Kezman hep sorun oldu. Bir tek PSV dönemi hariç. Geçirdiği 4 yıl futbolcunun altın dönemiydi.. Burada üst üste 3 yıl gol kralı oldu. İlk sezonunda bile 24 gol attı. 4 yılda 3 şampiyonluk ve üç Hollanda Süper Kupası gördü. Kariyerinin zirve noktasıydı burası. 176 maçta 126 gol attı. Ama bundan sonrası inişli çıkışlı bir grafik çizdi. 2004-2005 sezonuda Chelsea’nin yolunu tuttu ama Mourinho ile geçinemedi. Portekizli hocanın oyun sistemine uymadı. 37 maçta 5 gol bulabildi. Yüksek fizik güç isteyen bir oyun formatında sahaya çıkılıyordu. Premier ligin temposu Hollanda’dan kat kat fazlaydı. Geldiği takım zaten leblebi gibi gol atıyordu. Ajax eski gücünde olmayınca meydan PSV'ye kaldı. Son sekiz yılda 7 şampiyonluk her şeyi özetliyor. Oysa İngiltere’de Chelsea’nin o yıla kadar tek şampiyonluğu vardı. Başarıya abone olan Manchester United, Liverpool ve Arsenal gibi dev takımlar vardı. Bunun yanı sıra diğer İngiliz takımları da kendi liglerinde sert, diri ve hızlı futbol oynuyorlardı. PSV'deki gibi ilk 11 garantisi yoktu. Yıldızlar karması arasında boy göstriyordu. Şubat 2005’te Golsüz biten M.City maçının ardından: "İyi oynadım. Forvetlerin gol atabilmesi için onlara orta yapılması gerekir. Maç boyu iki pas alabildim." diyordu. 2005’te Atletico Madrid’de bir yıl tutunabildi. 33 maçta 10 gol attı. İspanyol takımı 8 milyon euro bonservis parasına Fenerbahçe’ye sattı. Fenerbahçe’deki macerası malum.. Performans yetersizliğinin üstüne bir de Zico’nun oyun şablonu eklendi. Mourinho gibi Zico da takımını sahaya tek forvetle sürüyordu. Fizik gücü yetersiz kaldı. Rakip savunma arasında Semih kadar diri kalamadı. Kafa toplarında ve arkadaşlarına alan açma ve pas alış verişinde partneri Semih ondan daha iyi bir görüntü çizdi. Basının kendisiyle uğraşması ve eleştirilmesini hazmedemedi.. Yedek kaldığında mutsuzluğunu hemen belli etti. Son Chelsea maçında ilk 11’de Semih tercih edildi. Karşılaşmadan hemen sonra Star mikrofonlarına verdiği beyanatlar Zico’ya ve spor basınına, takım arkadaşlarına mesajdı: ”Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, bugünkü maçta en az hatası olan isim benim. Bugüne kadar beni ilk 11'de oynattığı için Zico'ya ve bana gereksiz baskılar yapıldı. Umarım bugünkü maçtan sonra herkes rahatlamıştır. Ben son 23 dakika'da oyuna girdim ve elimden geleni yaptım..” Son penaltı olayı Kezman’ın can simidi olabilirdi. Çıkış yolu için aldığı risk başına dert açtı. Görünen o ki spekülasyonlar onun yakasını heç bırakmayacak. Sırbistan Karadağ milli takımıyla da sorunları oldu. 2006 Dünya Kupası'nda Arjantin maçında gördüğü kırmızı kart sonrası bavulunu toplayıp habersizce ülkesine döndü. O gün bugün Kezman milli takıma çağrılmadı. Mart ayında kendi ülkesinin basınında şöyle bir demeci çıkmıştı: ”Benim milli takımda oynamam için Belgrad sokaklarında çırılçıplak yürümem mi gerekiyor?” Özetle Kezman PSV hariç, Chelsea Atletico Madrid ve Fenerbahçe’de sorun oldu, dikiş tutturamadı.