Kıl dönmesi nasıl tedavi edilir?
Abone olHalk arasında 'kıl dönmesi' diye nitelendirilen 'plonidal sinüs' küçük ama tedbir alınmazsa büyük sonçlar doğurabiliyor. Uzmanlar kıl dönmesine karşı uyarıları şöyle:
Halk arasında kıl dönmesi olarak adlandırılan plonidal sinüs
genellikle kuyruk sokumunda görülen bir veya birkaç adet deriye
açılmış delik, enflamasyon, şişlik veya apse şeklinde kendini
gösteren bir hastalıktır. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Koç,
kıl dönmesiyle ilgili merak edilenleri Mynet okurları için
yazdı.
Son yıllarda görülme sıklığı artan bu rahatsızlık kişilerin yaşam
kalitesini bozması, tedaviye rağmen nüks etme ihtimali olması
nedeni ile hastaların korkulu rüyası haline gelmektedir.
Plonidal sinüs kuyruk sokumu bölgesi dışında kasık bölgesinde,
koltuk altlarında ve göbekte de görülebilir. En sık olarak 16 - 40
yaşlar arasında görülür. Erkeklerde görülme sıklığı belirgin olarak
daha fazladır.
Genellikle genç yaşlarda görüldüğü için okul çağındaki öğrencilerin
hem yaşam kalitesini bozar hem de çalışmayı ve okul devamlılığını
da etkileyeceği için okul başarısını kötü yönde etkiler.
Hastalığın nedeni iki kalça arasında kalan intergluteal sulkus
denilen oluk şeklindeki bölgeye sırt ve baştan dökülen kılların, bu
oluklu bölgede sürtünme sonucu oluğun en dibindeki terbezi
deliklerinden sanki bir vida gibi dönerek deri altı bölgeye
girmesi, bu bölgede ağaç kökü gibi labirentler oluşturmasıdır. Bu
deliklerden içeriye giren bakteriler burada iltahap başlatır,
cerahatlı veya kanlı, pis kokulu akıntılar oluşturur. Eğer üstteki
delik tıkanır ise iltahap dışarı akamaz ve apse oluşur.
Plonidal sinüste klinik bulgular nelerdir?
Kuyruk sokumundaki kıl dönmesi genellikle enfeksiyon oluncaya kadar
kendisini pek belli etmez. Bu hastalarda tipik bir öykü kuyruk
sokumunda ağrılı şişlik, oturamama, yürüyememe gibi yakınmalarla
doktora giden bir genç erişkinde, burada apse saptanması ve bu
apsenin açılarak drene edilmesi ile başlar. Apsenin drene edilmesi
acil durumun tedavisidir. Eğer hasta ameliyat olmaz ise bu bölgede
zaman zaman akıntı olması dışında yakınması olmadan bir süre
yaşantısını sürdürebilir.
Ancak bir kaç hafta veya ay sonra yine aynı tablo tekrarlar. Her
apse tekrarında ise ağaç kökü şeklindeki sinüsler daha ileriye
gider ve olay daha büyümüş olur.
Muayenede bu bölgede açıklığı iğne ucundan kibrit çöpü çapına kadar
değişebilir bir veya bir kaç delik saptanır, bu deliklerden açık
renk akıntı, iltahap, zaman zaman kıl geldiği görülebilir. Yine bu
bölgede kızarıklık, şişlik, ağrı sık görülen yakınmalardır.
Plonidal sinüs nasıl tedavi edilir?
Plonidal apsenin tedavisi: Kıl dönmesi apsesi acil tedavi
gerektiren bir durumdur. Çünkü hasta ağrılıdır, oturmakta ve
yürümekte güçlük çekmektedir. Apse tedavisi genellikle eğer apse
çok büyük değil ise lokal anestezi ile yapılır. Apse, anestezi
uygulandıktan sonra yapılan bir insizyonla boşaltılır, içi
temizlenip yıkanır, antibiotikli pomadlarla kapatılır. Sık
tekrarlanan pansumanlarla enfeksiyon geçirilir. Bu esnada apse
civarındaki kılların da traş edilmesi gereklidir.
Plonidal sinüs tedavisi ise acil durum tedavisinden sonra sinüs
traktuslarına yeni cilt altında yer alan ağaç kökü şeklinde
yerleşmiş kıl yuvalarına yönelik olarak yapılır. Bu amaçla fenol
enjeksiyonu, sinus traktusunun kesilip açık bırakılması, kısmi
çıkarma, total çıkarma ve primer kapama veya açık bırakma
(marsupializasyon), değişik flep çevirme denilen doku kaydırma
yöntemleri uygulanmaktadır.
Vücudun diğer bölgelerinde görülen kıl dönmeleri kuyruk sokumu
kadar olmasa da hastaları rahatsız eder. Özellikle kadınlarda kasık
ve perine bölgesinde görülen ufak apseler şeklinde kendini gösteren
ve bir türlü iyileşmeyen odaklar meydana gelebilir. Bu odakların
çok büyümeden tedavi edilmesi ilerideki daha büyük sorun ve
ameliyatları önleyebilecektir.
Göbek bölgesinde oluşan kıl dönmeleri kendini genellikle akıntı ve
pis koku ile belli eder. Bu bölgedeki iltahabın ve sinüslerin de
çok ilerlemeden tedavi edilmesi gerekmektedir.
Kıl dönmesi en iyi yapılmış bir operasyondan sonra bile tekrarlama
ihtimali olan bir hastalıktır. O nedenle hastaların ameliyat öncesi
iyi değerlendirilmesi, uygun ameliyatın seçilerek, titizlikle
yapılması kadar, ameliyat sonrası hastanın doktorunun önerilerine
uyması da önemlidir.
Ameliyat sonrası erken devrede yaranın iyi korunup bakılması, uzun
dönemde ise o bölgenin hijyenine dikkat edilmesi gereklidir.
Ameliyat sonrası dönemde en az iki yıl süre ile o bölgedeki kıllar
traş edilmeli veya tüy dökücü ilaçlarla temizlenmelidir.
Yazı: Bülent Koç
drbulent.koc@mynet.com
Kaynak: www.mynet.com.tr