Kerry ve Bush çekişmesi TV'de
Abone olABD'de yaklaşan büyük seçim öncesi Bush ve Kerry büyük bir çekişme yaşıyorlar. Bu akşam bir TV kanalında karşı karşıya gelecek olan iki lider tüm kozlarını paylaşacak.
ABD Başkanı George W. Bush'un, başkanlık seçimindeki büyük
rakibi John Kerry, Başkan'ın yarattığı "dünyaya demokrasi götürme
misyonunun seçilmiş önderi" imajıyla savaşıyor Başkomutanlık
karalama savaşı BAŞKAN BUSH'un kendisini teröre ve şer güçlerine
karşı savaşın muzaffer başkomutanı ilan ederek puan toplaması
üzerine rakibi Kerry de kendi askeri geçmişini gündeme getirdi.
VİETNAM SAVAŞI'nda gösterdiği yararlıkları ve aldığı savaş
nişanlarını seçim platformuna taşıyan Kerry, "Ben Bush'tan daha iyi
başkomutan olurum" temasını işlemeye başladı. Ayrıca gerek Bush'un,
gerekse yardımcısı Dick Cheney'nin Vietnam'a gitmemek için nüfuz
sahibi kişileri devreye soktukları ve savaştan kaçtıkları ileri
sürüldü. Bunun üzerine Bush kampına yakın çevreler, Kerry'nin
Vietnam'daki kahramanlık öykülerine gölge düşürecek, düzmece olduğu
iddia edilen filmler üreterek Kerry'yi köşeye sıkıştırmaya
çalıştılar. Bir ara Irak ve teröre karşı savaş unutuldu ve Vietnam
Savaşı'na odaklanan düzeysiz bir karalama savaşı seçim kampanyasına
damgasını vurdu. Kerry'yi karalamak için üretilen filmlere sonunda
Bush bile karşı çıktı ama atılan çamur iz bıraktı ve Kerry'ye puan
kaybettirdi. ABD Başkanı George W. Bush ile rakibi John Kerry, ilk
kez bu gece herkesin gözü önünde karşı karşıya gelecek ve kozlarını
paylaşacak. İki başkan adayını TV kameraları önünde kafa kafaya
getirecek olan ilk buluşma, 2 Kasım'daki başkanlık seçiminin
sonucunu etkileyebilecek eyaletlerden Florida'da gerçekleşecek ve
bu ilk karşılaşmada Irak savaşı ile dış politika gündemi
tartışılacak. Milyonlarca Amerikalı, televizyonlarının başına
geçerek Cumhuriyetçi Parti adayı Bush ile Demokratik Parti adayı
Kerry'nin terörle savaşa yaklaşımını ve ulusal güvenlik
politikalarını değerlendirecek. Amerikalılar bugün ülkelerinin
"savaşta" olduğuna inanıyor ve ulusal güvenlik sorunlarını ekonomik
sorunlardan daha fazla önemsiyor. İki lider arasında gerçekleşmesi
beklenen üç buluşmadan ilkinin dış politika ve güvenlik konularına
ayrılmış olması da bunun bir göstergesi. Kerry için fırsat Kamuoyu
yoklamalarında Kerry'ye üstünlük sağlayan Bush, geniş kitlenin
izleyeceği bu ikili tartışmalarda üstünlüğünü pekiştirmeye
çalışacak. Konuşmalarında, halkı etkilemek için özenle seçilmiş
temaları hiç kafa karıştırmadan vurgulayan ve kolay anlaşılır bir
dille konuşan George W. Bush'un bu avantajını kırmak, daha
dolambaçlı ve nüanslı bir dil kullanan Kerry için hiç de kolay
olmayacak. Ancak bu geceki ikili tartışma, aleyhine gelişen
kampanyanın gidişatını değiştirip inisiyatifi ele geçirmek için
Kerry'nin yararlanabileceği son fırsatlardan biri. Kerry'nin
siyasal yaşamının hep umudun kaybolduğu anlarda kazanılmış
zaferlerle dolu olduğunu hatırlatan yandaşları, Kerry'nin bu geceki
performansının kampanyanın ve seçimin kaderini değiştirebileceğini
ileri sürüyorlar. Bush'un misyonu Amerika'nın 11 Eylül'de yaşadığı
büyük şokun yarattığı ortamda "teröre karşı savaş" ilan eden ve
önce Afganistan'a daha sonra da "kitle imha silahları"
uydurmacasını gerekçe göstererek Irak'a saldıran Bush, kendisini
"tarihsel misyon" üstlenmiş bir lider, Amerika'nın gücünü ve
yenilmezliğini dünyaya kanıtlayan bir "başkomutan" olarak tanıtıyor
ve bu "kutsal misyonu" tamamlamak için halktan oy istiyor. Bush,
ABD'nin askeri gücünü öne çıkaran ve Amerika için büyük bir tehdit
oluşturduğu iddia edilen "şer güçleri"ni yok etmeyi hedefleyen bir
söylemle halkın karşısına çıkıyor. "İyiler"le "kötüler" arasındaki
bu amansız savaşta "iyiler" cephesinin başkomutanı rolünde,
Teksaslı cesur kovboy Bush. ABD'nin yalnızca kendi ulusal
güvenliğini korumak için değil, Ortadoğu'ya ve dünyaya "özgürlük"
ve "demokrasi götürmek" için savaşı göze aldığını iddia eden Bush,
kendisini de bu büyük misyonun "seçilmiş" önderi olarak takdim
ederek seçmeni etkiliyor. Irak'taki kaosu ve giderek kabaran
faturayı ise bu büyük misyonun gerçekleşmesi için katlanılan küçük
bir ayrıntı gibi gösterip ABD'nin zaferinden kimsenin kuşku
duymaması gerektiğini vurguluyor. Bush'un söylemi, 11 Eylül
sonrasında hem kendi güvenliğinin hem de Amerika'nın yenilmez
gücünün tehdit altında olduğunu hisseden Amerikalıları rahatlatan
bir söylem. Amerika'nın savaşta olduğuna inandırılmış olan
Amerikalılar, "Kötü düşmana meydan okuyan, savaşı kazanmaya kararlı
lider" olarak Bush'a destek verebiliyor. Bush'un dış politikasını
ve Irak savaşının gidişatını sorgulayanlara ise hemen "vatan haini"
damgası vurulabiliyor. Kararsız Kerry Demokrat Parti'nin başkan
adayı Kerry işte bu ortamda Bush'un rakibi olunca "vatan haini"
damgasını yememek için Bush'un Irak'la ve savaşla ilgili icraatına
ve söylemine karşı açıkça tavır almaktan çekindi. Tersine Bush'un
askeri söylemine ayak uydurarak ondan daha iyi bir "başkomutan"
olacağını söylemeye başladı. Bush'a çok iyi yakışan bu rolde Kerry
figüran gibi kaldı ve hiç inandırıcı olamadı. Kerry, "güçlü lider"
havası basarak Amerikalıları avutan Bush'un yanıltıcı beyanlarını
sergileyip "mumunu söndürmek" için söylemesi gerekenleri ise ancak
son haftalarda söylemeye başladı. Irak'a uydurma gerekçelerle savaş
açıldığını, Irak'la ilgili "başarı öyküsü"nün aslında büyük bir
kandırmaca olduğunu, ABD'nin kurtarıcı olarak işgal ettiği Irak'ta
sonu gelmeyecek bir savaşa yol açarak tarihsel boyutta bir kriz
yarattığını, bu yüzden terörle savaşta asıl hedeften saptığını ve
bugün neredeyse bütün dünyanın antipatisini çeken ABD'nin güvenlik
açısından daha da kırılgan hale geldiğini nihayet söylemeye
başlayan Kerry, bakalım bu akşamki düelloda bu söylemi daha da
geliştirerek Bush'un mumunu söndürebilecek, "güçlü lider" balonunu
patlatabilecek mi? Ve Bush'un iddialı misyonunun karşısına kendi
vizyonunu koyabilecek mi? MİLLİYET