Kıbrıs'ta barış arzusu ve güvensizlik elele
Abone olKıbrıslı Türk ve Rum toplumların birbirine ve adada çözüm arayışına nasıl baktığını araştıran kamuoyu araştırması, karşılıklı güvensizliğin boyutlarını gözler önüne serdi.
Hristofyas ve Eroğlu en son Lefkoşa'da bir
araya geldi.
'Kıbrıs 2015: Sürdürülebilir Gelecek için Araştırma ve Diyalog' adlı araştırma programı, adanın her iki tarafında yaptığı geniş çaplı bir kamuoyu araştırmasının sonuçlarını açıkladı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği tarafından desteklenen Kıbrıs 2015, adada her iki toplum içindeki ve toplumlar arasındaki diyaloğu arttırmak amacıyla oluşturuldu.
Anketlerin sonuçlarına göre, Kıbrıslı Türklerin %65'i, Kıbrıslı Rumların da %68'i bir barış anlaşması sağlanmasını istiyor.
Buna karşın, yaklaşık olarak birbiriyle aynı oranda büyük bir
çoğunluk (Kıbrıslı Türklerin %69'u, Rumların ise %65'i)
görüşmelerin bir sonuca ulaşacağına inanmıyor.
Ayrıca, Kıbrıslı Türklerin %76'sı, Rumların da %79'u federasyon sistemini karşılıklı ödüne dayalı bir çözüm olarak kabul etmeye hazır.
Adadaki her iki toplum da mevcut müzakere sürecini destekliyor; anketlerde Kıbrıslı Türklerin %77, Kıbrıslı Rumların ise %83'ünün müzakere sürecini desteklediği ortaya çıktı.
Fakat taraflar arasında karşılıklı güvensizlik çok yüksek oranlarda seyrediyor. Karşı tarafa duyulan güvensizlik, Kıbrıslı Türkler arasında yüzde 70, Kıbrıslı Rumlar arasında ise %84'e ulaşıyor.
Diğer tarafın kendisi üzerinde hakimiyet kurmasından endişe edenlerin oranı adanın kuzeyinde %59, güneyinde ise %87 oranında.
Ortaya çıkan bu tablo, karşılıklı güvensizliğin barış önünde ciddi bir engel oluşturduğuna işaret ediyor.
Kıbrıs 2015 Programı eş-yöneticisi Ahmet Sözen, "Kıbrıs sorununda kapsamlı bir çözüme ulaşmak için sürdürülen görüşmeler kritik bir aşamaya ulaşmıştır. Karşılıklı ödünlere dayalı müzakere edilmiş bir anlaşma modeli olarak federasyon tek seçenek olarak karşımızda durmaktadır." dedi.
Sözen, sürmekte olan barış görüşmelerinin Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasındaki güven eksikliğinin sürdüğü ve her iki toplumdaki kamuoyunun barış sürecine yabancılaştığı bir ortamda yer aldığına dikkat çekiyor.
Sözen'e göre, siyasi seviyede kapsamlı bir çözüme ulaşmak için harcanan çabaların halk arasında mevcut olan anlaşmaya dönük güven eksikliğini azaltacak çabalar ile tamamlanması gerekiyor.