Kerkük patlamaya hazır bomba gibi

Abone ol

Yıllardır Kuzey Irak konusunda incelemelerde bulunan Amerikalı tarih uzmanı Prof. Dr. Juan Cole, Kerkük’ü ’patlamaya hazır bomba’ olarak nitelendirdi.

Prof. Cole, Türkmenlerin Irak’taki Sünni direnişçileri desteklediğini savundu ve Telafer operasyonunu da Kürtler ile Şiilerin düzenlediğini söyledi.

Prof. Dr. Cole, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK’lı teröristlere karşı tek taraflı operasyon yapmayacağını, Türkiye’deki Kürtlerin büyük kentlere dağıldığını ve siyasi tercihlerini blok halinde ortaya koymadıklarını vurguladı.

Michigan Üniversitesi’nin Modern Ortadoğu ve Güney Asya Tarihi bölümü öğretim üyelerinden Cole, Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Telafer’deki gelişmeleri önceden tahmin eden bir uzman olarak tanınıyor.

Prof. Dr. Cole, haziran ayı sonunda internet sitesinde yayımlanan makalesinde, Telafer’deki Türkmen silahlı güçlerinin, direnişçilere yardım etmek üzere Suriye üzerinden Irak’a yabancı savaşçıların gizlice girmesine yardım ettiğini ve bu konuda kanıtlar bulunduğunu ileri sürmüştü.

'IRAK ORDUSU ASLINDA PEŞMERGELER'

Amerika’nın Sesi Radyosu’nun sorularını yanıtlayan Amerikalı uzman, Telafer’deki operasyonun göründüğünden farklı boyutları olduğunu söyledi. Prof. Dr. Cole, Telafer’deki Türkmenlerin, eskiden Saddam Hüseyin yönetimine destek verdiğini, şimdi de Iraklı direnişçilere yardım ettiğini, bunun da Irak’taki mezhep farklarından kaynaklandığını anlattı. Prof. Dr. Cole, Saddam rejimine destek veren Sünni Türkmenlerin, bugün dezavantajlı durumda olduklarına inandıkları için Sunni direnişçileri desteklediğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Gerçekte, Irak ordusu olarak tanımlanan askerler Kürt peşmergelerden oluşuyor. Üstelik Şii Türkmenler de, gerilla hareketine katılan Sünni Türkmenlerin tespiti için sorgulamalara katılıyor. Telafer içinden bakıldığında durum aslında, Şiiler ve Kürtlerin, ABD desteğinde, Sünni Türkmenlere karşı yürüttüğü bir operasyondan ibaret. Etnik bir çatışma, hatta gizli bir iç savaşı andıran bu duruma ABD’nin yaptığı müdahale, bu operasyonu, Irak’ın siyasi geleceği açısından çok hassas, hatta tehlikeli bir hale getiriyor."

'ÇATIŞMALAR SÜRECEK'

Profesör Cole, Telafer’den kaçan halkın çevredeki bölgelerde mülteci konumuna düştüğünü ve zaman içinde kente döneceklerini, ancak Amerikalı, Şii ve Kürtlerden oluşan bir Bağdat yönetiminin, Telafer’deki Türkmenlere karşı tavrını bir süre sürdüreceğini, çatışmaların önümüzdeki dönemde de devam edeceğini savundu.

Prof. Dr. Cole yüzde 90’ı Türkmen olan Telafer’deki mezhep dağılımını şu şekilde açıkladı: "Telafer’de Türkmenlerin yüzde 70’i Sünni, yüzde 30’u da Şii. Kerkük’teyse Türkmenlerin çoğu Şii. Telafer’deki Sünni Türkmenler, devrik Baas Partisi döneminde bilinçli olarak hükümete destek verdi. Baas Partisi üyesi oldular, hükümet ve orduda önemli derecelere getirildiler. Bundan dolayı, Telafer’deki Sünni Türkmenlerin siyasi tavırları, Felluce’deki Sünni Arapların tavırlarından hiç farklı değil. Yarar gördükleri Baas rejiminin Amerikalılar tarafından devrilmesinden hiç memnun değiller. Kürtler ve Şiiler tarafından yönetilmekten korkuyorlar."

TÜRKMENLER KENDİ ARALARINDA BÖLÜNMÜŞ

Prof. Dr. Cole, Telafer’deki çatışmaları, Sünni, Kürt ve Şii unsurların katılımı açısından ’gizli bir iç savaş’ diye tanımlarken, "Operasyonun yapılış tarzı, bir tür iç savaş zaten. Kürtler, Sünni Türkmenlere karşı savaşıyor. Şii Türkmenler, Sünni Türkmenler aleyhine muhbirlik yapıyor. Üstelik bu, Amerikalıların desteğinde yapılıyor. Bunun zaten bir iç savaş niteliğinde olduğu açık" dedi. Prof. Dr. Cole, Irak’ta yaygın bir iç savaş yaşanması durumunda, barışın kolay sağlanamayacağını, Lübnan’da iç savaşın 14 yıl sürdüğünü hatırlatırken, tarafların masaya oturmasının yıllar sürebileceğini belirtti.

Ortadoğu ve Güney Asya bölgelerinde İslam tarihi ve Şiiler üzerine çalışmaları bulunan Cole, Kerkük’ü ise her an patlamaya hazır bir ’barut fıçısı’ diye nitelerken, şöyle konuştu: "Kerkük her an patlayabilir. 20’nci yüzyılın başlarında Kerkük bir Türkmen kentiydi. Ancak gelişen petrol sanayii, büyük bir Kürt nüfusunu da kente çekti. Son dönemlerde de Saddam Hüseyin, Araplaştırma politikası başlattı. Bunun yanı sıra, Saddam Kerkük’ü Kürt bölgelerinden ayırıp yapay bir vilayete bağladı. Kerkük’e çok sayıda Arap getirdi. Kürtleri ve bazı Türkmenleri kentten sürdü. Şimdiyse Kürtler, Saddam’ın bu politikasını tersine çevirmek istiyor. Sanıyorum 2007’nin sonuna kadar çok sayıda Arap, kentten zorla sürülecek. Zaten birçok Arap güneye dönmüş durumda."

KERKÜK’TE KÜRT NÜFUSU HIZLA ARTIYOR

Kerkük’ün nüfus yapısının zorla değiştirilip değiştirilmeyeceği sorulan Amerikalı tarihçi, bunun kentte zaten hergün yaşanan, olağan bir durum olduğunu anlatıyor. Profesör Cole, Kerkük’te Kürtlerin nüfusunun hızla arttığını, Araplarınsa hızla azaldığını belirtiyor ve Türkmenlerin iki ateş arasında kaldığını ifade ederek, "Türkmenler içinde de Irak’ın kuzeyinde bir Türkmen bölgesi kurulmasını isteyenler var. Tabi bu durum da silahlı çatışmalara ve etnik temizlik politikalarına yol açabilir. Türkiye’de halk bu gelişmelere karşı çok hassas davranıyor" dedi

TÜRKİYE KUZEY IRAK'A MÜDAHALE EDERSE NE OLUR?

Prof. Dr. Cole, Türkiye’nin PKK ve Türkmenler açısından hassasiyetleri olduğu hatırlatılırken, "Irak’a tek yanlı müdahalede bulunabilir mi?" sorusuna şu karşılığı verdi: "Türkiye’nin tek yanlı bir müdahalede bulunacağına inanmıyorum. Ancak Türkiye, daha önce böyle bir tehditte bulundu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün bu yönde demeci oldu. Ama bir yandan Türkiye’nin AB’ye girmeye çalıştığını unutmayalım. Aynı zamanda NATO üyesi bir ülke. Türkiye Irak’a tek yanlı girmeye karar verirse, bu iki kurumla ciddi sürtüşmeye girer. Bu, Türkiye’yi siyasi ve ekonomik bir tecride sürükler. Türkiye bunun altından kalkamaz. Türk politikacıların bu tarz demeçleri bir tür tehdit amaçlı yaptığına inanıyorum.

ABD, Türk hükümetine, Irak’a tek yanlı asker gönderemeyeceğini söyleyebilecek durumda. Bir yandan da Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir ’Kürdistan’ kurulacağı yönündeki endişeleri abartılı buluyorum. Türkiye, kendi Kürt kökenli vatandaşlarının onlara katılacağını sanıyor. Oysa çok sayıda Kürt, Türkiye’nin başta İstanbul olmak üzere birçok bölgesine dağılmış durumda. Üstelik Kürtlerin seçimlerde kullandığı oylar belirgin bir özellik taşımıyor. Bir blok halinde oy kullanmıyorlar ve diğerleri gibi dağınık partilere oy veriyorlar. Türkiye’nin kaygıları siyasi gerçeklerin çok üzerinde. Üstelik İranlıların da Kürtlerle ilgili kaygısı olduğunu unutmayalım."

'BÖLGESEL ÖZERKLİK'

Michigan Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Juan Cole, Irak’ın kuzeyindeki duruma ilişkin bir soruya cevaben, Kürtlerin 30 Ocak’taki seçimlerde referandum yaptığını ve yüzde 98’lik bir çoğunluğun bağımsızlık yönünde oy kullandığını hatırlatırken, buna rağmen Kürt politikacıların, elden geldiğince bölgesel özerklik almaya çalışacağına ve Bağdat’ta elden geldiğince zayıf bir federal hükümet kurulması için uğraşacağına inandığını ekledi.

Haber: İhsan Dörtkardeş
Kaynak:

Günün Önemli Haberleri