Kıl dönmesine ameliyatsız çözüm!
Abone olÇok büyük ilgi gören PİLONOL fuar ziyaretçileri tarafından beğenildi.Türklerin ortaya koyduğu bir proje takdir topladı.
Genel müdür Levent Dündar KOZLAB firması tarafından patentli,
Doktor, Eczacı ve Mühendislerden kurulu Türk Uzmanları tarafından
1999 yılından beri üzerinde çalışılan Pilonol Kıl Dönmesi Ürünü
Dünya Eczacılık ve Tıp dünyasına damgasını vuracak. “ dedi.
Dündar; “KOZLAB firmasının Türkiye distribitörü olan AYFARMA
tarafından ilaç ve eczacılık sektörüne dağıtımı gerçekleştirilecek
olan Pilonol, “Kıl Dönmesi Tedavisinde Polifenol Yöntemi” patenti
ile Dünyada ilk ve tek olma özelliğini taşımaktadır. Pilonol adlı
ürünümüz, Almanya’da Dermatest Klinik Laboratuarlarında yapılan
Safety ve pozitif dermatolojik testlerden geçmiş ve insan sağlığına
zararlı herhangi bir kimyasal yapı taşımadığı tespit edilmiştir.
Ayrıca TC Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’nden
gerekli yasal izinler alınmış, klinik çalışmaları yapılmış, yakın
zamanda Uluslararası Tıp dergisinde makalesi yayınlanacak bir
üründür. Sadece ülkemizde değil tüm Dünyada ses getirecek ve bu
konuda ülkemize hem itibar hem de döviz getirecektir. Yıllardır
emek ve sermaye yoğun sektörlerden şikâyet ettiğimiz bir ortamda
konumuzda ilk olarak bilgi yoğun bir ürün geliştirmenin gururunu
yaşıyoruz. “ dedi.
Dündar; Bu ürünü 11 yıl boyunca her türlü zorluğa rağmen geliştiren
ve ülkemize ve tüm insanlığa armağan eden uzman ekibimize ve
liderleri arkadaşımız, can dostumuz Mümin DİZMAN' a teşekkür
ederiz. Bugüne kadar Pilonol ile ilgili ürünü kullanan, hastalarına
kullandıran ve makale çalışmaları yapan Doktorlarımıza, ilacımız
üzerinde gerekli araştırma ve çalışmaları yapan Pilonol L25’i
hastalarımıza ulaştıran, kullanımı tarifleyen ve geri bildirimleri
bize aktaran Eczacılarımıza, tanıtımı için katkı sağlayan Ayfarma
çalışanlarına, izin sürecinde desteklerini esirgemeyen başta Sağlık
Bakanımız olmak üzere,İlaç Eczacılık Genel Müdürümüze ve Ara Ürün
Ruhsatlandırma Bölümü çalışanlarına, kısacası desteği olan herkese
teşekkür eder şükranlarımızı sunarız.
Bilindiği üzere Pilonidal sinüsün 1833’de ilk olarak Mayo ve
arkasından Anderson tarafından tarif edilmesinden zamanımıza kadar
geçen sürede, ameliyattan sonra tekrarlamaları da içine alarak
irdeleyen birçok tedavi yöntemleri literatürde yer almıştır.
Pilonidal Sinüs hastalığının çözümünün sadece ameliyat olmadığı
ortaya çıkmıştır. Doktora gidildiğinde teşhis kıl dönmesi ise ilk
önerilen çözüm ameliyat olmuştur. Bu güne kadar ameliyattan farklı
olarak fenol ve gümüş nitrat (AgNO3) çözeltileri gibi antiseptik
maddelerle tedavi yapılmaya çalışılmış ama problemin fizyopatolojik
durumundan dolayı ve bu maddelerin kimyasal yapısından kaynaklanan
nedenlerden Pilonidal Sinüs tedavisinde bu tür maddelerin tedavi
edici olma özelliği hayli zayıftır. .
Pilonidal sinüs (kıl dönmesi) ‘nde yapılan araştırmalara göre en
verimli çağlarında bulunan genç erkeklerde % 28 oranında
görülmektedir. Rahatsızlık meslek seçmemekle birlikte daha çok
üniforma, iş elbisesi kullananlarda, öğrencilerde ve uzun süre
oturarak çalışmak zorunda kalan kişilerde daha sıklıkla
görülmektedir.
Pilonidal Sinüs (kıl dönmesi); sinsi gelişen bir yapıya sahiptir.
Uzunca bir süre vücutta hiç bir belirti vermeden ilerlemektedir.
Teşhis konulabilecek noktaya gelindiğinde ise problemli bölgede
ağrı, kokulu akıntı ve kaşıntı şeklinde kendini belli etmektedir.
Hasta genellikle bu durumda doktora başvurduğunda kıl dönmesi
teşhisi konmakta ve tedavi olarak ameliyat önerilmektedir. Bu
noktaya gelmiş hastalık vücut için sürekli bir enflamasyon odağı
olmakta bu da vucudun diğer organlarına (kalp, böbrek, karaciğer)
zarar verebilmektedir.. Yapılan müdahale sonucunda hasta problemli
bir ameliyat süreci geçirmekte, ameliyatın başarı oranı hastalığın
patolojik durumuna göre düşük olmaktadır. Hasta ameliyat sonrasında
ciddi bir tedavi zamanına ihtiyaç duymakta ve nüks oranı yüksek
olmaktadır. Bu tarz cerrahi yöntemler kişiye ekonomik külfet olduğu
gibi kişi sosyal hayatından uzak kalmakta ve genel ekonomiye de
ciddi işgücü kaybı olarak yansımaktadır. Hangi yöntem olursa olsun
pilonidal sinüsün tedavisinden sonra nüksün gerçekleşmesi,
psikolojik sıkıntıya neden olmakta ve değişik rahatsızlıklara
sebebiyet vermektedir. Diğer yöntemlerde pilonidal sinüsün nüksü
çoğunlukla tedaviden sonra 9. aylarda olmaktadır. Pilonol Kıl
Dönmesi Ürünü tüm bu olumsuzluklara çözüm olarak uzun zamandır
labaratuvarlarda ARGE si yapılmış ve Pilonidal Sinüs için tek
alternatif çözüm olabileceği ortaya çıkmıştır. Kullanım kolaylığı
sağlaması nedeniyle herhangi bir merkeze ihtiyaç duyulmadan kendi
kendine kullanılıyor olması hasta açısından da önemli bir
avantajdır.
Sıvı bir ürün olan ve sadece günde bir kez kullanılan Pilonol L 25
ve Pilonol Tamamlayıcı Bakım Seti ile tüm bu sıkıntılı süreçler
ortadan kalkacaktır. Pilonol’ün içeriğinde olan Polifenoller,
Pilonidal sinüs tedavisinde alternatif çözüme yardımcı olacaktır.
Polifenoller . bitkilerden elde edilen doğal bir biopolimerlerdir.
. Mikroorganizmaların yok edilmesi safhası ve hasarlı dokunun
onarılmasıyla 2 farklı yönden hastalığın bertarafı için etki
göstererek görevini yerine getirmektedir. Polifenoller tıpta başta
kanser olmak üzere astım, bronşit, kolon enfeksiyonları, bronşit,
aids, sara, sedef, sarılık, grip ve keratit gibi hastalıklarda
başarıyla kullanılmaktadır. Dünyada bununla ilgili pek çok akademik
çalışma mevcuttur.
Uzman ekip tarafından araştırma geliştirme faaliyetleri devam
etmektedir..Pilonidal Sinüs(kıl dönmesi)tedavisinde sunulan bu
yöntem Kozlab laboratuarları ve Ay Farma birlikteliğiyle ortaya
çıkarılan bu ürünün hastaya ve ekonomiye sağlayacağı fayda oldukça
önem arz etmektedir. Yapılan çalışmalarla önümüzdeki dönemde
enjektabl formuyla da bu konuda tedavi sürecini çok kısaltacak bir
sonuç elde edilmesi hedeflenmektedir