takvim olup olmadığının sorulması üzerine Kılıç, ''Doğrusu bilemiyorum. Raportörün raporunu tamamlaması ne zaman biter, onu bilmiyorum. Ama tamamladıktan sonra, çok fazla sürmez. Bir hafta, 10 gün içinde gündeme alırız. Yani, ilk gündeme onu alırız'' diye konuştu.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUŞULABİLİR"
Kılıç, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu'nun bugün yaptığı
konuşmada, başkanlık sistemine destek verdiğinin hatırlatılması ve
görüşünün sorulması üzerine, bu tür siyasi, toplumu ve geniş
kitleleri yakından ilgilendiren konularda ''bu doğrudur, bu
yanlıştır'' diye bir genelleme yapmanın doğru olmayacağını
belirtti.
Her sistemin kendine göre avantajları ve dezavantajları olduğunu
ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:
''Bunlar konuşulur, tartışılır. Sanıyorum bunun gündeme gelişi de ancak bu noktada oldu. Yani bir şeyin görüşülmesi, konuşulması, tartışılması her zaman mümkündür. Bundan niye kaçalım, niye bundan çekinelim. Konuşulabilir, görüşülebilir ama sonuçta buna karar verecek olan TBMM'deki irade sahibi olan milletvekillerimizdir. Bu nedenle ben, tartışılmasının, görüşme yapılmasının bir sakıncası olmadığı kanaatindeyim. Tabii ki bunlar tartışılabilir. Ama ben, 'şu şöyledir, böyledir' şeklinde ayak üstü, bir sistem hakkında olumlu, olumsuz görüşümü belirtmek istemem. Çünkü bu konu, aslında çok ciddi bir konu ve uzun uzun tartışılması gereken bir konu.''
Haşim Kılıç, bir başka soru üzerine, MİT görevlileri hakkındaki soruşmayı Başbakan'ın iznine bağlayan kanunun iptali istemiyle açılan davada da raportörün henüz raporunu tamamlamadığını bildirdi.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören ve kamuoyunda ''4 4 4'' olarak bilinen yasanın iptali istemiyle açılan davaya ilişkin sorular üzerine de Kılıç, CHP'nin esasla ilgili değil, usule yönelik dava açtığını anımsatarak, anamuhalefet partisinin, ''Sadece bir içtüzük değişikliği niteliğinde ve dolayısıyla bunun iptali gerekir'' anlamında başvurusu olduğunu söyledi. Kılıç, bu davayı da en kısa zamanda bitirmeye çalışacaklarını kaydetti.
28 ŞUBAT SORUŞTURMASI
Başkan Kılıç, bir gazetecinin, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat dalgalarıyla ilgili 'Bu dalgalarda ülke boğulur' diyerek, bir eleştiri getirmişti. Buna katılıyor musunuz?'' sorusu üzerine, bir yargı mensubu olarak, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki bir olayla ilgili olumlu ya da olumsuz görüş belirtmesinin doğru olmadığını söyledi.
''O dönemde yaşadığınız mağduriyet var mıydı?'' sorusunu Kılıç, ''Hayır. Ben o dönemde Anayasa Mahkemesi üyesiydim. Herhangi bir şey yaşamadım. Anayasa Mahkemesi üyesiydim ve önümüzde çok önemli konular vardı. Hep beraber yaşadık onu, biliyorsunuz'' diye yanıtladı.
Bir başka soru üzerine Kılıç, soruşturmayı yürüten savcılık tarafından şu ana kadar kendilerinden herhangi bir bilgi ve belge istenmediğini, Refah Partisi'nin kapatılması davasıyla ilgili bir talepte bulunulmadığını kaydetti.
Haşim Kılıç, ''Size bire bir bir şey olmamış olabilir ama Refah Partisi kapatma davası sürerken, Anayasa Mahkemesi üzerinde 28 Şubat sürecinin ağırlığı ya da herhangi bir telkin, yönlendirme, baskı var mıydı?'' sorusu üzerine, ''Bire bir yaşadığımız çok şey oldu tabii ki ama bunu belki bugün değil de yargı mensubu olmaktan çıktıktan sonra, belki uygun bir zamanda, uygun bir zeminde anlatmak mümkün olabilir. Tabii ki yaşadığımız çok şey oldu ama onları bugün şu anda konuşmak çok hoş olmaz'' dedi.