Kentsel dönüşümde inşaat sözleşmeleri tartışılıyor
Abone olGayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç KİRAZ, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Kentsel dönüşüm yasası ile birlikte
sürecin en başından itibaren müteahhitlerin devreye girmesi
nedeniyle vatandaşın kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak
konusunda aklı ciddi bir şekilde karışmış
durumda.
Bir tarafta yasa öncesinde aldığı Daire veya bir kısım kat malikine
imzalattığı sözleşmeler nedeniyle İnşaat yapmak isteyen Müteahhit,
diğer tarafta ise daha iyi proje yaptırmak için müteahhitlerin
yarışmasını sağlatmak isteyen Daire sahipleri arasındaki mücadele
kıyasıya devam ediyor.
Yasa aslında her ne kadar tüm süreçlerin vatandaşlar yani Kat Malikleri tarafından yönetilmesi gerektiğin öngörse de Kentsel Dönüşüm yasası başladığı günden bugüne maalesef ki müteahhitlerin kontrolünde yürüyen bir yasa halini almış durumda. İşte bu nedenledir ki; 2/3 kuralının kendisine göre yorumlayan müteahhitler, özellikle de apartmanlarda bir kısım yöneticinin de desteğini alarak sözleşmeler imzalatmaktadırlar. Bu sözleşmeleri de "Kentsel Dönüşüm yasası kapsamında binanız riskli Yapı ilan edilecek, yıkım kararı verilecek ve binanın yıkılacaktır, sözleşme imzalamazsanız taşınma ve Kira parası ödemeyeceğimiz gibi Arsa payınızı da düşük bedelle satın alırız" şeklinde imzalatmaktadırlar. Yani bir nevi hukuksal tehdit uygulanarak süreç ilerletilmektedir. Vatandaşta bu hukuksal tehditler nedeniyle evini kaybetmemek için hızla kendi aleyhine hazırlanmış bu sözleşmeleri imzalamak zorunda bırakılmaktadır.
Peki bu durumda gerek riskli Yapı tespiti öncesinde gerekse de sonrasında imzalanan Kat Karşılığı İnşaat sözleşmelerinin hukuki durumu nedir? Vatandaş hukuksal tehdit yoluyla kendisine imzalatılan bu sözleşmelerden nasıl vazgeçebilecektir?
1) Afet Yasası veya
Kentsel Dönüşüm Yasası çıkmadan önce Kat Karşılığı İnşaat
sözleşmesi imzalatılması halinde riskli yapı tespitinden sonra kat
maliklerinin Arsa paylarının 2/3'ünün vereceği kararla yeni bir
projeye veya yeni bir müteahhitte evet demeleri halinde artık bu
yasa kapsamında imzalatılan sözleşme geçerli hale gelecektir. Bu
kapsamda daha önce imzalatılan sözleşme tüm kat maliklerini
kapsamadığı için sözleşmenin hukuki geçerliliği tartışmalıdır.
Burada sözleşme gereğince inşaat başlamadığı için müteahhittin en
fazla bu sözleşme için yaptığı masrafları (noter masrafı) talep
etme hakkı doğar ki cezai şart vs. talep etme hakkı
oluşamayacaktır.
2) Riskli yapı tespiti
öncesinde veya sonrasında müteahhittin kendisini bu yasa ile hukuki
olarak tehdit ettiğini ve bu şekilde sözleşme imzalattığını
söyleyen ve bu sözleşmeden dönmek isteyen taraf ise Borçlar
Kanunu'nda yer bulan yanılma, aldatma ve korkutma gerekçeleri ileri
sürerek sözleşmenin feshini talep edebilecektir. Bu konuda
bilinmesi gereken en önemli husus Kat Karşılığı inşaat sözleşmeleri
aynı zamanda bir Taşınmaz devrini de öngördüğü için noterden fesih
yoluyla değil mahkemeden dava açarak sona erdirilmesidir. Bu
şekilde dava açılması halinde 6306 sayılı Afet Yasası kapsamında
kendisine zorla sözleşme imzalatıldığını ve Mülkiyet haklarının
kısıtlandığını ileri süren taraf bu davayı açarak sözleşmeden dönme
yolunun deneyebilecektir.
İşte bu şekilde Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında mağdur edilmek
istenenler ve müteahhitler tarafından baskı altında tutulanların
hakları güvence altına alınabilecektir. Vatandaşlara en önemli
uyarımız sözleşme imzalarken yasal haklarını mutlaka öğrenmeli
hiçbir hukuki tehdit karşısında kalmadan Mülkiyet haklarını
korumalarıdır.
Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av.Ali
Güvenç KİRAZ