Kesik el cinayetinde kan donduran ifadeler
Abone olZonguldak’ta, taksici arkadaşı ve onunla arkadaşlık yaptığı iddia edilen eski sevgilisini öldüren tutuklu sanık Deniz P. ve babası Ali P., h...
Zonguldak’ta, taksici arkadaşı ve onunla arkadaşlık yaptığı
iddia edilen eski sevgilisini öldüren tutuklu sanık Deniz P. ve
babası Ali P., hakim karşısına çıktı.
Olay, Kdz.Ereğli’de 7 Eylül 2013 tarihinde meydana geldi. Dedesine
ait Uzunmehmet Mahallesi’ndeki bağ evinde öldürüldükten sonra
cesetleri olaydan iki gün sonra bulunan Murat Erdoğan (29) ile
sevgilisi Gizem Tunç’un (21) katil zanlısı eski sevgilisi Deniz P
(22) ve babası Ali P (52) hakkında savcılık iddianamesini
tamamlayarak Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açtı. Yedi
sayfalık iddianamede savcılık elde edilen delil doğrultusunda Deniz
ve babası Ali P’ın iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini
istedi.
Zonguldak Adliyesi’ne getirilen tutuklu sanıklar, 1. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde duruşmaya çıkartıldı. Duruşmada, Gizem Tunç ile Murat
Erdoğan’ın yakınları da katıldı. İlk ifadeyi olayı işlediği öne
sürülen Deniz P. verdi.
Gizem ile evlenmeye karar vermesi nedeniyle tecilini bozdurarak
askere gittiğini ifade eden Deniz P., askerden izine geldiği sırada
yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Murat Erdoğan ile 6-7 yıldır öz abim gibi bildiğim kendisine ‘abi’
diye hitap ettiğim kişiydi. Gizem ile de liseden beri duygusal
arkadaşlığımız vardı. Kendisi ile zaman zaman tartışmalarımızda
benim gibi abi bildiği maktul Murat’a gidip bizi barıştırmasını
isterdi. Bu nedenle üçümüz arasında samimiyet vardı. Benim normalde
askerliğim tecilliydi, ancak Gizem ile evlenmeye karar vermiştik.
Bu nedenle bir an önce askere gidip gelmek için tecilimi bozdurdum.
Askere gittim. Ancak askere gitmeden önce hatta maktül Murat, ‘Ben
size abilik yapacağım’ diyerek yüzüklerin parasını da o vermek
suretiyle Gizem ile aramızda sözlendik. Benim de onun da ailesi bu
durumu biliyordu.”
İzine geldiğinde bazı arkadaşlarının ‘Yanlış anlama ama Gizem ile
Murat birlikte takılıyorlar’ diye söylemelerine rağmen en ufak bir
kuşku duymadığını anlatan Deniz P., sözlerini şöyle sürdürdü: "Ya
Gizem’i evine, bizim eve ya da anne babasının evine götürüyordur
diye düşündüm. Çünkü Murat sonuçta taksiciydi. Buna rağmen izinlere
geldiğimde yine Murat’ın yanından hiç ayrılmıyordum. Olay günü
vedalaşmak amacıyla askere gitmeden önce Hüsamettin’in arabasıyla
önce Murat’ın evine gittik. Ancak evde olmayınca, yukarıda (bağ
evinde) kafayı çekiyordur diye oraya gittik.”
“TAPULU MALIN MI DEYİP KÜFÜR ETTİ”
Bağ evine gittiğinde evden sesler geldiğini, seslerden birisinin de
Gizem Tunç’a ait olduğunu anlatan Deniz P., sözlerine şöyle devam
etti: “Evin önüne gelip kapıya yaklaştığımda içeriden acayip sesler
duydum. Bu sözlüm Gizem’in sesiydi. Kalbim duracak gibi oldu. Yine
de tam olarak inanamadım. Kapıyı hafif ittirdiğimde ikisini
çırılçıplak ilişki halinde gördüm. Beni görür görmez Murat, ‘Senin
ne işin var burada. Sen askere gitmedin mi?’ diye sordu. Gizem de
bana yalvarmaya başladı. Özür diledi. Bir an boşluğa düştüğünden
bahsetti. Murat ise oldukça sarhoştu. Kendisini çok yakından
tanıdığım için sarhoş olduğu zaman ne yaptığını bilememektedir. Ben
kendisini abi olarak bildiğimi nasıl böyle bir şey yaptığını
sorduğumda, bana ‘Tapulu malın mı lan’ deyip küfretti. Suratıma
tokat vurmasıyla birlikte ben de ona vurdum. Boğuşmaya başladık.
Biraz önce bana yalvaran Gizem de tırnaklarını benim gözüme sokmaya
çalışıyordu. Bu sırada Murat, masanın üzerinden aldığı bıçağı
karnıma doğru savurdu. Ancak ben elimde tuttum. Bıçağı elinden
aldım. Zaten bundan sonra kendimi kaybettim. Bıçağı savurmaya
başladım. Ancak, kaç kez nerelere vurdum hiç hatırlamıyorum”
Deniz P.’nin ifadesi sırasında tutuklu sanık babası Ali P. de
“Kapıyı çekip gitseydin. Eşekoğlu eşek. Lanet olsun” diye ağlayarak
tepki gösterdi. Deniz P. ise ifadesine şöyle devam etti:
“Daha sonra Gizem’in kaybolduğunu gördüm. Etrafa baktığımda
kendisinin aşağıya atlamış olduğunu gördüm. Peşinden gittim,
kendisini yakaladım. Yalnız peşinden koşarken elime bir cisim
aldığımı ve kendisine ‘Bana vuran elleri keserim’ diye bağırdığımı
hatırlıyorum. Sonra ne yaptığımı hatırlamıyorum. Elini neyle nasıl
kestiğimi hiçbir şekilde hatırlamıyorum. 10-15 dakika sonra kendimi
kapının önünde kendi kendimle konuşurken buldum. Yanımda nerede ne
zaman aldığımı bilmediğim balta ya da keser gibi kırık saplı bir
şeyle içerisinde maktullere ait bir torba eşya bulunan poşet
gördüm. Eşyaları nasıl topladım nasıl poşetin içerisine koydum
hiçbir şey hatırlamıyorum.”
“TESLİM OLMAYI DÜŞÜNDÜM”
Olayın ardından teslim olmayı düşündüğünü ancak bu düşüncesinden
vazgeçerek askeri birliğine gitmeye karar verdiğin belirten Deniz
P., şunları söyledi: “Önce teslim olmayı düşündüm sonra vazgeçtim.
‘Askere giderim. Beni bulamazlar’ diye düşündüm. Taksici
Hüsamettin’i beni alması için çağırdım. Geldiğinde arkaya oturur
gibi yaptım. Poşeti arkaya koydum. Ancak o benim poşeti attığımı
sandı. Kendim ön tarafa oturdum. Bıçak ve baltayı belime sokmuştum.
Hüsamettin bana ‘Ne oldu yüzünde kan var’ deyince ‘Seni
ilgilendirmez. Sen kendi işini yap. Beni eve bırak’ dedim. Yolda
ihtiyacımı gidereceğim bahanesiyle aracı durdurdum. Baltayı yoldaki
çöp konteynerine attım." Eve geldiğinde üzerimde kot gömlek
olduğunu anlatan Deniz P, ifadesine şöyle devam etti: "Onu da
çıkarıp poşetin içine koydum. Kimse görmeden poşeti ağacın altına
bırakıp ikinci kata çıktım. Burada eşofmanlarımı giydim. Üzerimdeki
elbiseleri çıkarttım. Bu eşyalarla birlikte aşağıya indim. Ağacın
yanına bıraktığım poşeti de alarak aşağıdaki mahalledeki bir çöp
tenekesine üzerindeki çöpleri alıp benim attıklarım alta gelecek
şekilde koydum. Gizem’in elleri var mıydı? Yoksa daha önce mi
attım? Bilmiyorum. Olay yerinde mi yoksa bıçağı attığım çöp
tenekesine atıp atmadığımı hatırlamıyorum. Daha sonra elimi yüzümü
yıkayıp eve çıktım. Aileme evde hiçbir şey olmamış gibi oturdum.
Sonra arkadaşlarımla gezmek için dışarıya çıktım. Ayakkabılarımı
fark ettim. Bir tek atmadığım ayakkabılarım kalmıştı ve üzerlerinde
kan vardı. Arabanın arkasında oturarak kanı paspasa silmeye
çalıştım. Ancak tam geçmedi. Araba ile bir süre gezdik. Bu arada
Denizli’ye askeri birliğime dönmek için bileti aldım. Olayın
etkisiyle kafam iyi olsun diye esrar bulmak istiyordum. Tekrar eve
geldim. Babam kardeşimle de vedalaşmamı istedi. Fakat kardeşim evde
yoktu. Babamla kardeşimi aramaya çıktık. Kardeşim eve gelmemişti.
Kardeşimin gidebileceği yerlere baktık. Ancak bulamadım. Daha sonra
babamla eve döndük. Sonra ben evden tekrar ayrıldım. Gidip esrar
buldum. O arada ayakkabılarımı poşetin içerisine koymuştum.
Evimizden uzak başka bir çöp konteynerine ayakkabılarımı attım.
Sonra eve geri döndüm. Evde Tuğçe, teyzem, annem, babam ile bir
süre oturduktan sonra saat 03.00’e bilet almıştım. Tekrar taksici
Hüsamettin’i çağırarak terminale gittik. Giderken Hüsamettin’e ‘Ben
askere gidene kadar gördüğün hiçbir şeyi söyleme. Hatta beni
gördüğünü dahi söyleme. Yoksa bozuşuruz’ diye tembihlemiştim.”
Mahkeme başkanı, Deniz P’ın ilk yakalandığı an vermiş olduğu
ifadeleri okudu. Mahkeme başkanı, en son verdiği ifadesi ile ilk
verdiği ifadelerinin çeliştiğini hatırlattı. Deniz P ise önceki
ifadelerini kabul etmedi. Olayın en son anlattığı ifadesine göre
yaşandığını belirtti.
Mahkeme başkanı tekrar sorduğu, ‘Gizem’in ellerini ölmeden önce mi,
öldükten sonra mı kestin?’ sorusu üzerine Deniz P, ‘Ben Gizem’i
arkasından kovalamaya başladıktan sonra hiçbir şey hatırlamıyorum.
Sadece uçurumdan aşağıya atladığımı hatırlıyorum. Bu nedenle
bileğini nasıl, ne zaman ve ne şekilde kestiğini, ölmeden önce mi,
sonra mı kestiğimi kesinlikle hatırlamıyorum” dedi.
“GİZEM’E ‘KELEBEĞİM’ DERDİM”
Deniz P.’nin ardından ifadesi alınan tutuklu sanık baba Ali P. ise
ifadesi alınırken sık sık ağladı. Hayatını kaybeden Gizem ve
Murat’ı öz çocukları gibi sevdiğini söyleyen Ali P., şöyle
dedi:
“Gizem ve Murat benim kendi öz çocuklarım gibiydi. İhtiyaçlarımızı
Murat’a telefonla söylerdim. O da getirirdi. Gizem ise kız evladım
olmadığı için, kız evladım gibiydi. Çoğu zaman bizim evde kalırdı.
Benim annemin yatağında yatardı. Sabah harçlığını verir öyle
gönderirdim. Hatta sırf oğlumu arasın mutlu etsin diye kontör
alırdım. Kendisine ‘kelebeğim’ derdim. Telefonumda da kelebek
olarak kayıtlıdır. Kendisinin saçını okşamadığım zaman, ‘Bu gün
saçımı okşamadın’ diye darılırdı. Anladığım kadarıyla Gizem’in
kendi ailesinden kaynaklanan bir sevgi eksikliği vardı. Bunu da
bizim evde bulduğu için sık sık bizim eve gelirdi. Kızım gibi
sevdiğim birine böyle bir şey yapmam. Hele hele ellerini kesmem
nasıl mümkün olabilir. Ancak, oğlum ile duygusal ilişkilerine
rağmen sık sık kavga ederlerdi. Bu nedenle ben oğluma da Gizem’e de
‘Size birbirinizden karı koca olmaz’ diye de söylerdim. Buna rağmen
oğlum askerden izine geldiğinde, bana ‘Aşk böyle bir şey’ derdi.
Son bir ay 15 gün öncesinden, itibaren aralarında bir soğukluk
vardı. Tuğçe ise bizim hısmımızdır. Gizem, ‘Niçin sizin evde
kalıyor’ diye arar kızardı. Olay günü oğlum Deniz askere gidecekti.
Ancak bir hafta önce kardeşi Ulaş ile kavga etmişti. Ulaş eve geç
geldiği için kendisini fena şekilde dövmüştü. O gün Ulaş eve
gelmemişti. Bu nedenle Deniz’e, ‘Askere gitmeden önce Ulaş’ı bul
onunla vedalaş’ demiştim. Arkadaşını çağırmıştı. Onunla birlikte
çıkıp aradık. Ulaş’ı bir süre aradık bulamadık. Oğlum beni eve
bıraktı. Olay bundan ibarettir."
Oğlunun ne yaptığından haberi olmadığını belirten Ali P, şunları
söyledi: "Ben oğlumu yolcu ettikten bir gün sonra sabah, Yaman
isimli bir arkadaşım beni aradı. Bana, ‘Oğlun iki kişiyi vurmuş’
dedi. Ben de ‘Nasıl böyle bir şey olur. Bir gün önce askere
yolladım’ dedim. Oğlumun bunları gerçekten öldürdüğü ise cezaevinde
tutuklu iken oğlumla birlikte aynı koğuşta yatan Osman Öztürk’ün
mektubu ile öğrendim. Mektupta ‘Sana bir şey söyleyeceğim ama
kızma. Bunu oğlun yapmış’ diye söyledi. Oysa oğlum mektuplarında
ona sorduğumda ‘Rahat ol. Ben yapmadım’ diye söylüyordu.”
Tutuksuz yargılanan taksici Hüsamettin K. ise olay günü Deniz’i
alıp bağ evine bıraktığını, tekrar bağ evinden aldığını ifade
ederek “Deniz, Murat E ile vedalaşmak üzere yanına gitmek
istediğini söyledi. Murat’ın evine gittik. Ancak yoktu. Sonra bağ
evinde olduğunu düşünerek oraya gitmemizi istedi. Kendisini bağ
evine götürdüm. Ancak arabadan inmedim. Bana ‘Seni ararım’ diyerek
arabadan indi. Ne kadar süre geçtiğini hatırlamıyorum ancak gece
23.00 sıralarında Deniz mesaj atarak onu arabayla almamı istedi.
Tekrar bağ evine gittim. Kapının önünde bekliyordu. Karanlık olduğu
için başlangıçta fark etmedim. Ancak yüzünde bir donukluk vardı. Ne
olduğunu sorduğum sırada Murat’la kavga ettiklerini söyledi. Ancak
çok samimi olduklarını bildiğim için çok önemli olabileceğini
düşünmedim. Arabadan inerken gömlekle pantolonda bir miktar kan
olduğunu gördüm. Daha sonra saat 02.45 civarında bu kez başka bir
telefonla arayarak kendisini terminale bırakmamı istedi. Kendisini
terminale bıraktım. Olayla ilgim bu kadardır.”
Deniz P.’nin arkadaşı Tuğçe K da ifadesinde şunları söyledi: “Olay
günü 20.00 sıralarında işten çıktım. Deniz, beni Murat’ın taksisine
bindirdi. Ancak arabayı Murat değil başka biri kullanıyordu. Beni
bu taksi ile eve bıraktı. Tam saatini hatırlamıyorum ancak, 24.00
sıraları olabilir. Eve geldi. Herhangi bir anormal durum yoktu.
Kardeşi Ulaş evde değildi. Babası, kardeşiyle de vedalaşmasını
istedi. Bu sırada Deniz’in arkadaşları gelmiş. Babası ve Deniz,
arkadaşlarıyla birlikte Ulaş’ı aramaya gitti. Ancak ben arabayla
gittiklerini görmedim, yalnızca Ulaş’ı aramaya gittiklerini
biliyorum. Yaklaşık 50 dakika sonra geri döndüler. Ulaş’ı
bulamamışlar. Olay bundan ibarettir. Deniz ile arada bir
telefonlarımızı değiştiriyorduk. Olay günü de saat 24.00’te eve
geldiğinde Deniz kendi telefonunu bana verdi, diğer telefonu ise
aldı. Ancak ‘Bu telefonu kullanma’ dedi. Ben altında herhangi bir
şey aramadım”
“SOYADIMIZ ONUNLA SÜRECEKTİ”
Murat’ın annesi Dürdane E ise Deniz P.’nin oğlu hakkında
söylediklerinin doğru olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Ben
Gizem’i hiç tanımıyorum. Oğlum Murat’ın böyle bir ilişkisi de
olamaz. Eğer böyle bir ilişkisi olsa da kimseden korkusu yoktur.
Benim evim iki katlıdır. Eve getirebilirdi. Bu nedenle oğlumun
Gizem ile cinsel ilişkide bulunduğu yönündeki iddiayı kabul
etmediğim gibi oğlumun alkol alışkanlığı da yoktur. Mahallede
herkes bizi tanır. Murat benim tek erkek evladım. Soyadımız onunla
birlikte sürecekti. Sanıklardan şikayetçiyim. Cezalanmasını
istiyorum.”
Dürdane E’ın ifadesinde ağlayarak konuşması sırasında, tutuklu
sanık baba Ali P. de ağlayarak oğlu Deniz’e ‘Allah belanı versin’
diyerek tokat attı. Tutuklu sanıklar baba oğul arasındaki kısa
süreli gerginlik üzerine mahkeme başkanı iki sanık arasına asker
yerleştirdi.
“POLİS BİRŞEY YAPAMAZ”
Gizem T’un annesi Gül Kapusuz da, Deniz’in kızını sürekli tehdit
ettiğini söylediğini belirtti.
“MESAJ, MURAT YERİNE DENİZ’E GİTTİ”
Gizem’in yakın arkadaşı Zeynep T. ise ifadesinde Deniz’in sık sık
Gizem’i tehdit ettiğini söyledi. Gizem’in Deniz’i hayatından
çıkarmak istediğini söyleyen Zeynep T., sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak Deniz bunu kabul etmiyordu. Gizem’e ‘Sen benden başkasının
olamazsın’ diyerek tehdit ediyordu. Bizim eve geldiğinde Gizem
bunları bana anlatıyordu. Telefon konuşmalarına da tanık oluyordum.
Konuşma bittikten sonra Gizem, Deniz’in kendisine ve ailesine
kötülük edeceğini söyleyerek tehdit ettiğini bana söylüyordu. Deniz
askere gittikten sonra da bu tehditler devam etti. Bir gün Gizem
bizim evdeyken yine telefonda Deniz’in kendisini tehdit etmiş
olduğunu söyledi. Sonra Gizem, Deniz’in kendisini tehdit ettiğini
mesaj olarak Murat’a yazdı. Ancak mesaj yanlışlıkla Deniz’e gitti.
Hatta ben o zaman Gizem’in Murat ile arkadaşlığını bilmiyordum. Ona
neden Murat’a mesaj attığını sordum. Bana, ‘Telaşla Murat abi bana
yardım edebilir’ diye yazdım. Ancak yanlışlıkla Deniz’e gitti.
Şimdi ne yapacağım’ dedi. Sonra Deniz telefon etti. Telefonda
konuştuktan sonra Gizem bana ‘Deniz’in kendisine, ‘Senin Murat
yazan ellerini keseceğim’ diyerek tehdit ettiğini söyledi. Ve
ağlamaya başladı.”
İfadelerin alınmasının ardından tanık olarak dinlenecek olan
kişilerin bir sonraki duruşmada dinlenilmesine karar verildi. Öte
yandan, Gizem’in ellerinin ölümden önce mi yoksa sonra mı kesildiği
konusunda Zonguldak Adli Tıp Kurumu’ndan görüş istenmesine karar
verildi. Tutuklu sanıklar Deniz P. ve babası Ali P.’nin ikişer kez
nitelikli kasten öldürme suçu olduğu, tutukluluk hallerinin devam
etmesine karar verildi.
Sonraki duruşmanın 11 Haziran 2014 tarihinde yapılmasına karar
verildi.
(İHA)