Kıbrıs konusunun AB ile ilintisi yok
Abone olBaşbakan Erdoğan, ABD ile imzalanan kredi anlaşmasının hükümetin tasarrufu altında olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Vladamir Spidla,
Başbakanlık Merkez Bina'daki görüşmelerin ardından ortak basın
toplantısı düzenledi. Basın toplantısının sonunda iki Başbakan
gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, Avrupa Birliği
Genişlemeden Sorumlu Komiseri Gunter Verheugen'in Türkiye'nin
Kıbrıs sorununu biran önce çözmemesi halinde işgalci konumuna
düşeceği yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, Kıbrıs konusunda
Türkiye'ye destek verip vermeyeceklerini sorması üzerine Çek
Cumhuriyeti Başbakanı Spidla, Çek Cumhuriyeti'nin bu problemin
çözümüne kolaylık getirmekten yana olduğunu ifade etti. Kofi
Annan'ın önerilerine saygı duyduklarını ve sorunun bu yolla
çözümünü istediklerini belirten Spidla, "Bu sorunun en kısa sürede
iki tarafı da memnun edilecek şekilde çözülmesini istiyoruz" diye
konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün dün akşam,
ABD ile imzalanan kredi anlaşmasında bulunan Kuzey Irak şartından
haberdar olmadığını söylediğinin hatırlatılması ve "ABD, anlaşma
kapsamında Türkiye'nin Kuzey Irak'taki güçlerini çekmesini isterse
ne yapacaksınız? Eğer bu anlaşma uygulanmayacaksa niye imzalandı?"
diye sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, gazetecilerin konulara
vakıf olarak soru sormaları gerektiğini söyledi. Kıbrıs ile ilgili
sorunun yanlış olduğunu belirten Erdoğan, Verhaugen'le Dışişleri
Bakanı Abdullah Gül arasında böyle bir olay geçmediğini söyledi.
Erdoğan, "Neyi nereden çıkarıyorsunuz belli değil. Türkiye'nin
Kıbrıs konusuyla alakalı tavrı bellidir. Kıbrıs konusunun AB ile
ilintisi yok. Kopenhag siyasi kriterlerinin içinde Kıbrıs diye bir
olay yok. Ne için sizler bunu gündeme getirmek suretiyle farklı
yerlere yardımcı olmaya çalışırsınız bunu anlamak mümkün değil"
diye konuştu. Irak konusu ile kredi konusunun farklı olaylar
olduğunu anlatan Erdoğan, kredinin Irak'a asker göndermekle
bağlantısı olmadığının, protokolün içinde yer aldığını hatırlattı.
ABD ile Türkiye'nin Irak'ta müşterek çalışmasının sorulan soruyla
alakalı olmadığını savunan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şu anda insani
yardım bazında yaptığımız tüm gayretler bu müşterek çalışmanın bir
neticesidir. Olaya buradan niye bakmıyorsunuz da oradan
bakıyorsunuz. Biz ne 1 milyar dolarlık hibeye dayalı olarak bir
bütçe yaptık ne 8.5 milyar dolarlık kredinin bu hibe yerine
verilmesi üzerine bir bütçe yaptık. Bizim böyle bir endişemiz,
böyle bir sıkıntımız yok ki. Bunu bu şekilde sormanız ve Türkiye'de
ekonominin sanki bu 1 milyar dolarla bağlantılıymış, 8.5 milyar
dolarla bağlantılıymış gibi bu hale getirmeniz, bunlar yanlış
şeyler. Türk ekonomisi şu anda kendi ayakları üzerinde duruyor ve
kendi ayakları üzerinde de yürümektedir. Bunlar hep spekülatif,
sürekli olarak üretilen haberlerdir ve bunlar yanlıştır. Bunun
bedelini ülkeye ödetmenin de kimsenin hakkı yoktur. Her zaman
söylüyorum. Türkiye ne 1 milyar dolarlık hibe, ne 8.5 milyar
dolarlık kredi ile bağlantıları bu derece zayıf olan bir ülke
değil. Türkiye çok güçlü bir ülke. Bu bizim tasarrufumuz altında
olan bir olaydır. İster kullanırız ister kullanmayız. O konu ile
ilgili kararı da bizler vakti geldiğinde veririz. Onun kararı
şimdiden verilmez. Bir süreçtir. O süreçte atılması gereken
adımları nasıl atacağımızı attığımız zaman görürsünüz."