Kıbrıs müzakereleri son durum KKTC Türkiye'ye mi bağlanacak?
Abone olKIBRIS'ta birleşme müzakereleri ve referandum için geri sayım başladı. Akıllardaki sorular ise Türk askeri Kıbrıs'tan çekilecek mi? Anlaşma sağlanamazsa KKTC Türkiye'ye mi bağlanacak? Kritik soruların yanıtını KKTC lideri verdi.
TÜRKİYE'de tüm dikkatler Fırat Kalkanı Hareketı nedeniyle Suriye'ye dönmüşken Yavru Vatan'da yaşanan tarihi süreç ikinci planda kaldı.
50 yıldır sonuçsuz kalan müzakereler Cenevre'deki görüşmelerle nihayete erebilir. 9 Ocak'ta Ada'nın Türk ve Rum liderleri İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelecekler. Bunu üç gün sonra, 12 Ocak tarihinde garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılacağı beşli konferans izleyecek.
KKTC REFERANDUMU NE ZAMAN?
En kritik adım ise 2017 baharında KKTC'de bir referandumun yapılması.
TÜRK ASKERİ KIBRIS'TAN ÇEKİLECEK Mİ?
Müzakere sürecinde en çok tartışılan konu KKTC'deki Türk askerleri. Akıllardaki soru ise Türk askeri Kıbrıs'tan çekilecek mi? Cenevre'deki görüşmede Yunanistan ve Rum Kesimi'nin en çok yükleneceği konu da bu olacak. Ancak KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akınca adadaki Türk gücünün çekilmesine kesinlikle karşı olduklarını bunun da Cenevre'deki 'Kırmızı Çizgi'leri olduğunu açıkladı.
KKTC TÜRKİYE'YE Mİ BAĞLANACAK?
Bir diğer tartışma konusu da Cenevre'deki görüşmelerden 'çözümsüzlük' çıkarsa ne olacağı yönünde. İddiaların da ardı arkası kesilmiyor. En büyük iddia ise KKTC Cenevre'den eli boş dönerse Türkiye'ye bağlanacağı yönünde. Ancak KKTC lideri Akınca bu iddiaları kesin bir dille yalanlıyor. Süreç olumsuz da sonuçlansa KKTC ülke olarak varlığına devam edecek.
SON ŞANS!
BBC Türkçe'ye röportaj veren Mustafa Akıncı, Cenevre'deki görüşmelerin kendi nesilleri için 'son şans' olduğunun da altını çiziyor.
"Biz (Rum toplumunun lideri) Sayın Anastasiades'le aynı yaş kuşağının insanlarıyız. Bizim kuşağın aslında son denemesini yapıyoruz."
Akıncı "Genç kuşaklar birbirlerini tanımadan, birbirlerinin lisanını bilmeden yetişiyor. Birbirlerinin bölgelerini turist gibi gidip gezip geliyor. Birbirine yabancı iki toplum yetişiyor. Bunlar bir araya gelemez daha sonra" diye devam etti.
MÜZAKERELER BAŞLAMADAN BİTER!
Akıncı, Cenevre öncesi Rum Kesimi ve Yunanistan'ın liderlerini de uyardı.
"Şimdi bakınız bu konuda iki tavır bir başlangıç noktası teşkil etmez. Birinci tavır bu bahsettiğiniz Yunanistan'ın ve Rum tarafının tavrıdır. Eğer 'sıfır asker sıfır garanti' söylemi sonuna kadar devam edecekse bu müzakereler başlamadan bitti demektir.
İkinci olmaması gereken tavır da şudur: 'Noktası, virgülü değişmez, olduğu gibi devam eder, biz bunu tartışmayız' tavrıdır. Kıbrıs Türk tarafı da Türkiye de bu tavırda olmadığını gösterdi.
Biz diyoruz ki bir taraf için güvence yaratalım, bu bir taraf da Kıbrıs Türk tarafıdır. Bu ihtiyaç içinde olan biziz."
1960'DA OLMAYAN BİR ŞEY OLACAK!
Akıncı, adada müzakelerin başarıyla sonuçlanması halinde iki tarafın da 'ayrı polis teşkilatı' olacağını açıkladı.
"1960'ta olmayan bir şey şimdi olacak: Ayrı polis teşkilatımız olacak. Hem bizim hem Rumların.
Olayın iki boyutu var. Bir işin güvenlik boyutu var, bir de statünün korunması boyutu var. Bütün bunlar hepsi masaya yatırılıp konuşulabilir, belli çerçevelerde iki tarafın da tatmin olacağı formüller üretilebilir. Ama başlangıç noktası olarak 'sıfır asker, sıfır garanti' derseniz bu uzlaşma olmaz."
1974'DE SUÇLU BİZ DEĞİLDİK!
Akıncı şöyle devam etti:
"Burada önemli olan bir nokta daha var. Bize deniyor ki örneğin, 'Artık eski şartlar yoktur. Biz 1963'te bu cumhuriyeti yıktık, biz Yunanistan'a bağlanmak istiyorduk o zaman, ama unutmayın siz de taksim istiyordunuz. 1974'te ise biz değildik suçlu, Yunanistan'da bir cunta vardı, onlar yaptı darbeyi. Ama bütün bunlar geride kaldı. Şimdi bir AB ülkesinden bahsediyoruz. Onun için her şey güllük güneşlik olacak, endişe etmeyiniz.'
Sözlerle güvenlik sağlanmaz.
İnsanlar ancak yaşayarak bunu görüp içselleştirebilirler. Onun için ben diyorum ki bakınız geliniz bir 15 yıl yaşayarak görelim. Bunlar tabii ki benim Kıbrıslı bir cumhurbaşkanı olarak seslendirdiğim düşüncelerdir. Türkiye'nin kendi görüşleri elbette farklı olabilir. Ben diyorum ki bir takım korkuları iş birliği alanına çevirecek bir mekanizmayı hayata geçirelim, karşılıklı ekonomik bağımlılıkların yer alacağı yeni bir yaşam biçimini kurgulayalım ve bunu bizzat yaşayarak bu tecrübeyi edinelim.
TÜRK ASKERİ CAYDIRICI GÜÇ OLSUN
Ben birey olarak hiçbir toplumun gerçek anlamda güvenliğinin ilelebet, sonsuza kadar silahların gölgesinde olacağına inanmam. Ama bugün buna ihtiyaç var mı diye sorulduğunda, evet, bugün Türk askerinin buradaki varlığına kesinlikle ihtiyaç vardır. Bunun da gerekçeleri çok açık ve nettir.
...Ben askeri ya da Türkiye'nin garantisini yeniden savaşlar yaşamak için istemiyorum burada. Caydırıcı bir güç olmasını istiyorum ki bir daha o günleri yaşamayalım.
B PLANI VAR MI?
... Şimdi eğer biz yeniden her şeyi yapar, sonuna kadar gider ve referandumda gene tek bir evetle kalırsak, gene Türkler 'Evet', Rumlar ise 'Hayır' derse bu yepyeni bir durum yaratacak. Bunun başka bir referandumu olmaz artık.
Bu yeni koşullarda KKTC'nin ne şekil alacağını dünyanın da bir daha düşünmesi gerekecektir.
ERDOĞAN AKINCI'YA 'TÜRKİYE'YE KATILIN' ÖNERİSİ SUNDU MU?
KKTC lideri Erdoğan'ın kendisine Türkiye'ye katılın yönünde bir öneri sunduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Akıncı, 'Çözüm olmazsa KKTC kendi yoluna devam edecek' dedi.
Akıncı şöyle konuştu:
"Kıbrıs'ın herhangi bir bölümünün herhangi bir başka ülkeye bağlanması gibi bir şey gündemde yok. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türklerinin de arzusu, isteği böyle bir şey değil.
Kıbrıs Türk halkının isteği çok açık ve net. Kıbrıs'ta çözüm istiyor, eşitlik, güvenlik içinde yaşayacağı bir çözüm istiyor. Bu çözümde mümkün olan nedir?
İki kesimli federal bir çözümdür.
Eğer bu olmazsa KKTC yoluna devam eder. Ama yoluna devam ederken, dünya da bu gelişmeyi değerlendirir, belki çok daha farklı koşullar gerçekleşebilir. Ancak bugün onları konuşup speküle etmenin dönemi değil. Türkiye'nin de bizim de hedefimiz bu müzakereleri başarıya götürmektir.
Sayın Erdoğan'la da, Sayın (Dışişleri Bakanı) Çavuşoğlu'yla da, tüm Türk yetkilileriyle yaptığımız bütün temaslarda hep "Çözümü artık daha da fazla geciktirmeyelim, bunu bir an önce yapalım" anlayışı vardır. Ancak eğer bizim dışımızda olamıyorsa da zorla insanların elinden tutup imza attıramazsınız.
Dolayısıyla hayat da devam edecektir. Bu hayat KKTC ile devam edecektir. Türkiye'nin 700 bin küsür kilometrekarelik toprağı var. Türkiye'nin Kıbrıs'ın küçük toprağına ihtiyacı yok."