Kıbrıs'ta Ayasofya coşkusu! Başbakan Ersin Tatar'dan dikkat çeken açıklamalar
Abone olAYASOFYA'nın açılışını KKTC'den izlediklerini belirten Başbakan Ersin Tatar, Türkiye'nin kararının olumlu olduğuna vurgu yaptı.
Ayasofya'da 86 yıl aradan sonra ilk cuma namazı kılındı.
Namazın ardından Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) sevinçle karşılandı.
KKTC'de eski ismi "Aya Sofya Camii" olan Selimiye Camii'nde, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılması dolayısıyla dualar edildi.
Mevlit ve Kur'an okundu
KKTC Din İşleri Başkanlığı, Türkiye'nin Lefkoşa
Büyükelçiliği Din İşleri Müşavirliği ve Kıbrıs Vakıflar İdaresi
(EVKAF) ortaklığıyla, Lefkoşa'daki Selimi Camii'nde düzenlenen
programda, cuma namazı öncesinde, mevlit ve Kur'an- Kerim
okundu.
Programa, KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, EVKAF Genel Müdürü İbrahim Benter, kurum ve kuruluşların temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
"Hayırlara vesile olsun''
Başbakan Ersin Tatar, namaz çıkışı gazetecilere açıklamalarda bulundu. Tatar, Ayasofya'nın açıldığı bu anlamlı günü KKTC'den izlediklerini kaydetti.
Türkiye'nin Ayasofya-i Kebir Camii ile ilgili kararının olumlu olduğuna işaret eden Tatar, "1453'te Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra Ayasofya Türklerin yönetiminde olmuştur. Dolayısıyla tekrar cami olarak açılması en doğalıydı. Hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." diye konuştu.
Tatar, KKTC'deki camilerde de ibadetin devam ettiğinin altını çizerek, Kıbrıs Türk halkının yıllardır Müslüman aleminin bir parçası olarak ibadetlerini yaptığını söyledi.
"NAVTEX'e herkes saygı göstermeli''
İslam dini ve gerekliliklerinin, eğitim sisteminde ve diğer kurallara bağlı olarak KKTC'de de takip edildiğini söyleyen Tatar, herkesin Kurban Bayramı'nı şimdiden kutladığını dile getirdi.
Tatar, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de devam eden hidrokarbon faaliyetleri çerçevesinde yayımladığı NAVTEX (Denizcilere Duyuru) ve Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminden gelen tepkiyle ilgili soruya ilişkin, "Türkiye, NAVTEX'i, uluslararası hukuk ve egemenlik haklarına göre yayınlamıştır. Dolayısıyla buna herkesin saygı göstermesi gerekir." dedi.
"Türkiye, dünyanın lider ülkelerinden''
Türkiye ile KKTC'nin her zaman birlikte hareket ettiğini kaydeden Tatar, şöyle devam etti:
"Biz, Türkiye'nin desteğiyle buralarda güvenli bir şekilde yaşamaktayız. Biz bu bölgedeki petrol ve doğalgaz araştırmaları meselelerinde Türkiye ile beraber hareket etmekteyiz. Türkiye, sadece bölgenin değil dünyanın lider ülkelerinden birisidir. Rum-Yunan ikilisinin zaman zaman yaptıkları şımarıklıklara biz alışmış vaziyetteyiz. Türkiye'nin KKTC ve son dönemde Libya ile yaptığı anlaşmadan dolayı Doğu Akdeniz'deki ezber bozulmuştur. Rum-Yunan ikilisinin kendilerine göre düzenlediği haritaların artık bir geçerliliği yoktur. Bizim haritalarımız daha fazla geçerlidir."
"Ayasofya'nın özüne dönmesi bizim için bayram günü'
Selimiye Camii cemaatinden Ömer Suay, bu tarihi anlara tanıklık ettikleri için son derece gururlu olduğunu söyledi.
Suay, "Ayasofya'nın 86 yıl aradan sonra aslına ve özüne dönmesini anma gayesiyle bugün buradayız. Ayasofya'nın özüne dönmesi bizim için bir bayram günü desem yeridir." dedi.
İbrahim Damar da Fatih'in emaneti olan Ayasofya'nın müzeden camiye çevrildiği tarihi bir ana şahitlik ettiklerini söyledi.
Damar, "Ayasofya'nın 86 yıl sonra cami olmasını kutlamak adına bir araya geldik. Lefkoşa'dan Türk halkının yanında olduğumuzu, iki devlet tek millet şuuruyla hareket ettiğimizi gösteriyoruz." diye konuştu.
"Kalbimiz şu anda İstanbul Ayasofya'da''
Kemal Baş ise Ayasofya'nın camiye yeniden döndürüldüğü bu günün bir asra bedel olduğunu ifade etti.
Baş, "Kalbimiz şu anda İstanbul Ayasofya'da ancak farklı sebeplerden dolayı gidemedik. Biz bugün Kıbrıs'ın Ayasofyası'nda (Selimiye) bu ruhu idrak ediyoruz. Ayasofya'nın gerçek özgürlüğe kavuşturulmasını yılladır bekleyen bir ümmet, devlet ve milletiz." dedi.
Selimiye Camii
Lefkoşa'nın merkezinde ve en yüksek tepesinde yer alan Selimiye Camii, Kıbrıs'taki mimari anıtlar içinde önemli bir yere sahip.
Lüzinyanlar (1192-1489) devrinde Başpiskopos Eustorge de Montaigu tarafından 1208'de Saint Sophia Katedrali olarak gotik üslubunda yapımına başlanan yapı, 1326'de Başpiskopos Conte Polo tarafından tamamlandı ve resmi törenle ibadete açıldı.
Ada'nın Osmanlı tarafından fethinin ilk cuma günü Lala Mustafa Paşa, 15 Eylül 1570'de cuma namazını burada kıldı.
Harap durumundaki yapı, aynı yıl çeşitli tamiratlar gördü ve 1571'de "Aya Sofya Camii Kebir" adıyla camiye çevrildi ve bundan sonra Aya Sofya Camii Kebir adıyla anıldı.
Kılıçla hutbe okundu
Camide, imamların fethi simgelemek amacıyla Osmanlı padişahlarından II. Selim'e ait olduğu söylenen kılıçla, cuma namazlarında minbere çıktıklarında, bellerinde kılıçla hutbe okudukları belirtiliyor.
1874'te Sultan Abdülaziz'in Kıbrıs'ı ziyaret edeceği söylentileri üzerine caminin doğu tarafına Aziziye isimli bir kapı açıldı.
Aya Sofya Camii'nin adı, 13 Ağustos 1954'te Kıbrıs Müftüsü Dana Efendi tarafından, Kıbrıs'ın fethinin kendi saltanatında gerçekleştiği II. Selim'in adına izafeten "Selimiye Camii" olarak değiştirildi.
Tam zamanlı ibadet yapılabiliyor
Selimiye Camii (Aya Sofya), Sultan Selim Han Evkafı (Selim Vakfı) içerisinde yer alıyor. Mezkur yapı camiye çevrildikten hemen sonra, yanına, masrafı devlet tarafından karşılanan (Mazbuta Vakıf) ilk Aya Sofya Sıbyan Okulu yaptırıldı.
Aynı zamanda camide namazdan sonra genel derslerin verilmesi amacıyla Aya Sofya Camii müderrisliği icra edildi. Gerek Sıbyan Okulu'nun gerekse müderrisliğin varlığını sürdürmek amacıyla çeşitli vakfiyeler de kuruldu.
Tarihi öneminden dolayı ziyaretçilerin uğrak yeri olan Selimiye Camii'de tam zamanlı olarak ibadet yapılabiliyor.